Bu sözümle Cihan şok olmuştu. "-Saçmala Aylin ! " bunu bana kızarak söylemişti ,iyi de ben ne demiştim ki ? Sanırım asıl kızdığı ben değil o kişinin gelip beni öldürme ihtimaliydi. Derince bir nefes aldı ,ellerimi bıraktı ve ayağa kalktı. Odanın içinde sürekli daireler çiziyordu , bana bir şey söyleyeceği zaman duruyor ve bana bakıyordu. Aslında çok mantıklı ve soğukkanlı bir adamdı. Bir sorun yaşarsa hemen çözüm üretebilirdi. Bu halini ilk kez görüyordum. Onun her halini görebilmek beni mutlu etmişti fakat karşımda çaresiz duruşu aynı oranda da üzmüştü. Karşımda durdu ve bana yaklaştı. Bir eli belinde bir elide sürekli karıştırdığından bozulduğu saçlarındaydı. Bana bir şey söylemek istiyordu sanırım. Kafamı yukarı kaldırdım ve meraklı gözlerle ona bakıyordum. "-Aslında ailenin yanında mı kalsan ? " Bunu söylerken iki kaşını yukarı kaldırdı. Ne saçmalıyordu böyle ? "-Yok artık, onların yanında kalmak istemiyorum !" Bunu sertçe söylemiştim. Ona o kadar kızdım ki kafamı indirdim ve öbür tarafa çevirdim. "-Eğer orda kalırsan güvende olursun bunu sende biliyorsun. Onlar senin ailen seni korurlar." Beni korurlar mı ? Bu sefer bende ayağa kalkmıştım. Onun tam gözlerinin içine bakıyordum o da merakla ne diyeceğimi bekliyordu. "-Beni korurlar öyle mi ? Nasıl peki ? Ablamı koruyama..." Cümlemi burda kesmiştim. O ne demek istediğimi çok iyi anlamıştı. Derin bir nefes aldım "-Her neyse onların yanında kalmayacağım hem Serpil'i yalnız bırakamam. " Karşımda garip gözüküyordu. Sanki bir zafer kazanmış edasıyla "-Serpil'in yanında kalman onu da tehlikeye atman demektir." Serpil'in benim yüzümden zarar görme ihtimali, işte bu kafamda şimşekler çaktırdı. O zekiydi gerçekten zekiydi, beni nereden vuracağını iyi biliyordu. Haklı galibiyetinin verdiği rahatlıkla oturdu. Bu sefer ben ayakta kalmıştım. "-Bu gün evden eşyalarını topla, istersen seni ben bırakırım " dedi. Bende yalnızca " -Peki." diyebildim. Neden bilmiyorum belki de ailemin yanına gitmeye değil sadece onun beni bırakmasına peki dedim. Sevinmişe benziyordu bana dediğini yaptırmıştı. "-Serpil hala beni bekliyordur. Ben artık gideyim." dedim. Oda kafasını aşağı yukarı salladı, yüzünde ise sen bilirsin iması vardı. Savaş kaybetmenin hüznüyle kapıya yöneldim bir elimle kapının kolunu tuttum ve biraz kapıyı araladım. TAKKK . Kapı kapandı. Cihan arkamda duruyordu ve bir eliyle kapıyı sertçe itmiş öbür eliyle belime sarılıyordu. Şok olmuştum ve kapını vurmasıyla sıçramıştım. Benim sıçramamla beni daha sıkı tutmaya başladı. O benim bir zamanlar sevgilimdi ama bana hiç böyle dokunmamıştı. Kapıyı ittiği kolu bu sefer omuzlarıma sarılıyordu. Resmen dibimdeydi. Kafasını kafama dayamıştı. Saçlarımın arasında bir şey ararcasına hareket ediyordu. Onun her nefes alış verişinde içim ürperiyordu. Sonra kulağıma eğildi ve yavaşça "-Teşekkür ederim... Sözümü dinlediğin için. " Bir saniye bu çok tanıdıktı !
