#3 ÖFKE KONTROLÜ

21 2 4
                                    


Kendine geldiğinde okulun bahçesindeydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kendine geldiğinde okulun bahçesindeydi. Bir kolundan Deniz diğer kolundan ise Bade tutuyordu. Hala elleri titriyordu. Hevin bu okula geldiğinden beri ilk defa böyle bir sinir krizi geçiriyordu. Sorun Birkan değildi. Sıla onu Birkan yüzünden sinirlendirmemişti.

Deniz; Sana ne dedi ? Hevin gözlerin bile ateş gibi kırmızı bu kadar sinirleneceğin ne dedi?

Hevin gözlerini onlardan saklamak istercesine yere baktı...

Bade; Söylesene ne dedi ?!

Hevin; Annem ve babam... 

Deniz; Öldürücem onu! NE DEDİ SANA !?

Hevin; "Annen ve babandan sonra şimdide Birkan. Artık yapayalnızsın" dedi

Bade; Bir insan nasıl insanların ölmesinden bile keyif alabilir? Nasıl bu kadar kötü olabilir?

Deniz; Keşke tutmasaydık seni. Öldürene kadar dövseydin onu...

Hevin umursamaz bir şekilde kafa salladı. Gözleri doluydu. Çok uzun süredir o evde yalnız yaşıyordu. Annesi ve babasını üniversiteyi kazandıktan 1 yıl sonra trafik kazasında kaybetmişti. 

Hevin; Düşünüyorumda Sıla haklı. yalnızım ben... 

Deniz; Hevin sakın! Yine o günler konuştuğun gibi konuşmaya başladın. Lütfen yine dağıtma kendini. Biz varız biz seni asla bırakmayacağız.

Hevin ağlıyordu. Onun suçu değildi. Bir şekilde hayat onun yüzüne gülemiyordu. Son birkaç yıldır kahkahalara boğularak gülmediğini düşündü. Anne ve Babası doğum gününde o kazayı geçirmişlerdi. Doğduğu gün bile ona keyif vermiyordu. Hevinin ağlaması durmuyordu. Ayağa kalktı.

Bade; Nereye?

Hevin; Yürümek istiyorum. Gelmeyin lütfen.

Kızları kendinden uzaklaştırdı ve koşar adımlarla okuldan çıktı. Kuğulu parka gitmek için tunalı otobüsüne bindi. Hevin her ağladığında kuğulu parka giderdi. Anne ve babasıyla küçükken en çok gittikleri yerdi orası. Otobüste kafasını cama yasladı ve dinlediği şarkıyla beraber gözyaşlarıda akmaya devam etti

Otobüs durdu Hevin kuğulu parka doğru yürüdü. Bir banka oturdu. Hava soğuktu Halbuki daha yeni yaz tatili bitmişti. Eylül ayı Hevinin en sevdiği aydı. Kollarını önünde birbirine kenetledi. Bir amca çay satıyordu gidip çay aldı ve sigarasını yaktı. Yanda bir çocuk gitar çalıyordu. Çocuğun çaldığı şarkıyla Hevinin gözyaşları yine akmaya başladı.


"Yalnızlık ömür boyu" diye tekrarladı içinden Hevin. Uzun süredir bu kadar mutsuz hissetmemişti. Kazanın olduğu yıl antidepresanlar kullanıyordu ama toparlamıştı. Sılanın dediği bir kaç kelime ile sanki Hevin o günlere geri dönmüştü. Gözleri hala doluydu. Birden telefonunun sesini duydu. Ekrana baktığında arayan Birkandı. Meşgule attı.

"NEDEN?" dedi içinden. Neden arıyordu?

Telefon bir daha çaldı. Hevinin gözleri sinirle kısıldı ve telefonu açtı

Hevin; Ne istiyorsun? Ne? Ne?

Birkan; Ağlıyor musun sen ?

Hevin; Sanane ya sanane? 

Hevin Birkana çok kırgındı. Eğer o gitmeseydi yapayalnız kalmayacaktı. Sıla ona bunları diyemeyecekti. Şuan yalnız bir şekilde ağlıyor olmayacaktı.

Birkan; Hevin yanına geliyorum. Kuğulu parkdasın biliyorum.

Birkan telefonu kapattı. Hevin Birkanın kuğulu parkta olduğunu bilmesine şaşırmamıştı. Çok uzun süredir birliktelerdi. Birkan Hevin mutsuz olduğunda nereye gider biliyordu. 

Birkan geldiğinde konuşmadı direk Hevinin yanına oturdu.

Birkan; Çok üzgünüm. Sılanın yaptığı gerçekten ayıp bir hareket. Hevin yalnız olmadığını biliyorsun dimi?

Hevin konuşmuyordu yüzünde yalandan bir sırıtma vardı. Dalga geçer gibi kafasını salladı

Birkan; Sıla adına özür dilerim..

Hevinin gözleri sinirle parladı; Bide buraya gelip kendini bilmez yeni kız arkadaşın adına özür mü diliyorsun ? Senden nefret ediyorum Birkan. Belki de şu zamana kadar kaybettiğime tek üzülmediğim şey sen oldun.

Birkan; Sen beni kaybetmedin... Anlamıyorsun ufaklık. Böyle olması gerekiyor.

Hevin; Neden Birkan neden böyle olması gerekiyor? 

Birkan; Seni seviyorum ufaklık sen yalnız değilsin bunu sakın unutma.

Birkan gözlerini kapattı Hevine yaklaştı ve Hevine sımsıkı sarılarak onu öptü.

 Hevin afallamıştı. Anlamaya çalışıyordu. Neden ayrılmıştı o zaman?

Birkan sarılmayı bıraktı onunda gözleri doluydu... Hevinin gözlerine baktı ve konuştu

Birkan; Yarın sabah yine iki ayrı insan olacağız Hevin. Senden uzak durmam lazım.

Birkan son kez Hevine sarıldı ve Hevinin bişey demesine izin vermeden gitti.

Hevinin yine kafası darmadağın olmuştu. İstemiyordu.. Ne kadar Birkana çok kızgın olsada Birkan hayatından gitsin istemiyordu. Eve gidene kadar kendi kendine aynı soruyu sorup durdu.

"NEDEN BÖYLE OLMASI GEREKİYOR ? NEDEN HAYATIMDA Kİ HERKESİN GİTMESİ GEREKİYOR?"


MerdümgirizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin