Gökçe'nin Gözünden;
Sabah kalktığımda daha kimse uyanmamıştı. Tezgahın üstünde akşamdan kalma yarım şişe su vardı onu içtim kimse uyanmadan yemek yemek istemedim.Bu yüzden ben de balkona biraz hava almaya çıkayım dedim.Balkon demirliydi yine de ne olur ne olmaz kenarda durdum bir 5 dakika sonra içeri girecektim ki bir şey fark ettim birisi dikilmiş bana bakıyordu,daha dikkatli baktım hastalıklı değildi bu Şule idi!(Şule kimdi diye sorarsanız önceki bölümleri okuyabilirsiniz) Hemen içeri girdim Anıl'a koştum ve onu uyandırarak ''Anıl kalk Şule burada lütfen kalk'' Anıl sersem sersem ''Ne Şulesi Gökçe ya hayal görmüş olmayasın?'' Şule olduğundan emindim tabi delirmemişsem ''Anıl gerçekten oydu'' sesimize Kemal uyanmıştı bize dönerek ''Bir sorun mu var?'' Anıl ile birbirimizin yüzüne baktık söylemeli miydik bilmiyorduk.Anıl ''Anlatacağız ama önce herkes uyansın,Gökçe git kızları kaldır sonra salonda konuşalım'' başımla onayladım sonra koşarak kızları uyandırmaya gittim kapıyı açtığımda giyinmişlerdi Derin ''Hopp yavaş ol kızım ya ne bu telaş?'' Ben de ''Hadi gelin salona bir şey konuşacağız''' hemen salona gittik herkes salondaydı Anıl ile ben yüzlerimize bakıyorduk nasıl başlayacağımızı bilmiyorduk.Şule ''Hadi artık ne söyleyecekseniz söyleyin'' Anıl bir iç çekerek konuyu anlatmaya başladı sonra da ''...Ve bugün Gökçe Şule'yi gördüğünü idda ediyor'' Ben ''İdda etmiyorum gerçek bu inanmak zorunda değilsin'' Kemal ''Eğer o kız buradaysa büyük ihtimalle intikam için gelmiştir.Bence burayı terk etmeliyiz'' herkes terk etme fikrini onayladı Derin ''Tamam önce birer konserve yiyip öyle çıkalım ben acıktım'' Derin'in dediği gibi birer bezelye konservesi açıp yedik sonrada dışarıya çıktık kapının önünde durduk ''Arkadaşlar fazla hastalıklı kalmamış o yüzden bunları da vurup daha fazla hastalıklı çekmeyelim sessiz ama hızlı bir şekilde ilerleyelim'' Herkes onaylamıştı sessizce onları geçtik.Bir 15 dakika filan sonra önümüze bir jeep çıktı heycanlanmıştık Anıl ''Hadi arabayı kontrol edelim benzin varsa bunla devam ederiz'' dedi ve benzini kontrol etti bize gülerek ''Depo dolu hadi atlayın''...
Anıl'ın Gözünden;
Arabaya binecekken Gökçe ''Anıl arabayı ben sürebilir miyim?'' dedi.Bende ''Tamam sür ama dikkatli ol'' Gökçe sürücü koltuğuna geçti zaten arabayla gideceğimiz tek bir yol vardı Gökçe de oraya sürdü zaten...
Yarım saat sonra (Anıl'ın Gözünden);
İlerliyorduk birden gözüm aynaya takıldı Kemal Gökçe'yi süzüyordu.Nedenini bilmediğim şekilde bir kıskançlık olmuştu,bende Kemal'e dik dik bakıyorduk.Tam o sırada araba birden durdu.Ben ''Gökçe ne oldu neden durdun?'' Gökçe korkmuş bir şekilde ''Şu.. Şule'' baktığı yöne baktım 3 tane araba önümüzü kesmişti bir sürü kişi bize bakıyordu en başta Şule Gökçe bana dönerek ''Anıl şimdi ne yapacağız?'' Cevap veremedim çünkü ben de ne yapacağımızı bilmiyordum.Şule yanındaki iz bandot gibi adamlara bir şey fısıldadı ve adamlar bizim olduğumuz yöne doğru gelmeye başladı kapıları açmaya çalıştılar açamadılar çünkü kapılar kilitliydi adam Gökçe'ye camı aç işareti yaptı Gökçe korkusundan kıpırdamıyordu adam birden elindeki levyeyle camı kırdı herkes korkmuştu adam Gökçe'ye eğilip ''Kapıyı aç'' dedi Gökçe açmadı adam bu sefer bağırarak ''Her dediğimi iki kez mi söylemem gerekiyor kapıyı aç!'' dedi Gökçe irkilmişti kapıları açtı,kapıların açılmasıyla hepimizi arabadan indirmeleri bir oldu artık Şule ile aramıza hiç yok denecek kadar mesafe vardı adamlar birden hepimizi yere fırlattı Derin ''Ahh yavaş olsana biraz'' Adam Derin'i tekrar kaldırdı bu sefer daha sert bir şekilde yere attı tam ayağa kalkıp o adama gününü gösterecektim ki Şule ''Heyy! Biraz saygınız olsun herkes burada sizi bekliyor