* Aylin'in vurulduğu gün Cihan *
Onu kanlar içinde görünce şok olmuştum. Sadece başında dikiliyordum. Aklımdan sürekli şimdi ne yapacağım ? diyordum Ben doktordum ama o an çaresizdim. Etrafımdaki insanlar bağrışıyordu, yağmur bastırmıştı ve o ... sevdiğim kadın gözlerimin önünde vurulmuştu. İnsanlar 112 yi arıyordu. O an tişörtümü çıkardım hemen. İnsanların bana baktığından emindim ama umrumda değildi. Eğildim ve tişörtümü sıkıca Aylin'in koluna sardım. Bilinci kapalı gözüküyordu. Onu yerden kaldırdım ve kucağıma aldım. Arabamın olduğu yere doğru hızlıca yürüyordum. Arka koltuğa onu koyduktan sonra hemen sürücü koltuğuna oturdum. Son hızla gidiyordum ,arada arkamı dönüp ona bakıyordum. Sanki biri onu alıp götürecekmiş gibi hissediyordum. Hastaneye ulaştım ve hemen arabadan indim . Onu tekrar kucağıma aldım. Hastanenin kapısından içeri girdiğimde herkes bana bakıyordu. İkimizde ıslaktık, her yerde kan vardı. O sırada doktorlardan biri geldi ve sedye getirdiler. Onu koyduktan sonra hızlıca konuşmaya başladım "-Vuruldu. Çok kan kaybetti ve bilinci hala kapalı. Bi şeyler yapın nolur !" Onu götürdüler. Bense öylece kaldım. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Hemen odama çıktım ,üstümdeki kan lekelerine aldırmadan dolabımı karıştırıyordum. En sonunda bir tişört buldum ve hemen giydim. Çıktığımdan daha hızlı merdivenlerden iniyordum asansörü bekleyecek durumsa değildim. Aylin'i ameliyata alacaklarını söylediler. Korkmamam gerektiği söylediler. Beklememi söylediler. Bunlar doktorların yalanlarıydı sadece. Ameliyata girecek doktorun kolundan tuttum "-Onu kurtarın lütfen." Doktorda benim kolumu tuttu ve ameliyathaneye girdi. Tek yapabileceğim beklemekti. Oturdum başımı iki elim arasına almış düşünüyordum. Aklımdan binlerce şey geçiyordu. Ben hep perdenin arkasındaki kişi olmuştum. İnsanlara yardım eden ben olmuştum. Şimdi çaresizce bekliyordum. Ya ona bi şey olursa ? Ya onu da annem gibi, yada Duygu gibi kaybedersem ? Neden hayatıma giren her kadın ölümle yüzleşmek zorundaydı ? Onları koruyamamıştım ve Aylin'e de aynısı olursa benim için her şey biterdi. Daha fazla oturamayacağımı anladım. Ayağa kalktım ve daireler çizerek yürümeye başladım. O sırada Aylin'i çıkardılar gayet iyi gözüküyordu ama hala narkozun etkisinde uyuyordu. Doktor onun iyi olduğunu kurşunu çıkarttıklarını söylediklerinde onun sözünün bitmesini beklemeden sarıldım "-Çok saol, çok saol...." Aylin'i odaya aldılar. Niye hala uyanmamıştı ? Elini aldım ve nabzını yokladım. Daha sonra yatağın yanına sandalye çekerek oturdum. Onun elin iki elimin arasına almış öylece ona bakıyordum.
