Bölüm 6

189 24 4
                                    

Baran: Koşarak su getirdi arkasında Annesi Tülay vardı.

Tülay: Oğlum, oğlum ne oldu sana canım benim oğlum nasıl düştün, Allah'a şükür yaşıyorsun.Oğlum.

Eren'in annesinin gözlerinden yaşlar akıyordu. Rabia'a şaşırmış deli gibi Eren'i görmeyi çalışıyordu.

Eren: İyiyim Annem.Korkma bir şey yok.

Tülay: Başın ağrıyor mu ? veya gözlerin karardı mı ? Vücudunda herhangi bir yer de karıncanlanma veya uyuşma var mı ? iç kanaman olabilir.

Eren: Sadece Kalçam ağrıyor, hemde çok, Şiddetli düştüğümdendir diye düşünüyorum. Yukarıda gözüm karardı evet, çok yorgundum.

Tülay: Galiba iç kanaman yok ilerleyen günlerde belli olabilir dışkında veya idrarında kan varsa yine bir belirtidir.

Eren: Annem korkma bak bana dev gibi adamım hiç bir şey olmaz bana.Ama biraz uyusam olur mu ?

Tülay: Aşağı düşünce mi uykun geldi başını bir yere vurdun mu beyin kanaması geçiriyor olabilirsin.

Eren: Hiç bir şeyim yok yukarıda çok uykum olduğu için düştüm. Bir Siluet görmüştüm ona bakayım derken ayağım yerden kalktı, ne olduğunu anlamadan kendimi aşağıda buldum. Bir kuş gibi uçuyordum.Ama eğlenceliydi, kalçam kırılmış olabilir.Şimdi dinlenmek istiyorum belki de yüksekten düştüğüm için öyledir kırık varsa uyandığımda belli olur zaman geçer en azından.

Baba: O zaman yukarı gel, orada yatak da yat.

Eren: Çok yorgunum 1 adım atamam.Burada yatayım.Baba sen yukarıda nöbet tutsan Kerem'de burada tutsa, Baran ile ben uyusam çok yorulduk.

Baba: Anlaştık, Ben sana battaniye getireyim. Sende uyu.

Eren: Yaz ayındayız baba, sadece ince bir çarşaf istiyorum.

Baba: Hemen getiriyorum,Kerem senin de uykun gelirse bize bildir, Eren'e olduğu gibi bir şey olmasın.İstersen sana da kahve yapabilirim.

Kerem: Hayır, teşekkürler. Yukarıda silah var o sende kalsın, ben de sopa bıçak falan var rahatım yani.

Baba: Tamam oğlum, Eren sana da battaniye getiriyorum.

Eren: Tamam teşekkürler.

Eren: Lan Kerem ben unuttum bu kıza bir şey yedirdiniz mi su içidirniz mi ?

Kerem: Hee Baran verdi.

Eren: İyi kızcağız da ölmesin burada. Kardeşini arıyordu yazık oldu, yarın bırakalım bunu.

Kız bir şeyler demeye çalışıyordu

Rabia: Şkddj jeyy

Eren: Ağzındaki bandı çıkarsana bir şey demeye çalışıyor.

Kerem Kızın yanına gitti ve bandı nazikçe çekmeye başladı.

Kerem: Biraz acıyacak canım.

Kızın bandını çıkardı ve Rabia konuşmaya başladı.

Rabia: Ben gitmek istemiyorum siz çok güzel bir ailesiniz birbirimizi koruyabiliriz. Hem ben çok güzel yemek işlerinden de anlarım, iş falan yaparım yardım ederim size. Sonra beraber kardeşimi buluruz o da çok güçlüdür, 3 yıl profesyonel Boksörlük yaptı.

Eren: Olabilir ama size güvenmiyoruz.

Rabia: Güvendiririz,hem neden güvenmiyesiniz ki ? çok güzel bir aile oluruz.

Kerem: Rabia doğru diyor biz bağlamakla hata yaptık ?

Eren: Tanımaya çalıştık hata değildi. Bence kızı artık iplerini çözelim üst kata gidip annemiz ve babamızla  tanışsın sonra marangozun orada yatar.

Kerem: Tamam.

Kızı çözdü sonra üst kata çıkardı Babasıyla ve Annesiyle tanıştırdı. Kızı beğenmişti, iyi birine benziyordu. Ve çarşafı babasından alıp Eren'in yanına geldi.

Kerem: Al bunu üzerini ört hadi iyi uykular.

Eren: Teşekkürler kardeşim.

Kerem: Rica ederim.


EREN DERİN BİR UYKUYA DALDI. RABİA Bu büyük aileyle tanıştı. Ve güvendi Rabia bu aileyi sevmişti. Ama kardeşi yanında yoktu ve bütün gece boyunca ağlamıştı. Ona bir şey olduğunu düşünüyordu korkuyordu. Marangozun odası pis kokuyordu havalandırılmamıştı. Ama başka yatacak bir yer yoktu. Yarın Kardeşleri ikna edip Damla'yı kardeşini aramaya çıkacaktı, gelmeseler bile tek gidecekti.Ve onu bulacaktı. Umutluydu.

GECE 4'de  Kerem uyumaya karar verdi. Baba da kabul etti. Yukarıdan nasıl olsa gözetliyordu ve elektrikler vardı ışık olduğu için rahat görüyordu. Bahçeleri olması çok güvenliydi. Geleni geçeni görüyordu. Ama Baba'da çok yorulmuştu, Aşağıya inip Baran'dan nöbet tutmasını istedi.Oğlu kabul etti ve nöbet sırasını devraldı. Güneşin doğmasına 2 saat kalmıştı.Ve dışarıdan çığlık yükselmişti, Baran dışında kimse duymamıştı. Ama çığlık atan kişiyi görmeye gidemezdi. Nöbet tutacak kimse yoktu.Kendisine kahve yapıp yukarıya çıktı, 9 kalibrelik tabancasını elini aldı ve yukarıya çıktı çığlık artık yoktu. Gecenin sessizliğini huzurunu dinleyerek. Yeni hayatı düşünmeye başladı, geri dönüş olduğu düşünmüyordu. Artık devlet yoktu, artık ülkeler yoktu Sadece aile vardı ve canı pahasına ailesini koruyacaktı.



KISA BİR BÖLÜM ARKADAŞLAR AMA YENİ BÖLÜMÜ HEMEN ATMAK İSTEDİM DÜN SÖZ VERDİĞİM  GİBİ ERKEN ATMAYA ÇALIŞIYORUM. Yarın yine boş vaktim olursa atacağım. BU BÖLÜM YEDEK BÖLÜMDÜR ÖNCEDEN YAZILMIŞTIR.



İstila BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin