O zaman masanın öte tarafındaki adam çaresiz ve acı bir soğukkanlılıkla karşılık verdi:
"Kızım zekâözürlüdür."Başını önüne eğdi."Öyle doğdu,yirmi sekiz yaşında olmasına rağmen on yaşındaki bir çocuğun zekâsına sahip.Noel'de benden bir dikiş makinesi istedi,hani şu, çocuklar için olan , küçüklerinden. Bende almak zorunda kaldım, yoksa ağlıyordu ve o makineyle -düşünün ki evde, daha taksitlerini ödemeyi bitirmediğim son model bir Borletti var-bebeklerine giysi dikiyor, çünkü hâlâ bebeklerle oynuyor, odası bunlarla dolu."
Duca yerinden kalktı.Hikâye başlangıçta göründüğünden daha acıklı bir hâl almaya başlıyordu. Zekâ özürlü bir kız. Oldukça acıklı ve karmaşık. İhtiyara sırtını dönerek sordu: "Kızınız hiç bir psikiyatri kliniğinde bulundu mu?"Adamın derinlerden gelen iç tırmalayıcı sesini omuzlarının arkasından işitti:"Yoo, hayır.Onu hep evde tuttuk."
Duca gene onayladı; anlamaya başlıyordu, o zavallı talihsizin geniş dünyası zihninde daha da genişlemekteydi.
Gene sırtı dönük olarak sordu: "Okula göndermediniz mi?"
Arkasından yaşlı adam ve hışırtılı ses,"Hayır," dedi, " o zaman diğer çocuklar onunla alay edip gülerlerdi, zaten bir şey de öğrenemezdi."
Anlıyordu." Kızınız okuma yazma biliyor mu?""Evet , benim zavallı karım öğretmişti,"dedi. Karısını ' zavallı ' sıfatıyla anması, onun ölmüş olduğunu Milano ve Lombardiya usulüyle anlatmanın bir yoluydu, yani adam duldu."Zavallı baldızım Stefania da ona yıllarca annelik yaptı."
Demek baldızından da dul kalmıştı. Duca geriye döndü. "Herhalde kendisini tedavi eden bir doktoru vardı."
Adam birden Milano şivesiyle konuşmaya başlayarak,"Segura de si,"dedi. Bunu ukalâca bir gururla değil, "Ben bebeğimi doktorsuz bırakacak birine benziyor muyum?"demek istercesine söylemişti. Milano şivesiyle, " Elbette evet ," demişti. Sonra İtalyanca olarak ekledi:
"Elbette , doktor en az ayda bir kere gelirdi, ama benim kızım deli değil, sadece...sadece..."Duca, (şimdi geri kalmış diyecek ) diye içinden geçirdi.
Masanın arkasındaki adam, "...sadece geri kalmış",dedi. Yutkunmaları artıyordu. " Bedeni gelişti, ama kafası, hayır."
Duca masasına döndü, durumu acıyla anlamaya başlıyordu. Dünyada yüzlerce, belki binlerce, on binlerce aile, aile akıl hastası ya da kötürüm, fokomel, epileptik veya cinsel saplantıları olan çocuklarını ve sürüyle bunak insanı evlerinde tutmaktaydılar. Özellikle yoksul aileler, yoksul ana babalar ya da orta halli olanlar böyle insanları evde tutarlarken, sadece zenginler onları kliniklere kapatıyorlar, diğerleriyse bu durumu talihsizlikten öte bir utanç kabul ederek, hâlâ yastığını ıslatan yirmi yaşındaki gençleri besliyorlar, hâlâ yürüyemeyen yüz kiloluk on iki yaşındaki mongoloid hastalarını koltuklarda taşıyorlardı.
Ayrıca, başlarındaki talihsizliği gizlemek ve biraz olsun hafifletmek için arkadaşlarına, komşularına ve tanıdıklarına bunu biraz uzun süren bir hastalık, ya da üzücü de olsa normal bir durum gibi göstermek için kan ter içinde uğraş veriyorlardı. Bu yaşlı adamla 'zavallı karısı' da kızları yirmi sekiz yaşına gelip evden kaçana kadar böyle yapmış olmalıydılar.
Duca, "Kızınızı tedavi eden doktor kimdi?" diye sordu. Baba hemen, "Profesör Fardaini," dedi. Bunu gururla değil de, bütün görevini yapmış birinin ses tonuyla söylemişti.
Duca, muhakkak ki bunu yapmıştır, diye düşündü.Giovanni Fardaini, İtalya'nın en iyi psikiyatrı, nöroloğu, endokrinoloğu, biyoloğu, vs. idi. Birkaç yıldır Nobel almayı bekliyordu ve yakında bu ödülü alacağı muhakkaktı. Üstelik Avrupa'nın en pahalı uzmanlarından biriydi. Duca, Petrol zengini Rockfeller'a hiç benzemeyen bu ihtiyarın Fardaini'ye verecek parayı nerden bulmuş olabileceğini kendisine sormak istemiyordu. Açlıktan ölecek haldeki uyuz kedilerini beslemek için süpermarketten hırsızlık yapan yaşlılar, aristokratlar ve yoksulluğa düşmüş beyefendiler vardı.
Duca sordu: "Profesör Fardaini kızınızın hastalığı için ne söyledi ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİLANO'LULAR CUMARTESİ CİNAYET İŞLER
Misterio / SuspensoModern toplumun gelişmesiyle birlikte, günümüzde suçlar da seri halde işlenmeye başladı.Günümüzde, toplum medeniyetiyle birlikte toplumsal suçlar da ortaya çıkmakta.Polisin artık tek bir suçluyu arayacak,tek bir vakanın izini sürecek vakti yok; çeşi...