Nasıl bu hale gelmiştik ki biz ? Yavaşça elini bıraktım ve saçlarının arasına bir öpücük bıraktım. Sonra kulağına eğilip yavaşça "-Teşekkür ederim ... yaşadığın için. " dedim. Odadan çıkmıştım ki Serpil'i aramak geldi aklıma. Elimi cebime attım ve onu aradım daha sonra ailesine haber vermeliyim diye düşündüm ama yapamadım. Uyandıktan sonra bunun kararını o vermeliydi. O sırada Emre'yi gördüm "-Emre !" "- Efendim hocam ?" "-Bak sana bir görev vericem bu odadaki hasta varya benim için çok değerli biri, şimdi bir işim var gitmem gerek sen ondan gözünü ayırma. Başına bi şey gelirse kendini ölmüş bil. " "-Peki hocam." Ona o anda güvenmeliydim çünkü başka çarem yoktu. Her ne kadar beceriksiz bir doktor olsada iyi biriydi. Danışmaya beni soran polisleri görmem gerekti. "-Geçmiş olsun. Siz hastanın yakınısınız sanırım ?" bunu soran daha genç gözüken polis memuruydu. "-Evet sev... yani aile dostuyum, arkadaşıda sayılırım tabi. " Ne saçmalıyordum ki ? "-Peki olayı anlatır mısınız ?" "- Tabi biz yolda kav... yani konuşuyoduk." Durdum ve derin bir nefes aldım. "-Biz konuşuyoduk ve ayrılcaktık. Yolun karşısına geçmeye çalışırken birden silah sesi duydum bir baktım ki o vurulmuş öylece yerde yatıyordu." "-Etrafta şüpheli birileri var mıydı ?" "-Zannetmiyorum yani etrafa hiç bakmadım ki ." "-Hiç düşmanı var mıydı ?" "-Hayır yoktu. O herkesin seveceği cinsten bir kızdı ." Peki yardımınız için saolun onunla da görüşmemiz lazım tabi uyandıysa. " Kafamı salladım ve onlara odanın kapısına kadar eşlik ettim. Serpil gelmişti. Onu güvenli ellere bırakmanın verdiği rahatlıkla hastaneden ayrıldım ve evime gitti.
* Olay Günü *
Her şeyi hatırlıyordum. Benim yanımdaydı, beni kucağında taşıdı,ellerimi tuttu... Evet bunun verdiği heyecanla birden arkamı döndüm. Şaşırmış olacak ki beni bırakmadan biraz geriye gitti. Yüzümde aptalca bir gülümseme vardı. O ise noluyoruz der gibi bakıyordu. O an gözlerim dudaklarına kaydı. Biz daha hiç öpüşmemiştik. Onu bilmem ama ben hiç kimseyle öpüşmemiştim. Parmaklarımın ucuna bastım ve dudaklarına yöneldim.Beni birden bırakmasıyla hayal kırıklığına uğramıştım. Resmen havayı öptüm. Gözlerimi açtım ve ona baktım. "-Git hadi " dedi yalnızca. Yıkılmıştım. Beni öpmek istemiyordu çünkü beni sevmiyordu. Kaçarcasına odadan çıktım. Hastane az da olsa normale dönmüştü. Hastaneden çıktım ve Serpil'in beni beklediğini gördüm. Koşarak ona doğru gittim ve boynuna sarıldım. "-Gidelim nolur." Serpil yavaşça sırtımı okşuyordu beni rahatlatmak istiyordu.
*Cihan*
Gözleri dudaklarıma takılınca ne yapmaya çalıştığını anladım. Bana yaklaşırken tereddüt ettim ama yapamazdım. Sadece geri çekildim. Ona git dedim çünkü eğer kalırsa dayanamazdım. Aslında her zamanki arsızlığıyla belki çıkmaz umudu vardı içimde ama olmadı. O gitti ve ben kaldım. Onu ilk öpücüğünü böylece alamazdım. Kalbim delice atıyordu. Bir çok kadınla görüşmüştüm ama kalbim ilk kez böyle oluyordu. Elimi kalbimin üstüne götürdüm ve "-Sakin ol böyle olması gerekliydi." dedim. Ama asla beni dinlemezdi ! Onu öpme isteği beni delirtmişti sanırım. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırıntılara Tutunmak
عاطفيةNe kadar korursanız koruyun bazen yalnızca çok sevdiğiniz için kaybedersiniz. Ve bazen gerçekler yalanlardan daha çok acıtır... "-Sen kalbimin çok derinlerinde saklandığın için mi sana aşık olduğumu anlayamadım ?" "-Bence hepsi senin salaklığından."