Ertesi gün-Salı Günü
MELİS'İN AĞZINDAN:
Sınıfa geldim. Kimse yoktu bu sefer. Yerime geçtim. Kulaklığımı takıp müzik dinlemeye başladım.
Ne zaman gelecek ?? Beni unuttu mu ? Kesin unutmuştur? Umarım unutmamıştır? Unutmamıştır dimi?
Bir anda burnuma gelen Harry kokusuyla başımı kaldırdım. Evet bu Harry kokusu, ona özel.
Yüzüme bile bakmadan arka sırama yerine geçti. Unuttu? Kesin ....
Ardından anında Zayn geldi, o da bana bakmadan arkama, Harrynin yanına geçti.
Kulağımdaki kulaklıktan onları dinlemeyeceğimi sanıyorlardır. Halbuki müziği kapattım sadece kulaklık duruyor. Pür dikkat onları dinlemeye başladım.
-Zayn! Yok ! Hiçbiryerde yok! Facebookta aradım, okulun kızlarının neredeyse hepsine baktım! Yok ! Bunların hiçbiri o değil!
Dedi sinirle.
Beni arıyor ! Beni! Beni! Beni! Beni! Beni! Beni! Beni! Beni! Beni! Beni! Beni! Beni! Beni! Beni! Beni! Beni! Beni! Beni! Beni! Beni! Beni! Beni! Beni! Beni! Beni! Beni! Beni! Beni! Beni! Beni!
-Ben de ! Hatta yan sınıflardaki yeşil gözlü kızların listesini bile çıkardım!
İpek! Yeşil gözlü! Zayn İpeği arıyor! İpeği! İpeği! İpeği! İpeği! İpeği! İpeği! İpeği! İpeği! İpeği! İpeği! İpeği! İpeği! İpeği! İpeği! İpeği! İpeği! İpeği! İpeği! İpeği! İpeği! İpeği!
Sınıfa diğerleri gelmeye başlayınca sustular. Hoca geldi. Yine mi matematik? Yine mi Faruk hoca? Yeter ya? Kaç saat dersi var bunun bize ?
Lütfen bu adam beni rezil etmesin ! Lütfenn.....
Sınıfa geldi. Çantasını vs. Koyduktan sonra 'oturun' dedi. Biz de oturduk. Biz ne yapacak diye beklerken tam sandalyesine oturacağı sırada sandalyeye ayağını koyup üstüne çıktı.
Noluyo ? Ordan da öğretmen masasının üstüne çıktı.
Bismillah.
Bize tepeden bakıyordu. Eline eğilip masadaki cetveli aldı. Öğretmen masasından Mervenin ve Ceren'in masasına atladı. Hey ?
Hepimize teker teker bakıyor..... Olamaz bu bakışş....
Oradan da arkasındaki Fatih ve Burak'ın masasına atladı. Oradan da İpekle bize bakıyor. Eyvaaaaah....
Ama oradan buraya atlayamaz dimi ? Yani sağ taraftan buraya baya bi boşluk var. O masadan bu masaya atlayamaz dimi?
Bismillah. O nası bir zıplayıştı. Ağzımdan minik bir çığlık kaçmıştı. İpekle biraz geriye yaslanmıştık.
Şu an tam masamızın üstünde.... Biri şu adama 5 yaşında değil 45 yaşında olduğunu hatırlatabilir mi ?
-Çalış kızım çalış aferin.
Diye kafama cetvelle vurdu. Hoca senin benle derdin ne ya?
İpeğe baktı.
-Sen de çalış , zeki kızlar.
O da başına bi cetvel yemişti. İkimiz de başımızı ovuşturuyorduk.
Ardından bizim masadan arkaya Harrylerin masaya zıpladı.
Arkamı döndüm. Harry bir noktaya odaklanmış derin derin düşünüyordu. Yani farkında bile değildi hocanın onların sırasında olduğundan.
