Derin'in Gözünden;
''Arkadaşlar iyi hoş ama biz bu minnak arabamıza nasıl sığacağız'' Anıl ''Hay ağzını öpeyim bende onu diyecektim.'' Herkes ona bakınca ne dediğini farkına vardı Anıl '' Yani iyi söz anlamı da dedim yoksa öpeceğimden mi Allah aşkına'' Diğerleri pek önemsemedi ama son dediği kalbimi birazcık kırmıştı neden bilmiyorum...
Gökçe'nin Gözünden;
Anıl'ın son cümlesinden sonra Derin'nin yüzü değişti bende ortamı dağıtmak için ''Hiç olmadı daha iyi bir araba bulana kadar yürürüz gencecik insanlarız ne olacak''
Zarife ''Başka seçeneğimiz yok şu yemekleri paylaşalım sonra çıkalım derim'' herkes onayladı yemekleri paylaşırken Derin ''Ben sadece biraz su istiyorum benim hakkımı paylaşın'' Derin'i kenara çekip ''Derin neden böyle davrandığını biliyorum ama şunu bilki Anıl o cümleyi seni kırmak için söylemedi'' Derin ''Ne alakası var hem nasıl davranıyormuşum bana ne Anıl'ın cümlesinden'' Ben de gözlerimi devirerek ''Derin benden saklamana gerek yok nasıl olsa artık arkadaşız değil mi Anıl'dan hoşlanıyorsun değil mi?'' Bu soruyu merakımdan değil sadece Anıl'ın sevgisi karşılıklı mı onu öğrenmek için sordum. Derin ''Bak doğruyu söylemek gerekirse bilmiyorum gerçekten bilmiyorum doğru söylediğine kırıldım ama neden bilmiyorum'' Sesi titriyordu dokunsam ağlıyacaktı ben de ''Anlıyorum, istersen biraz bahçeye çık hava al'' Derin ''Tamam''....''Dikkatli ol tamam mı?'' kafasını salladı sonra o gidince ben de diğerlerinin yanına gittim paylaşımı yapmışlardı bende hakkımı yedim sonra silahlarımızı ve bir kaç malzeme alarak dışarıya çıktık. Derin öyle dimdik ve hareketsiz duruyordu yanına gittik Eylül ''Derin bir sorun mu..'' cümlesini bitirmeden hepimiz bahçenin dışındaki yüzlerce hastalıklıyı gördük. Anıl ''Şimdi boku yedik'' dedi sessizce geriye doğru adımlarla eve döndük ve kapıyı kapattık. Herkes birbirinin yüzüne bakıyordu. O sırada Kemal ''Bir fikir buldum bir filmde görmüştüm insanlar hastalıklıların kılığına girip kolayca onların arasından geçiyordu'' *The Walkinh Dead alıntısı .:D* Derin ''Ben de o filmi izledim ama işe yarar mı ki?'' Eylül ''Ayy ben yapamam hayatta olmaz'' Anıl ''Abartma kızım bir şey olmaz'' filan diyordu herkes Eylül hanımı ikna etmeye çalışıyordu Eylül de Anıl ısrar ettikçe daha da nazlanıyordu. Derin birden eylülü hızla yakasından tutup duvara yapıştırdı biz Derin'i tutacaktık ama Derin ''Sakın karışanı çok fena yaparım'' deyince o haldeyken kimse Derin'e karışmadı ve herkes pür dikkat Derin'i izliyordu Zarife biraz endişelenmişti ne de olsa kardeşiydi. Derin ''Bana bak geri zekalı kimse burada senin nazını çekmek zorunda değil anladın mı başka şansımız varmışta biz o pis hastalıklıların kılığına girmek istiyormuşuz gibi davranma ha sen ben prensesim olmaz öyle şey diyorsan burada geberip gitmeyi bekleyebilirsin kıçında motor varsa onu çalıştırı uçabilirsin büyük ihtimalle de onlardan biri olursun şimdi bizi oyalama'' dedi ve Eylül'ü bıraktı daha önce onu hiç böyle görmemiştik.Derin dışarı çıktı nereye gittiğini soramadık bile bir 2-3 dakika sonra bir hastalıklıyı kucaklamış şekilde içeriye girdi.Anıl ''Dikkat et Derin'' Derin ''Bir şey olmaz öldürdüm onu'' dedi ve karnını yardı kanını üstüne sürdü ve bize ''Hadi davetiye mi bekliyorsunuz yapın şunu!'' Derin daha sert davranarak üstüne kanları sürüyordu sinirliydi.
Anıl'ın Gözünden;
Derin çok sinirliydi onu böyle görmekte beni çok üzüyordu ''Derin Derin!'' o kadar sinirliydi ki beni duymuyordu Omuzunu tutup ve onu sarstım biran bana baktı o gözlerine dalıp gitmek ve bir daha hiç bırakmamak istiyordum ''Derin lütfen lütfen sakin ol şuan çok sinirlisin neden bilmiyorum ama iyi değilsin biraz dur lütfen'' dedim ve ona sıpsıkı sarıldım...
