Gökçe'nin Gözünden;
Yola çıktık Derin yaklaşık 1 KM. ötede minik bir tamirci olduğunu söyledi.Anıl hemen Derin'in söylediği yöne doğru sürdü. Anıl Derine karşı bazı hisler edinmişti ikizi olarak hissetmiştim bunu umarım bu hislerin sonucu Anıl'ı üzmez. Ben bunları düşünürken tamirciye varmıştık bile arabadan indik ve tamirciye girdik küçük bir iş bölümü yaptık; Ben gerekli olacak tamir aletlerini,Derin evi korumak için tahta,demir levha ve varsa pencereler için film camlardan, Anıl ise yemekleri daha kolay ısıtmak için bir kaç tane tüp aldı.Dışarı çıktık o sırada arabamızı karıştıran 2 kişi gördük. Derin '' Hey siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?'' dedi ikisi de hemen silahlarını bize doğrulttular birisi ''Sizi incitmek istemiyoruz ihtiyacımız olan şeyleri alıp gidiceğiz.'' dedi,Anıl '' Onlara bizim ihtiyacımız var o yüzden hemen şimdi onları bırakıyorsunuz!'' Onlar tartışmaya devam ederken bir hastalıklı adamı ısırdı. arkadaşı birden şoka girdi bende hemen fırsattan istifade hemen onu vurdum artık gidebilirdik...
Anıl'ın Gözünden;
Gökçe hızla adamı vurdu ve isabette ettirmişti artık bu silah işinde tam bir usta gibiydi.Hadi hemen arabaya dedim ve oradan uzaklaştık. Biraz ilerledikten sonra Derin ''DUR!'' dedi birden irkildik.''Ne oldu bir şey mi var?'' Derin ''Şuraya bakın'' Gösterdiği yere baktık bir çiçekçi vardı.Gökçe ''Ee ne olmuş sadece bir çiçekçi?'' Derin'in gözleri parlıyordu. ''Bakın buradan biraz malzeme alırsak mini bir bahçe yapabiliriz bu sayede iki de bir yemek aramak zorunda olmayız.'' Gerçekten mantıklıydı.Gökçe '' Güzel fikir ama ben çok susadım önce biraz su içelim sonra hallederiz'' dedi.Gökçe söyleyince fark ettim o kadar iş yapmıştık ve enerjimiz tükenmişti,biraz enerji toplamamız lazımdı. Sularımızı içtik tam içeri girecekken Derin ''Arkadaşlar kusura bakmayın ama benim tuvaletim geldi'' ''Tamam içeride lavabo vardır orada halledersin işini''
Derin'in Gözünden;
Çiçekçiye girdik lavabo vardı tam lavaboya girecekken bir hastalıklı üstüme atladı hemen bağırdım Anıl ve Gökçe hemen geldi. Anıl hastalıklıyı vurdu ve hemen bana sarıldı ve ''İyi misin seni ısırdı mı?'' dedi ''Hayır ısırmadı çok sağ ol hayatımı kurtardın'' dedim. Bir süre bakıştık Gökçe ''Ooo hadi ama çifte kumrular yapılacak çok işimiz var Derin sende işini hallet gel'' dedi.Kızarmıştım hissedebiliyorum umarım belli olmamıştır.Hemen lavaboya girdim ve çocukların yanına gittim. ''Hadi ama hiç bir şey toplamamışsınız Anıl sen şu çuvallardaki toprak ve gübreleri al toprak artık temiz değil, Gökçe sende büyük saksıları al bende işe yarar bişey varsa alayım'' Gökçe ''Ohooo tüm işi bize yükledin ama'' ''Fikir benden yapması sizden'' dedim gülüştük eşyaları arabaya biraz zorlayarak sığdırabildik.Tam çıkacakken katlı beyaz bir şey gördüm. Üstünde *MİNİ BOY SERA ÇADIRI* yazıyordu. ''Hey çocuklar şuna bakın işimize yarayabilir yardım edin de taşıyalım'' dedim. Katlı olduğu için kolayca taşıdık ama sorun şuydu ki arabada normal olarak yer yoktu ''Ee ne yapcağız şimdi bu işimize yarayacaktı'' Anıl ''Üzülme Derin arabada ip olacaktı onunla arabanın üstüne bağlayabiliriz.'' dedi.Zeki çocuk tabi :) Hemen arabanın üstüne bağladık sonra evin yolunu tuttuk.