sizin yaptığınız saygısızlığa bakın çok ayıp çok'' dedi. Ben ''Ne istiyorsun bizden Şule?'' Şule Anıl'a döndü ''Vayy beni unutmamışsınız bu iyi oldu kendimi hatırlatmama gerek kalmadı.Sizden ne istediğime gelirsek bu oldukça açık benden aldığınız sevgilimi ve kardeşimi istiyorum'' Gökçe sessiz bir şekilde ''Ama onlar öldü'' dedi Şule kulağını Gökçe'ye yaklaştırdı ve ''Ne dedin duyamadım daha sesli söyle lütfen'' Gökçe tekrarladı ''Ama onlar öldü dedim'' Şule ''Ama olmuyor böle biraz daha bağır kimse duymuyor böyle'' Gökçe bağırarak ''Onlar öldü dedim anlamadın mı ÖL-DÜ!'' Şule sinirle Gökçe'nin saçından tuttu ve ''Evet öldü kim öldürdü sizce? Durun ben cevabı biliyorum siz!'' Ben ''Bunu yapmak zorundaydık'' dedim Şule ''Neyi yapmak zorunda idiniz size kapısını açan ve yardım eden insanları öldürmeye zorundaydınız?'' cevap veremedim Gökçe ''Özür dileriz gerçekten üzgünüz'' Şule gülerek ''Üzgün olman onları geri getirmiyor tatlım kusura bakma'' sonra Kemal ve Derin'e dönerek ''Sizin adınız ne?'' ikisi de cevap vermedi Şule bağırarak ''Dilinizi mi yuttunuz adınız ne dedim'' Kemal ''Ben Kemal bu da Derin'' Sonra Zarife'ye döndü ve ''Senin adın ne?'' Zarife ''Ne o nüfusuna mı alacaksın?'' Şule silahını Zarife'ye doğrulttu ve ''Senin adın ne dedim sert abla'' Zarife yine cevap vermedi bu sefer Şule ''Bir daha sormayacağım senin adın ne?'' arife yine cevap vermeyince Gökçe ''Zarife onun adı Zarife'' dedi Şule silahını indirdi sonra da ''Neyse tanışma kısmını da bitirdiğimize göre sadede gelelim şimdi anlayacağınız üzere buraya sizinle muhabbet için gelmedim intikam istiyorum bu yüzden de birinizi vuracağım maalesef'' dedi ve silahıyla kafasını kaşıyarak ''Ahh çok zor hanginizi vursam acaba?'' Kemal bağırarak ''Yeter artık fazla uzattın birisini vurunca çok sevgili kardeşin ve sevgilin geri gelmeyecek'' Şule silahını Kemal'e doğrulttu ve ''Neyse seçimimi yaptım'' dedi o anda bir sessizlik oldu daha sonra bir silah sesi korkmuştuk hmen Kemal'e döndüm Kemal donup kalmıştı yere bakıyordu...Olamaz vurulan Kemal değil Gökçe idi Şule Gökçe'yi vurmuştu benim herşeyim canım kardeşim yerde kanlar içinde can çekişiyordu hemen ona sarıldım ve ''Gökçe,Gökçe iyi misin lütfen kendine gel lütfen'' Gökçe ''A..Anıl çok acıyor dayanamıyorum lütfen bir şey yap'' ne yapacağımı şaşırmıştım hemen ceketimi kanayan yere bastırdım Şule gülerek çabalamamı seyrediyordu.Birden bir sinir geldi ve Şule'ye bir yumruk attım Şule adamlarına ''Tutun şunu'' dedi adamları iki kolumu da tuttular Şule sert bir yumruk attı Derin hem ağlıyor hem de bağırıyordu ''Yeter artık yapma!'' Şule onu duymamazlıktan gelip bana vurmaya devam ediyordu son gücümü toplayıp karnına iki ayağımla sert bir tekme attım yere yığıldı Şule ''İşte bunu yapmayacaktın'' dedi ve kafama sert bir darbe indirdi sonrasında gözüm karardı ve en son Derin'in ''Anıll!!'' diye bağrışını duyup yere düştüm sonra ne oldu bilmiyorum...
Yazar: Arkadaşlar bakın tekrar söylüyorum ben genel bölümleri hafta da iki kez atıyorum bu günlerde cumartesi ve pazar hafta içi herhangi bir gün de yazı atacağım ama hafta içi attığım yazılar hafta sonlarına göre daha kısa olabilir bu arada bir arkadaşımız ''Kısa yazma'' demiş bu sebepten dolayı bir günde iki bölüm atmayı düşünüyorum bunun haricinde başka tavsiyeleriniz olursa onları da değerlendireceğim İyi Günler Dilerim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zombi Salgını (Dünya'nın Yeni Hali)
Fantasia''Sevgili izleyenler bugün kısa bir haber sunup yayını bırakıyoruz.Bugün vereceğimiz haberler oldukça kötü İngiltere bilim adamlarının yaydığı virüs insanlığın sonunu getiriyor.Filmlerde izlediğimiz zombi salgı artık gerçek! En son Suriye'ye gelen b...