7.Bölüm

34 5 0
                                        

Eve geldiğimde annemin evde olmamasından yararlanarak Nutella kavanozunu kaptığım gibi masaya kuruldum. Annemin dediği gibi yemek vardı. İyi güzel. Tamam düşünmüşsün yapmışsın da insan bir düşünür bu kız açtır ben ona güzel yemek hazırlayayım diye ama nerede bende o şans. Yemekte nemi vardı? Tabikide pırasa yemeği ve yeşil mercimek çorbası. İkisinden de ömrüm boyunca nefret etmişimdir ve ben adım gibi eminim ki eğer evlenirsem ömrüm boyunca evimde böyle yemekler yapmayacağım. Sözüm söz.

Kavanozun kapağını açtığım gibi telefonum çaldı. Arayanın annem olduğunu görünce etrafıma bakındım. Kamera falan mı var bu evde anlamadım ki ben şimdi? Bence telepati yapıyor. Evet evet kesinlikle telepati yapıyor.

"Efendim anne."dediğimde annem yine cırlamaya başladı.

"Kız sen yine Nutella kavanozunu araklamadın dimi? Bak orada mis gibi yemekler yaptım. Azıcık ye de kafan çalışsın."dediğinde gözlerimi devirmeden edemedim.

"Anne sen çocuk mu kandırıyorsun? İnsan bir kuru fasulye yapar, pilav yapar. Hadi onları da geçtim zamanın yoktu yapamadın. İnsan bir makarna pişirir ya. Tamam biliyorum onlarda nimet ama birazcık daha yenilenebilir yemekler yapamaz mısın ya! "Diye sitem ederken tatlı kaşığını kavanoza daldırıp kocaman bir tepe oluşturdum.

"Ay tamam yeme. Yeme de aç kal. Sonra derslerin kötü gelsin de bak ben sana o zaman ne yapıyorum. Neyse artık. Baban zaten bugün gelmeyecekmiş. Mesaj attı bana. İşyerinde önemli bir toplantı mı ne varmış. Ona katılacakmış. Sevim de tutturdu biraz daha kal diye. Bende kıramadım. Sen ödevlerini yap. Kapıyı kilitleyip erkenden yatarsın. Zaten bende çok kalmam merak etme. Hadi sana iyi çalışmalar görüşürüz."dediğinde ağızımdaki nutellayı hemen bitirdim.

"Görüşürüz."dediğimde telefonu kapattım. Bir kaç dakika daha kavanozdaki nutellaya kazı çalışması uygularken daha fazla yemek istemeyerek kapağı kapatıp yerine koydum. Odama giderek üzerimdeki okul kıyafetlerini çıkarıp siyah eşofmanı mı giyerek üzerine de beyaz bir tişört giydim. Daha sonra da üşümeyeyim diye bir de siyah kapüşonlu giydim. Ödevim olmadığı için telefonumu alarak biraz video izledim. Birazda whatsappta takılarak zamanımı geçirmeye çalıştım. Mesaj atan olmayınca da wattpad ten kitap okuyarak bütün zamanımı harcadım. En sonunda uykum gelince ışığı kapatıp telefonun alarmını kurdum ve derin bir uykuya daldım.

------------

Sabah uyandığımda mutfaktan gelen kokularla birlikte ayağa kalktım. Hızlıca banyoya gidip elimi yüzümü yıkayarak odama geri döndüm. Okul kıyafetlerimi giyip, saçlarımın uyurken bozulmuş yerlerini düzleştirdim. Makyaj masama oturarak kirpiklerime rimel sürdüm. Birazda vişneli lip balmımı sürerek akşamdan hazırladığım çantamı aldım ve mutfağa gittim.

"İnanamıyorum. Peynirli pişi yapmışsın."dediğimde annemin yaptığı hafif sıcak alan pişilerden yemeye başladım. Bir yandan da ağzıma domates atarken saatimi de kontrol ediyordum. Bir iki pişi daha yedikten sonra ayağa kalkarak siyah ceketimi üzerime geçirdim ve çantamı omuzuma astım. Telefonumu ve anahtarımı da alarak ayakkabılarımı giydim ve annemin yanağını öpüp hızlıca merdivenleri indim.

Hızlı bir şekilde otobüs durağına giderek otobüs beklemeye başladım. Uzaktan gelen otobüs benim önümde durup kapısını açınca içimden pis pis sırıttım. Kapıya yakın olan en arkadaki boş ikili koltuğa oturup kulaklıklarımı taktım. Telefonumdan Bahadır Tatlıözün takvim şarkısını açarak kafamı cama yasladım ve gözlerimi kapayarak kendimi müziğin ritmine bıraktım. Ah Bahadır ah. O deniz gibi mavi gözler insanı resmen içine çekiyor.

Sağ kulağımdaki kulaklık bir anda çekilince rahatımı bozan kişinin kim olduğuna bakmak için anında gözlerimi açarak sağ tarafıma döndüm.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 07, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TOZ PEMBEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin