Gökçe'nin Gözünden;
Aradan bir hafta geçti hala bir gelişme yok elektrik ve sular çoktan kesildi, çoğu kişi şehirden gitmeye başlamıştı bile... Çok sıkılıyoruz her zaman ki gibi sıkıcı bir gündü bahçeye çıkıp hava almak istedim biraz oturdum tam içeriye girecekken yan evden bir çığlık sesi duydum bu ses yan komşumuz Seher'in sesi olmalıydı,lütfen düşündüğüm şey olmasın diye düşünürken ses kesildi merakımdan yan evin bahçesine girip pencereden içeriye baktım,olamaz bu iğrenç bir şey Seher yerde kanlar içinde yatıyordu. Ben daha olayı atlatamamışken evden 1-2 tane hastalıklı çıktı bunlar Seher'in annesi ile babasıydı bana yaklaşıyorlardı,ne yapacağımı şaşırmıştım ben geriye gittikçe onlar bana geliyorlardı o sırada odunların yanında ki baltayı fark ettim ve hemen kaptım izlediğim filmlerdeki gibi kafasına isabet ettirmeye çalıştım ve tam kafasına isabet etti. Bir tanesi gitti diğeri bana yaklaşıyordu elimde bir şey kalmadı o sırada Anıl bahçeye çıktı durumu fark edince eline bir taş alıp zombinin kafasını ezdi.Bir an öleceğimi filan sanmadım değil yani hemen Anıl'a sarıldım.
Anıl'ın Gözünden;
Gökçe' yi kurtarmıştım ama Gökçe'nin bağırışı yüzünden 5-6 hastalıklı bize doğru geliyordu hemen eve koşup kapıyı kapattık hastalıklılar kapıya vuruyorlardı Gökçe'ye hemen buradan çıkmalıyız dedim ve hemen poşetlere ve bir çantaya su yemek ve ilaçları koyduk üst kata çıktık ve benim odama girdik odamda bir tane çanta vardı poşetler kopabileceği için poşetleri o çantaya koyduk o sırada aşağıdan kapı sesi geldi galiba hastalıklılar kapıyı kırmıştı odanın kapısından baktığımda çok kötü bir manzara vardı, hastalıklılar kapıya vurdukları sırada daha fazla hastalıklı merdivenden bize doğru geliyordu hemen Gökçe ile gardırobu kapıya itmeye çalıştık o sıra bir hastalıklı koluyla bunu engelledi odamda bir tane bıçak bulunuyordu hemen bıçağı kaptığım gibi hastalıklının kolunu 2 vuruş kadarıyla kesmeyi başarmıştım.Hemen gardırobu ittik bu onları engelleyecekti ama sesleri yüzünden daha fazla hastalıklı buraya gelecekti ve eninde sonunda kapıyı kıracaklardı. Gökçe'nin odasında bir havalandırma vardı belki oradan bir çıkış yolu bulabilirdik,Gökçe'nin odasının penceresi ile benim pencerem çok yakındı oraya atlayabilirdik bu fikri hemen Gökçe'ye söyledim.''Başka şansımız yok bunu yapmalıyız'' diyerek fikrimi onayladı ilk önce Gökçe pencereye atladı sıra bendeydi ilk çantaları uzattım sonra ben pencereye geçtim evet olmuştu ulaşmıştık artık Gökçenin odasındaydık ne olur ne olmaz diye Gökçe'nin çalışma masasını kapıya dayadık havalandırma ulaşabileceğimiz yerdeydi.İkimizde havalandırmaya girdik Gökçe rahattı ama ben biraz sıkışarak girmiştim.Sonunda bir merdivene denk geldik ve merdivenden tırmandık çatıya ulaştık ne yapacağımı bilemez durumdaydık sıkışıp kalmıştık...
Gökçe'nin Gözünden;
Anıl'ı daha önce bu kadar çaresiz görmemiştim.Birden aklıma ses bombaları geldi.Çantadan 1-2 tane çıkardım Anıl ne yaptığımı anlamıştı az da olsa gözleri umutlu bakıyordu.Çatıdan evin arka kısmına doğru olan kısmına ilerledim ve ata bildiğimce uzağa attım Anıl ''Bir kaç tanesi çıktı ama hepsi değil' birini daha attım ''Galiba hepsi çıktı kalan 2-3 taneyi de kendimiz öldürebiliriz.'' havalandırmadan geri benim odama indik kapıdan baktığımızda sadece 2 tane hastalıklı ordaydı elimizdeki bıçaklarla onları öldürdük peki şimdi ne yapacaktık...
YAZAR;
ARKADAŞLAR HER GÜN 1 BÖLÜM ATMAYA ÇALIŞACAĞIM UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zombi Salgını (Dünya'nın Yeni Hali)
Fantasi''Sevgili izleyenler bugün kısa bir haber sunup yayını bırakıyoruz.Bugün vereceğimiz haberler oldukça kötü İngiltere bilim adamlarının yaydığı virüs insanlığın sonunu getiriyor.Filmlerde izlediğimiz zombi salgı artık gerçek! En son Suriye'ye gelen b...