Yazarın Uyarısı: Bundan sonrası kanlıdır! Bu yüzden ona göre okuyun.. Sonra uyarmadı demeyin.
*************************
"Çocuk.. Sakinleş! Öfkenin seni ele geçirmesine izin verme!!" Melynas bağırmaya başladı.
"Merak etme, aslında oldukça sakinim.." O hissi bastırmadım fakat beni ele geçirmesine de izin vermedim! Onu kabul ettim.. Ben Wu Shan bundan sonra iyi biri değilim!!
Melynas'ın endişesi anında yok oldu ve içtenlikle bana gülümsedi. Ne hissettiğini biliyordum. Senin yanındayım.. Her istediğini yap!
Karşımdaki bedene baktım. Bana endişeyle bakıyordu. "Küçük öfkeni anlıyorum fakat senin yaşaman gerekiyor.. Bundan sonrası için kaygılanma! Ben Zhao Gan sana bakacağım. Artık iyi bir yaşam sürebilirsin."
"O zaman yollarımız burada ayrılıyor. Şuana kadar yardımlarınız için teşekkürler. Bunu unutmayacağım.."
"Küçük ne yapmaya çalışıyorsun..? Kendini öldürmeye çalışmana izin veremem! Bu yüzden bunun için üzgünüm.."
O anda bedenim onu takip etmeye başlayacağını hissettim!
"Melynas..!"
"Tamam hallediyorum."
Bunun ardından boynumda içimi ısıtan bir sıcaklık hissettim ve anında köle damgası yok oldu.. Sanki hiç var olmamış gibi!
Zhao Gan şok ve korkuyla bana bakakalmıştı. Onunla daha fazla vakit kaybetmedim. Bir anda olduğum yerden yok oldum ve evin içinde dolaşmaya başladım. Hızım çok fazlaydı ki geçtiğim yerde yarıklar oluşmaya başladı! O odayı bulmak kolay olmuştu. İçeri girdim... Masada oturan adam beni görünce şaşırdı. Kısa sürede kendini toparladı. "Burada ne yapıyorsun sen?" Ardından 8. Derece aurasını yaydı! Bunun üzerine ifadem değişmedi...
"Ne.. Ne oluyor?" Adam şaşırdı. Bu aura öldürücüydü ki karşısındaki normal bir çocuktu! Bu yüzden ne olduğunu anlayamadı..
Buz gibi bir sesle konuştum. "Sana sadece bir soru soracağım! Eğer cevap vermez veya cevap dışında bir şey söylersen, arkanda bekleyen ölüm meleği hızla ruhunu alır.. Geçen sene klana götürdüğünüz köleler nasıl öldü?"
Karşımdaki beden bir süre alayla güldü. "Hahaha.. Çöp parçası canına mı susadın? Sen.." Konuşması bir çığlıkla kesildi!
"Aaaaaaahhh.."
Ardından havayı bir kan kokusu sardı.
"Sen... ne..sin? Dantianın yoktu! 6. Derece Savaşçı? Hayır, hayır auran daha fazla!" Adam kollarına bakıyordu fakat 2 kolu da olması gereken yerde değildi!! Korkuyla titremeye başladı.. Yerde kan havuzunda, bıçakla kesilmiş gibi duran iki koluna baktı!
"Bu.. Bu... İmkansız..!"
Gözleri bana döndü. Kana bulanmış ellerimi gördüğünde titreyen bacakları kendini taşıyamadı.. Yere düşürken kısık sesle konuşmaya başladı. "Lütfen.. Beni öldürme..! Ben söyleyeceğim.."
Sözünü tamamlamasına izin vermedim. Gırtlağına elimi savurdum.. Ve boynundan kan sıçramaya başladı. Artık konuşamıyordu! Hızla kan kaybetmeye başladı. Suratı bembeyaz olmuştu.
"Bunun için geç kaldın.. Ölüm meleğiyle cehennemin en derin noktasına kadar gidebilirsin!"
Yavaş yavaş ölürken gözümü bile kırpmadan ona baktım. Tekrar fısıltının sesi yükselmeye başladı. Öldür..! Hahahaha.. Daha fazla... Her şeyi yok et!! Kısa sürede önümdeki beden can çekişerek öldü. Böylece ona olan ilgimi kaybettim. Gözlerim kapıya odaklandı.. Gelen 6 kişiyi hissediyordum!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZONA
FantasyZamanı durduramazsın, geriye gidemezsin, sadece ilerlersin... İşte benim hikayem öldüğümde başladı. Adli Psikolog Wu Shan eve giderken geçirdiği kaza ile hayata gözlerini yumdu.. Yada öyle olduğunu sanıyordu.. O tekrar dirilmişti. Üstelik 13 yaşın...