Derin'in Gözünden;
Bana sarıldı hiç bırakmak istemezmişcesine onu geri itmedim itemedim sonra yüzüme baktı ve ''Sakin misin ona göre bırakıyorum bak'' dedi ve sıcacık gülümsedi bana o gülümseme ömre bedeldi. ''Sakinim hadi şimdi acele edelim'' Diğerleri bizi izliyordu onlarda hemen kanları üstlerine sürdüler.Artık hazırdık Gökçe ''Hadi bakalım herkes silahlarını kuşansın yeni bir yolculuğa çıkıyoruz'' dedi. Silahlarımız ellerimizde dışarıya çıktık.dışarıda hastalıklı kaynıyordu herkes işe yarasın diye dua ediyordu içinden eminim en azından ben öyle yapıyordum.Sonunda hastalıklıların içine girdik bir iki tanesi bize yöneldi ödüm koptu ama fark edemediler.Şükürler olsun ki fark etmediler tam aralarından çıkıyorduk ki Eylül birden hapşurdu tabi tüm hastalıklılar ona yöneldi biz yetişemeden onu ısırdılar.Zarife şoka girdi bağırmadı bağıramadı Eylül yerde ''Yardım edin lütfen yardım e..'' cümlesini tamamlayamadan bir hastalıklı uzun tırnaklarını midesine geçirdi Zarife Eylül'e doğru yönelecekti ki ben kolunu tuttum ve fısıldıyarak '' Şu an bunu yaparsan sende onun durumunda olursun'' dedim.Yavaşça ilerledik ve hastalıklıları geçtik herkes şoktaydı Zarife'ye baktım gözlerinden yaşlar süzülüyordu hastalıklıları geçtikten sonra ''Ne olursun yapma böyle ağlayınca bir şey değişmiyecek'' Hiç bir şey demiyordu sadece ağlıyordu daha da bir şey demedim yürüyorduk ama nereye gittiğimizi bilmiyordum...
Kemal'in Gözünden;
Kimsenin ağzını bıçak açmıyordu sessizliği bozmak ve merakımı gidermek amacıyla ''Arkadaşlar nereye gidiyoruz? Havada kararmaya başladı'' Anıl ''Kemal haklı bir yer bulmalıyız evleri kontrol edelim'' Gökçe ''Evet ama ev yok sorun orada Zarife sen ne düşünüyorsun?'' Zarife'nin dikkatini dağıtmak için sorduğu çok belliydi Zarife omzunu silkti ve ''Bir fikrim yok'' dedi.
Gökçenin Gözünden;
Umudumuzu tam yitirmişken karşımıza bir bina çıktı ''Arkadaşlar bu son şansımız hadi girip kontrol edelim'' binaya doğru yöneldik kapıyı biraz zorlayarak açtık merdivenlerden çıkarken 3 hastalıklı merdivenlerde dolanıyordu mermi sesine fazla hastalıklı gelirdi o yüzden bıçakla işlerini hallettik.Bakalım evler boş muydu...
Anıl'ın Gözünden;
Bina zaten 3 katlıydı 6 daire vardı.Tüm daireler boştu büyük ihtimalle o hastalıklılar da bina sakinleriydi. ''Arkadaşlar bu geceyi mecbur burada geçireceğiz ama önce binayı güvenliğe alalım'' Evlerde 2 taşıyabileceğimiz iki dolap bulduk ve bina girişindeki kapıya dayadık yarına kadar idare ederdi binanın en üst katına çıktık ev 2+1 idi Gökçe ''Ben susadım biraz da acıktım diğer evlere iyice bakalım'' herkes onayladı evleri dolaştık sadece 2 paket bisküvi 2 büyük bira kutuyu hemen eve taşıdık.Gökçe Zarife'ye ''Ne istersin?'' Zarife ''Hiç bir şey istemiyorum.'' dedi.Gökçe zorla zor ''Hadi al böyle günlerde çikolata gibisi yoktur'' dedi ve 2 tane çikolata verdi.Herkes bir şişe su içti ve konserve yedi sonra ben ''Yanlış görmediysem kutuda 2 büyük şişe bira vardı bugün için iyi gidebilir dedi ve 1 Büyük şişe birayı içtik Zarife biraz fazla içti kimse birşey demedi üzgündü nede olsa ,sonra hemen koltukta sızdı Kemal ''Bence böyle bırakalım uyanmasın'' Derin ''Ne bırakması üstü başı kan üstünün değişmesi lazım'' Kemal ''Kıyafet var mı ki?'' Derin ''Tabi var şu sırt çantasına koymuştum sizde içerideki dolapta erkek kıyafetleri var onları giyersiniz'' onaylayıp çıktık kızlarda Zarife'nin üstünü değiştirdi kendi üstlerini de giydi,bizde dolaptaki giysilere baktık bize göre bir şeyler bulduk yarın giymek için şimdi uyuyacağımız için rahat bir şeyler giydik.İçeri geçtiğimizde kızlar giyinmişti Gökçe ''İçeride ki büyük yatağa biz üçümüz yatarız sizde diğer odadaki yatağa yatarsınız olmadı biriniz koltukta yatın artık iyi geceler'' dedi ve Zarife'yi de alıp gittiler bizde dairenin kapısını kitledik kızların odasından 2 komidini alıp kapıya yasladık kızların kapısını kontrol ettikten sonra bizde yattık bakalım diğer gün bizi neler bekliyor...
Yazar:Arkadaşlar diğer bölümlerde ne gibi şeyler ekleyebilirim fikirlere açığım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zombi Salgını (Dünya'nın Yeni Hali)
Fantasi''Sevgili izleyenler bugün kısa bir haber sunup yayını bırakıyoruz.Bugün vereceğimiz haberler oldukça kötü İngiltere bilim adamlarının yaydığı virüs insanlığın sonunu getiriyor.Filmlerde izlediğimiz zombi salgı artık gerçek! En son Suriye'ye gelen b...