Gökçe'nin Gözünden ;
Sonunda eve varmıştık eşyaları eve taşıdık.Hava kararıyordu ''Arkadaşlar bugün hepimiz çok yorulduk birer konserve yiyip yatalım olur mu?'' Anıl ve Derin hiç itiraz etmedi yolda yeriz diye aldığımız mısır konserveleri hala duruyordu bizde onları ısıtıp yedik. Sonra da evi iyice kontrol ettik,kilitledik ve odalarımıza girdik. Üstümdeki pantolonu çıkardım ve Derin'in bana verdiği eşofmanı giydim. Yatağa uzanır uzanmaz yattım.
Ertesi gün...(Gökçe'nin Gözünden);
Uyanmıştım, kemiklerim çok ağrıyordu dün o kadar şey taşıdıktan sonra normal tabi.Hemen banyoya girdim elimi yüzümü yıkadım eee nede olsa suyumuz boldu. Aynaya baktım birden fark ettim ki değişmiştim artık daha güçlü ve cesur bir Gökçe vardı.Her neyse banyodan çıktım. Diğerleri uyanmamıştı mutfağa yöneldim dolaba şöyle bir bakayım dedim.O sırada aklıma Akın'la gittiğimiz evdekilerin ekmek yapımı geldi. Dolapta unda vardı,denemekten hiç bir zarar gelmez.Hemen hamuru açtım,tüpü yaktım, büyük bir tavaya hamuru koydum ve pişmeye bıraktım. Çok uzun sürmeden 5 tane ekmek pişirdim çok güzel görünüyordu o sırada Anıl ve Derin uyandı.Anıl ''Bu koku ne?'' ''Ekmek pişirdim de ondan'' Anıl ''Hatırladım boş ver hadi hemen yiyelim'' dedi ve ekmekten bir parça alıp ağzına attı.''Böyle kuru kuru mu yiyeceğiz dolapta domates çorbası konservesi vardı durun hemen ısınır zaten'' Yemeğimizi yedik. Derin ''Hadi artık işlerimizi halledelim.'' Anıl''Tamam ben evin koruma işlerini yapıcağım çitleri biraz yükselticeğim, sizde şu ekin işlerini yapın olur mu?'' Kabul etmiştik hemen işe koyulduk.Bahçeye çıktık bir iki hastalıklı bahçenin dışındaydı ne olur ne olmaz diye hepsini öldürdük. Sonra ben ve Derin ilk önce sera çadırını açtık kolay açılmıştı çokta büyük değildi içine girdik. Yer naylondu toprağı yere döktük ve toprağı düzenledik ve fidanları diktik,tohumları ektik. İşin zor kısmına gelmiştik bunların hepsini nasıl sulayacakdık Derin'e sordum Derin ''Bundan kolayı mı var uzunca bir hortum olacaktı. Onu çeşmeye takar sularız'' Ben de ''Ya sizin suların devlet sularına bağlı olması çok işe yarıyor ya'' Derin güldü sonra ektiklerimizi suladık işimiz bitmişti bayağı uğraşmıştık ama şöyle bir bakınca iyi iş çıkarmıştık.
Anıl'ın Gözünden;
Çitleri yükseltmek için işe koyuldum önce tahtalardan duvar yaptım sonra levhalarla sağlamlaştırdım bayağı korunaklı oldu hiç değilse bir süreliğine...
Yazar: Arkadaşlar biraz uzun yapmaya çalıştım.Bu arada çok özür diliyorum uzun süre yazamadım unuttum desem yalan olmaz yine de hasta sonları yazıcam. :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zombi Salgını (Dünya'nın Yeni Hali)
Fantastik''Sevgili izleyenler bugün kısa bir haber sunup yayını bırakıyoruz.Bugün vereceğimiz haberler oldukça kötü İngiltere bilim adamlarının yaydığı virüs insanlığın sonunu getiriyor.Filmlerde izlediğimiz zombi salgı artık gerçek! En son Suriye'ye gelen b...