Koyu mavi gözleri ile karşısındaki rakibini izleyen çocuk durgun su gibi sakindi. Rakibi ona alayla gülerken onları izlemekte olan kalabalığın sesleri birbirine karışıyordu.. Dış öğrencilerinde bulunduğu kalabalığın sayısı 300 civarındaydı.. Tabi ki aralarında asıl öğrenci bulunmuyordu. Bu gibi basit savaşın onlar için bir anlamı yoktu..
"Efendi Ran.. Köylüyü geldiği çöplüğe yollayın.."
"Pislik piç saygısızlığını öde!!"
"Bacaklarını kırın.. Bir daha çöp karşınızda duramasın.."
Ayrıca kalabalığın içinde birkaç Elder bulunuyordu. Onların hepsi de Ran için gelmişti.. İçlerinden biri arenaya bakarken konuştu. "Elder Cue, torunun bir dahi olduğunu duydum. Kısa zamanda asıl öğrenci olacağına eminim.. Hımm.. Diğer çocuğun 10 meridyeni açık olduğu söyleniyor. Ne yazık.. Yanlış kişiyi kızdırdı!"
"Haklısın Elder Ma. Hahahaha.."
Bir çocuk mavi keskin gözleriyle kalabalığa baktı.. Derin bir nefes alıp gözlerini kapattı. Seslerin sahipleri aklında canlanırken yüzündeki yarım bir sırıtışla şeytanı andırdı.. Onun ürkütücü düşüncelerini duyan biri vardı. "Çocuk zamanı gelecek! Fakat şimdi karşındakine odaklan.." İçindeki tanıdık sesi duyunca gözlerini açtı.
Karşısındaki Ran bir süre sonra yüzündeki gülümsemeyle konuştu. "Küçük böcek, kaçacağını sanmıştım.. Biraz cesaretin varmış.. Hmm şimdi eğilip yalvarırsan canını acıtmayacağım.. Ayrıca seni kölem yapmak isterim. Ne dersin? Sana iyi davranacağıma emin olabilirsin.. "
Ran'ın konuşmasının hemen ardından bir gülme sesi ile etraf sessizliğe büründü. Bu kişi Eien'den başkası değildi. Duyduğu şey karşısında kendini durduramamıştı.. Bir süre geçti ve Eien'in gülmesi durdu. Gözleri parlarken karşısındakine baktı.
"Ahh pardon.. Kendimi tutamadım. Köle!!! Peki bunu yapmak için kabiliyetli misin? Ben Eien'i yenebileceğini sanıyor musun? Yada bana boyun eğdirebileceğine.. Sen boş konuşmayı bırakıp da savaşmaya ne dersin?"
Kafaları karışan kalabalık bir süre ne diyeceklerini bilemediler..
"Oo..o çöp ne diyor?"
"Hahahaha.. Ne diyecek saçmalıyor.."
"Efendi Ran şu gerizekalının haddini bildirin.."
Kızgın kalabalık Eien'e küfürler yağdırırken o sakince rakibine bakıyordu.. Ran ise sinirinden kudurmuş şekilde hızlıca önündeki çocuğa koştu. Göz açıp kapayıncaya kadar Eien'in önünde belirmiş hızlıca bir yumruk sallamıştı..
Eien, kendisine gelen yumruğu sağ eliyle karşılayıp yumruğu boşluğa yönlendirdi.. Oluşan enerji dalgası ile rüzgar oluşmuş ve saçları bununla birlikte dalgalanmıştı.
Şaşıran Ran açığını kapatamadan Eien, hızlıca karnına bir tekme attı. Ran son anda kendisine gelen tekmeden kaçmayı başarmış olasa da enerji dalgasıyla birkaç adım geriye uçmuştu.. Ran şaşkınca kıyafetine baktığında bir çok yerinden parçalanmış olduğunu keşfetti. Karşında sakince duran çocuğa büyük bir korku ile baktı.. "Neee.. NEE! Ne oluyor? Oluşan enerji dalgası çok fazlaydı.. Eğer o tekme bana vursaydı ne olurdu?"
İkisinin arasındaki bu darbe alış verişi 1 saniye bile sürmemişti. Şok içinde kalan insanlar gözlerine inanamadılar..
"Bu.. Bu gerçek mi?"
"Ne oluyor? Neredeyse saldırısını göremedim.. Hem hızlı hem de güçlü.. Çok güçlü!"
"Efendi Ran geriye çekilmek zorunda kaldı.."
![](https://img.wattpad.com/cover/122965628-288-k693620.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZONA
FantasyZamanı durduramazsın, geriye gidemezsin, sadece ilerlersin... İşte benim hikayem öldüğümde başladı. Adli Psikolog Wu Shan eve giderken geçirdiği kaza ile hayata gözlerini yumdu.. Yada öyle olduğunu sanıyordu.. O tekrar dirilmişti. Üstelik 13 yaşın...