Zaman... Her şeyi var edip, sonra acımasızca yok eden... Kimsenin kaçamadığı o soğuk hapishane.
Zamanı durduramazsın, geriye gidemezsin, sadece ilerlersin... Karanlık, aydınlık fark etmez ilerlemen için.
Peki ne kadar vaktin kaldı geriye.....
Saniye... dakika... saat... gün... ay... yıl... ?
Ben kendi adıma cevap verebilirim aslında.. 1 dakika 40 saniye.
Seçeneklerimi düşünürken kalan vaktim buydu işte.
Sadece bunu bilmiyordum...
Neyse işten yeni çıkmış eve doğru yürüyordum. 1.adım, 2.adım, 3.adım, 4.adım, 5.adım, 6.adım, 7.adım... Pekala sizi sıkmayayım. Tam 1020 adım atmıştım ki o zaman durdum.. Ara sokaktan sesler duymaya başlamıştım.
3 ses.
Biri çığlıktı ki bir kadınındı.
"Lütfenn.... Bırakııın b eni yal-varı-rım." Geriye ağlama sesi ve ona da hıçkırık eşlik etti. 2 ses ise acımasızca gülüyordu.
1.ses "İlk sen mi istersin? Öncekini ben almıştım. Hahahahaha..." Tamam buna pislik diyelim.
Ardından 2.ses cevap verdi. "Mm.. Fakat bu sefer sen öldür."
Neeeeee!? Yanlış duymadım değil mi? Katiller mi birde? Tamam sakinleş! (Aslında paniklemedim de işte normal insanlar gibi tepki vereyim dedim. Pek normal değilimdir..!)
3 seçeneğim var;
İlki polisi arayıp beklerim ki zamanında yetişeceklerini sanmıyorum.. Telefonun da şarjı yok zaten!
İkincisi kahraman olurum.. (Hey.. yanlış anlamayın! Kahramanlardan nefret ederim!!! Nedenine gelince anlayacaksınız..) Sonuçta 2 çocuğa.. düzeltiyorum.. 2 katil pisliğe ders vermek zor olmamalı...
Üçüncüsü inkar et... 4leri oyna; Umursama.. Unut.. İlerle.. Geriye bakma.. Eh kısaca insanlıktan vazgeç...!
Ve durum değerlendirmesi;
1.Seçeneğim yakında telefon bulamayacağım için elenmiş durumda. (Gece gece ne insan var ne de açık bir dükkan..) Geriye tek bir seçenek kaldı. Eh pardon ama 3.Seçeneğim baştan elendi.. İnsanlıktan vazgeçmeyi reddediyorum!!!
Zaten hiçbir zaman korkak olmadım. Başkalarının işine burnumu sokmayı sevmesem de gözümün önünde olanları bilmemezlikten gelemem değil mi? Sonuçta suç ortağı olurum ki bunu istemiyorum.. (Harekete geçmemin en önemli sebebi buydu işte.. Kimse beni, ben istemeden suç ortağı yapamaz!!!)
Tüm bunları düşünmem 3 saniye aldı. Harekete geçmem ise 1 saniye..
Sokağa doğru hızlıca yürüdüm. 10 saniye sonra sesler görüntüye dönüşmüştü. Biri kadının ağzını kapatıp şevkle üstünü soymaya çalışıyordu. Diğeri ise sigara yakmış normal bir şeymiş gibi olanları izliyordu. Eh şimdi düşünürsek 1. suçları değildi. Belki 2. bile değildi. Kim bilir kaç tane...? İkisi de 20 yaşından küçük görünüyordu. Karanlık olmasa tam yaşlarını söyleyebilirdim. Bu konularda yanılmam.. (Gerçekten övünmüyorum..)
İkisi de kendilerini tamamen işe adamış olacaklar ki beni göremediler.
Her neyse havalı bir giriş yapmalıyım. Ee bu isin kuralı budur değil mi? Neden durduk yere kuralı bozayım! (Diyeceksiniz ki ee kardeş, kahramanlardan nefret etmiyor muydun? Ne havalı mavalı şeylerden bahsediyorsun? Hemen cevap vereyim. O zamanlar nefret etmiyordum..)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZONA
Viễn tưởngZamanı durduramazsın, geriye gidemezsin, sadece ilerlersin... İşte benim hikayem öldüğümde başladı. Adli Psikolog Wu Shan eve giderken geçirdiği kaza ile hayata gözlerini yumdu.. Yada öyle olduğunu sanıyordu.. O tekrar dirilmişti. Üstelik 13 yaşın...