Muti: Masal :)
Şuanda hayatımın şokunu yaşıyorum. Şokun etkisinden de hala çıkamadım. Çünkü ağzım yarım saatir açık. Gözlerimi saymıyorum bile, bu kağıt sasayesinde eşşek gözlü olucam sanırım. Şuan bulunduğum duruma inanamıyorum. Şaka gibi kesin Mert bana o saçma şakalarından birini yapıyor olmalı. Of Allahım şu hayatta başıma gelmeyen kalmadı. Aklımı yiğcem düşünmekten. Ya doğruysa ben naparım. Yani yanlış anlamayın tabi öz kardeşim olmasını isterdim ama benden saklaması herşeyi mahfeder. Şöyle bir düşününce kardeşim olmasıda imkansız. Babam ve annem benden niye saklasın ki. Bu durum çok saçma bir hal alıyor. Ağzıma gelen tuz tadıyla ağladıgımı fark ettim. Şoktan ağladıgımı bile fark edememişim. Kağıdı yatağımın üstüne bırakıp ayağa kalktım. Bacaklarımı zor hareket ettiriyordum. Sanki o kağıt gücümü emmiş gibi hissediyorum. Aynanın karşısına geçip kendime baktım. Ellerim titriyor, gözlerim hala fal taşı gibi , rengimde gitmiş. Ne hale geldim ben böyle.
Ben hala aynada kendime bakarken kapının açılma sesini duydum. Direk odaya giren kişiye baktım yani Mert'e baktım. Bana şaşırmış gibi bakıyordu. Galiba çok kötü bir haldeyim.Mert,"Masal iyi misin?" diye sordu. Endişeyle.
Ağzımı açamıyordum. Vücudumu bile hareket ettiremedim. Bütün bedenim kilitlendi. Sadece onun gözlerine boş boş bakıyorum. Şuan bütün dünya durmuş gibi. Sadeca ben ve düşüncelerim varmış gibi hissediyorum. Oysaki soracağım o kadar soru var ki... Ama bir türlü ağzımı açıp bir şey diyemedim. Sadece en nefret ettiğim şeyi yaptım. Göz yaşı döktüm...
"Masal sana diyorum." diye bağırdı.
Ben yine konuşamadım. Oysaki bağıra çağıra soru sormak istiyordum. Bir süre daha gözlerimin icine baktıkdan sonra gözleri yatağımın üstünde olan kağıta takıldı. Bir bana birde kağıda baktı. Sanırım anladı. Ani bir hareketle kağıdı eline aldı. Sıkıntılı bir şekilde nefes verdi.
"Okudun mu?" diye sordu.
"Doğru mu?" diye sordum. Sesim kısık çıkmıştı. Sonunda dudaklarımdan kelimeler döküldü.
"Bak Masal dinle..." dedi. Beni geçiştiriyordu. Daha çok sinirlendim.
"Sana doğru mu dedim." diye bağırdım.
Mert sıkıntılı bir nefes verip cevap verdi : "Doğru"
' Doğru' kelimesi beynimde çalkalandı resmen. İçimde fırtına çıkmış gibi hissediyorum. Bir türlü kendime gelemiyordum. Ben hayatımda sadece Mert'e güvendim. Onun benden bir şey saklaması kalbimi derinden kırdı. Şuan ona o kadar sinirliyim ki uçan tekme atasım geliyor.
"Benden bunu nasıl saklarsın?" diye sordum. Sordum ama cevap beklemiyordum zaten gitmeye hazırlandım. Sinirden mi bilmiyorum ama vücudum çok titriyordu.
"Masal bak dinle" dedi.
Bana doğru bir adım attı. Ben ise geriye doğru adım attım. Daha fazla dayanamayıp odadan çıktım. Mert peşimden "Masal" diye sesleniyordu. Hiç takmadım. Hızlıca merdivenleri inmeye başladım. Mert aniden kolumu tutup durdurdu.
"Masal dinlemek zorundasın."
"Hayır değilim."
"Böyle çekip gidemezsin."
"Emin misin ? İzle o zaman."
Merdivenleri indiğimde dış kapıya doğru yöneldim. Kapının hemen yanında duran askılıktan çantamı aldım. Mert'in dediklerine kulak asmadan kendimi dışarı attım. Şuan da nereye gideceğimi hiç bilmiyorum. Kimsenin beni bulamayacağı bir yere gitmek istiyorum. Daha fazla durmayıp koşmaya başladım. Nereye koştuğumu bile bilmiyorum.
Nefes nefese kaldığımı fark edince durdum ve yürümeye başladım. Bu durumda bile karnım zil çalıyordu. Hayır yani bu günlük aç kalsan ne olurdu. Yok iste olmuyor yemek yemesem olmuyor. Biraz ileride balık ekmek yapan bir yer görünüyordu. Oraya doğru yürümeye başladım. Biri kolumu tutup sert bir şekilde kendine çevirdi. Tanımadığım biri beni niye durdursun ki tabiki sarkıntılık yapacak işleri güçleri bu. Siyaha yakın bir renkte saçları, kahverengi gözleriyle pis pis sırıtıyordu. Yarabbim gel de dövme...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASAL'IN İNTİKAMI #Wattys 2017
Teen FictionBirbirlerine zıt karakterde 2 insan... ---ATEŞ VE BARUT--- İyimsever bir o kadar da inatçı. neşeli ve yüzünde gülümseme eksilmeyen Acıların kralını çeken bir kız... ...MASAL... "Adımda hayatımda MASAL gibiydi..." Sadece kendisini düşü...