Sınıfa girdiğimde bir kaç kişinin yemek yediğini, bir kaç kişinin de kendi aleminde takıldığını gördüm. Selinler daha gelmediği için bende sırama oturarak elimdeki kitabımı okumaya başladım. Böğürtlen kışı. Bu kitap benim dönüm noktam oldu. Hayatımdaki bazı şeylerin kıymetini daha iyi anladım.
Kitabın sonlarına doğru gelirken daha fazla dayanamayıp kapağı kapattım. Eğer biraz daha okursam kesinlikle ağlayacaktım ve ben bu kadar kişinin içinde ağlamak istemiyordum.
Selinler kapıdan içeri girince onlara gülümsedim. Kızlar önümdeki sıraya otururken Selin de yanıma oturdu.
"Hemen her şeyi anlatıyorsun. Neler oldu çok merak ediyorum."diye heyecanla sorunca onun bu haline güldüm. Kızlarda benim gülmeme katılınca Selin somurtarak arkasına yaslandı.
"İyi be tamam. Sormadım sayın."diyerek bize sırtını çevirdi.
"Kızım sende o zaman düşünerek konuş. Tamam bende merak ediyorum ama belki kız anlatmak istemiyordur. Yada sadece nöbetini tutup geri geldi."diyen İreme baktım.
"Hayır aslında oldu bir şeyler. Hatta daha da fazlası var. Size anlatmak istiyorum ama şu anda ne yeri ne de zamanı. Uygun bir yer bulunca söz veriyorum anlatacağım."diyerek onlara baktım. Hepsinin gözleri parlayınca Selin hemen koluma yapıştı.
"Tamam o zaman. Çıkışta okulun alt tarafındaki kafeye gidelim. Orada diğer tüm insanlardan uzak bir kamelya var. Orada oturabiliriz."diye soran Seline kızlar onay verince herkes bana baktı.
"Tamam ama önce anneme sormalıyım. Yabancı bir şehirdeyiz. Belki annem izin vermeyebilir. O yüzden pek fazla heveslenmeyin."diyince Selin bana gülümsedi.
"En azından bir umudumuz var. Bence sen kendini ve anlatacaklarını şimdiden hazırla."diyerek omuzuma dokundu.
"Ders boşş!"diye bağırarak içeri giren çocuğa gözlerinden kalp çıkaran emoji misali baktım. Herkes hep bir ağızdan sevinç nidaları çıkarırken bizde bu habere fazlasıyla sevinmiştik.
"O zaman film izleyelim."diyerek ortaya bir fikir atan kıza baktım. Herkes bu fikri onaylamıştı ama filmi nereden bulacaktık?
"Serdar sende film varmı?" ortaya film fikrini atan kız duvar kenarında, kendi halinde, sessiz sakin oturan çocuğa sordu. Çocuk elindeki telefonu sıraya bırakarak kalem kutusunun fermuarını açtı ve bir flash bellek çıkardı.
"İstediğiniz kadar."diyerek güldü ve ayağa kalkarak akıllı tahtanın önüne geçti. Flash belleği takıp içindeki onlarca filmi herkesin gözü önüne serdi.
"Bence romantik-komedi bir film olsun."
"Bence aksiyon izlemeliyiz."
"Tabi ki de aşk filmi izleyeceğiz."
Hep bir ağızdan çıkan cümleler sınıfta kargaşaya neden olmuştu. Neden kimse korku filmi izlemiyor ki?
"Arkadaşlar bence korku filmi izleyelim. Romantik-komedi yada bir aşk filminde erkekler sıkılır. Aksiyon filminde de kızlar sıkılır. Bence en iyisi korku filmi izleyelim."diyerek ortaya attığım fikirle birlikte bütün bakışlar bana döndü. Lanet olsun ne dedim ki ben şimdi de bu kadar sessiz siniz?
"Kız haklı."diyerek beni onaylayan bir kişinin ardından diğer çoğu kişi beni onayladı.
"İyi de bende korku filmi yok. Nasıl olacak o iş?"diye soran Serdar'a baktım. Ona hafifçe gülümseyerek telefonumu elime aldım ve yerimden kalktım.
"USB kablosu olan varmı?"diye sorduğumda bir kız bana cevap verdi. Çantasını karıştırarak içinden beyaz USB kablosunu çıkararak bana uzattı. Ona gülümseyerek kabloyu elinden aldım ve bir ucunu tahtaya, bir ucunu da telefonuma takarak telefonumda ki dosyaları büyük ekranda açtım. Videolar kısmına girerek sınıfa döndüm. "

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOZ PEMBE
Roman pour AdolescentsBu öyle herkesin bildiği masum kızın kötü çocuğa aşık olması değildi veya kötü çocuğun masum kıza aşık olması da değildi. Bu platonik bir aşktı. Kaşılıksız bir aşkta insan ne kadar dayanabilirdi ki? Peki Kumsal, kalın duvarlar ardına saklanmış Poyra...