Gökçe'nin Gözünden;
Buradan çıkmamız lazımdı ama nereye gidecektik? Anıl ''Buradan çıkalım elbet boş bir yer buluruz hadi arabaya'' arabanın anahtarları aşağıda bir yerlerdeydi.Anıl anahtarlar aşağıda arıyorduk ama yok yer yarıldı içine girdi sanki of ne yapacağız biz yürüyerek o kadar hastalıklının arasından geçemeyiz.
Anıl'ın Gözünden;
''Buldum buldum sonunda'' diye bağırdığımda Gökçe''Aferin ama bir daha ki sefere daha sessiz ol hastalıklılar duyabilir'' derken ne oldu tahmin edin tabi ki hastalıklılar arka bahçeden buraya geliyorlardı çantaları aldık ve hemen arabaya koştuk. Arabayı ben sürüyordum neredeyse 2.30 saattir dolanıyoruz ama hiç bir yer yok.Gökçe ''Anıl dur!" bende durdum ama neden dur dediğini anlamadım. ''Anıl şu eve bak.'' Gösterdiği yere bakınca bayağı korunaklı bir ev gördüm bu bizim son şansımız olabilirdi. ''Ya bu evde birileri varsa?'' Gökçe umutsuzca söylemişti bu cümleyi... Aklıma bir fikir geldi Gökçe biraz zalimce ama bu fikri uygulamazsak bizde hastalıklardan birine dönüşeceğiz. ''Fikrin nedir?'' Bak şimdi eğer evde birileri varsa bizi almaları için yalvaracağız -umarım alırlar- almazlarsa sen bayılmış gibi yapacaksın sonra elbet alırlar içeri girdikten biraz sonra eğer fazla kişilerse sabaha doğru erzaklarını çalıp başka bir yere gideceğiz hiç değilse dinlenmiş oluruz, eğer 3-4 kişi ise hepsini öldürür ve erzak bitene kadar burada yaşarız anladın mı? ''Evet ama..'' Aması filan yok bunu yaşamak için yapacağız anladın mı? Hadi şimdi gel. Planımızı uygulamaya başlamıştık tahmin ettiğimiz gibi böyle bir yerde yaşayanlar vardı Gökçe'nin numara yapmasına gerek kalmadı. Hemen aldılar ve içeri girince bize domates çorbası,ekmek ve biraz su verdiler.Gökçe ''Ekmeği nasıl buldunuz çürümez mi?'' diye sordu oradan bir kadın ''Hayır çürümez çürüse bile yenilerini kendi ellerimizle yapıyoruz,fırın gibi bir şey yaptık orada yapıyoruz bu arada ben Şule ayrıca size de hiç güvenmiyorum haberiniz olsun'' ''Ben Gökçe bu da ikizim Anıl'' Kaç kişi yaşadıklarını sordum 8 kişilerdi 3' ü yaşlı ve hasta yani onları saymazsak beş kişilerdi öldürebilirdik belki... Gece olmuştu Gökçe uyuya kalmıştı uyandırdım elimize bıçakları aldık bende susturucu vardı tabancama taktım. En sona yaşlıları bırakmaya karar verdik ev iki katlıydı çokta genişti biz koltuklarda yatıyorduk yerde Şule ve bir tane adam yatıyordu. Gökçe adamı uyandırdı ve ''Şu kapıdan bazı sesler geliyor benimle gelir misin çok korkuyorum da?'' dedi. Tabi ben o sırada uyuma numarası yapıyordum adam Gökçe'yi kıramadı ve odaya bakmaya gitti acaba Gökçe başarabilecek miydi? sessizdi kapıya yaklaştım içeriden boğuşma sesleri geliyordu tam içeri girecekken Gökçe çıktı ve kırık bir gülümsemeyle ''Tamamdır.'' dedi sıra bir kadın geldi Gökçe ağzını kapattı ben de bıçakla boğazını kestim Gökçe biraz üzülmüştü sanki *Gökçe bak artık kimse kimseye acımaz bizde kimseye acımamalı ve yolumuza bakmalıyız. ''Anıl diğerlerine zarar vermeyelim ne olursun başka bir yer bulabiliriz erzak ve benzin alıp kaçalım lütfen'' Ne diyebilirdim ki sanırım haklıydı yaptığımız zalimce i idi,tamam alacağımızı alıp gidelim.Gökçe hiç değilse biraz vicdanını rahatlatmıştı galiba. Erzakları silahları alıp arabaya yükledik benzini de bahçedeki traktörden aldık 2 bidon benzin vardı. Artık gitme zamanı gelmişti hafif hafif güneş doğmaya başlamıştı.Tam arabaya bindik ve gidiyorken içeriden bir bağırma sesi duyduk. 'Bunu size ödeteceğim şerefsizler duydunuz mu beni bunu size ödeteceğim.Galiba yaptığımızı fark etmişlerdi seslerine bir sürü hastalıklı geldi silahları da yoktu biraz vicdan yaptım herhalde arabadan inip bir iki silahı camdan fırlatıp arabaya koştum.Evden uzaklaşalı bayağı oluyor birden bir bina fark ettim kapısı kapalıydı ama kapının önünde bir sürü hastalıklı vardı. Oraya giremezdik.
Gökçe'nin Gözünden;
Bir tabela gördüm tabela şehirden çıktığımızı söylüyordu Anıl'a gösterdim,''Yeni bir başlangıca hazır ol o zaman'' Birden acıktığımı fark ettim Anıl ben acıktım ''Aynen bende tüm çantalar bagajda mı?'' Hayır 1 tane çanta arkada vardı. ''Bir baksana gıda çantası mı?'' Çantaya uzandım içini açınca ilaçları görebildim sadece,Anıl burada sadece ilaç var. Anıl arabayı sessiz sakin bir yere çekti bagaja yöneldi geldiğinde elinde elinde 2 tane cips ve su vardı. Cipsin bir tanesini bana uzattı diğerini de kendine aldı görgüsüzler gibi yemiştik çünkü acıkmıştık. Anıl suyun yarısını içti diğer yarısını da ben içtim bu yemek molası bizi doyurmuştu.Şimdi düşünüyorum da eskiden çokta önemsemediğimiz su şimdi bulunamaz olmuştu. Üstümüzde bayağı kirlenmişti bagajdan bir su daha aldım torpido gözünde bir bez buldum suyu ona döktüm önce kendi elimi yüzümü temizledim. Bezin diğer tarafıyla da Anıl'ın elini yüzünü sildim.Anıl umarın gideceğimiz yerde yıkanabilecek bir su buluruz. ''Aynen banyo yapmayalı 2 ay filan oluyor herhalde'' Biz konuşurken bir bağırış sesi duyduk ormandan geliyordu bir tane kız bize doğru geliyordu arkasında en az 10 hastalıklı vardı. ''Lütfen durun lütfen'' durmuştuk hemen arabadan indik kıza yakın olan 3-4 hastalıklıyı vurduk Anıl ''Hemen atla arabaya'' dedi. Şaşırmıştım Anıl ne kadar çabuk güvene bilmişti kıza tabi bir şey demedim kız arabaya binince son sürat oradan ayrıldık.
Anıl'ın Gözünden;
Ben böyle güzel bir kız görmemiştim kumral tenli siyah saçlı ela gözlüydü arabaya aldığımız kız, Gökçe kıza sorular soruyordu ama ben kıza bakmaktan sorduğu sorulara odaklanamamıştım bile. Kıza Nereye gidiyorsun? diye sordum kız ''Benim bir kışlığım var oraya gidiyorum isterseniz sizde benle kalın?'' Gökçe hemen ''Evet evet bizde zaten nereye gittiğimizi bilmiyoruz bu arada teksin değil mi'' Kız ''Evet ailemi salgının ilk sıralarında kaybettim maalesef''dedi. Bu arada adın ne senin diye sordum ''Derin, ya siz?'' *Ben Anıl* ''Bende Gökçe'' Sonunda varmıştık eve girdiğimizde rahatladık sanki erzakları eve taşıdık evde de biraz erzak ve ilaç vardı. Hepsi bize en az 3 ay yeterdi.
Derin'in Gözünden;
2 tane insanla tanıştım Gökçe ve Anıl ikisi de çok iyiydiler beni ölümden kurtardılar. Onlara evi gezdirmek istedim. Evim tek katlı 4+1'di onlara yatacakları yerleri gösterdim Gökçe''Sonunda normal bir yatak'' diye ohh çekti. Komik ve sevecendi bir kızdı Gökçe banyoya girdik Devletin dolu su depoları bu eve bağlı olduğu için sıcak su vardı. Gökçe hemen'' Vallahi hiç sıramı vermem ilk ben yıkanacağım dedi ve bizi banyodan çıkarıp kapıyı kitledi.
Gökçe'nin Gözünden;
Hepimiz bir güzel yıkanmıştık sağ olsun derin bana kendi gardırobundaki kıyafetlerden Anıl'a da abisinin gardırobundan kıyafetler verdi. Temiz olma hissi çok iyiydi evi sağlama almak için barakadaki demir levhalarla kapıyı pencerelerinde birazını kapatabildik diğer yerleri kapatmak için yarın tamirci arayacağız. İşler bitince herkes kapılarını sağlama alıp güzel bir uyku çekti.
Anıl'ın Gözünden;
Çok iyi bir uyku çekmiştim kızlarda öyle kahvaltıda hepimiz mısır konservesi ve birer şişe su içtik.Kahvaltı yaparken Derin '' Siz ne okuyordunuz?'' diye sordu. ''Ben polislik Gökçe mühendislik okuyordu sen?'' Gökçe de''Ben hemşirelik okuyordum'' kısa bir sohbet ardından ev güvenliği için tamirci bulmamız gerekti çıkmadan Derin ''Birileri gelebilir ne olur ne olmaz diye bırakacağımız erzakları saklayalım'' dedi haklıydı ama nereye saklıyacağız ''çatı katında gizli bir dolap var fark edilmez oraya da saklayabiliriz'' fikrini onaylamıştık hemen bırakacağımızın erzakları oraya sakladık.2 su şişesi 3 konserve alıp yola koyulduk...
MULTİMEDYA: Derin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zombi Salgını (Dünya'nın Yeni Hali)
خيال (فانتازيا)''Sevgili izleyenler bugün kısa bir haber sunup yayını bırakıyoruz.Bugün vereceğimiz haberler oldukça kötü İngiltere bilim adamlarının yaydığı virüs insanlığın sonunu getiriyor.Filmlerde izlediğimiz zombi salgı artık gerçek! En son Suriye'ye gelen b...