Zaynse Harry gibiydi.
Hoca cetveli Harrynin kıvırcık saçlarındaydı. Dürtüyordu.
-Heri? Alo ? Ordamısın? Oğluum ? Hey? Harry ? Buraya bak oğlum? Korkutuyosun beni?
Hala dürtüyordu, Harry kıpırdamamıştı bile. O kadar dalmış ki.
Hoca Zaynin kafasına cetveli getirdi. Dürtmeye başladı. O da kıpırdamıyodu.
-Tövbe Yarabbim....
Dedi, zıpladı indi aşağı.
-------Öğle Arası------
HARRYNİN AĞZINDAN:
Hala bulamadım onu, 3 gün oldu ama yok? Nerde ?
Dışarıya çıkmamıştık. Masada öylece oturuyorduk.
Nerede? Kim bilir ne yapıyor şuan? Belki de beni bekliyordur? İsmini bile söylemedi. Onun hakkında bildiğim tek şey bu okulda olduğu .....
MELİS'İN AĞZINDAN:
Öğle arasında öylece yerinde oturuyorlardı. Gözüm bir anda kapıdan giren kişiye takıldı. Gülçin 😡
Kıvırtarak Harry'nin yanına geldi. O kıvırtan kıçını kırarım senin....
Arkama dönemiyorum ama dinliyorum.
-Heeeeeeerrrriiiiiiiiiyyyyy ?
Evet aynen böyle söyledi. Heriiiiy ? Heriy ne be .....
-Ne var Gülçin....
Dedi bıkkın bir sesle Harry. Aferin. Böyle devam. Yolla şunu.
-Aa heriiiy lütfen amaa ? Beni özlemedin mi ?
Kız ben senin saçını başını yolarım sürtük !
-Gülçin bi git başımdan ya.....
Afereğğn afereğğn. Böyle devam.
Gülçin kıvırtarak çıktı sınıftan. Senin o kıvırtan kıçını ...... Neyse.
--Okul çıkışı--
MELİS'İN AĞZINDAN DEVAM:
Okul çıkışı İpekle beraber sahile gidecektik. Yani orda bir iskele var , tabiki yüzmüycez bu saatte yüzülür mü? Güneş batıyo ....Orada oturup ayaklarımızı uzatmayı çok severiz, Biliyorum biraz tehlikeli, düşebiliriz ama olsun.
Oraya geldiğimizde ayağımızı uzattık. Çantalarımızı yanımıza koyduk. Kimse yoktu nerdeyse. Güneşin batmasına daha varmış....
-Melis, sence bizi unutmuşlar mıdır ?
-İpek, saçmalama bizi arıyorlar. Görmedin mi mavi ve yeşil gözlü kızların listesini bile yapmışlar.
Kıkırdadı.
-Ben Zayn'i çok seviyorum....
Dedi.
-Ben de Harry'i....
Dedim. Batan güneşe odaklanmıştık. Batmaya yeni başlamıştı. Etraf hala çok aydınlıktı.
Burada iskelede ayaklarımızı uzatıp denize ve güneşe doğru konuşmak hep bizi rahatlatmıştır.
İpek hafif arkasını döndü. Beni dürtmeye başladı.
-Melis ! Melis !
-Kızım düşcem dur , noldu ?
-Burdalar ! Melis napıcaz! Bizi bulcaklar!
Ne ?! Burdalar mı !?? Yo bizi görmemeliler. Bu şekilde olmaz. Henüz sırası değil.
Şu an arabalarının yanından iskeleye yöneldiler. Bizi görmemişlerdir heralde. Çıkış yeri aramaya çalıştım, ama yoktu. İskelenin giriş taraflarındaydılar ve bizi henüz farketmemişlerdi. Kimse olmadığından direk bizi görüp yanımıza geleceklerdi. H.. Hayır napıcaz ?
Düşün Melis düşün.... Neden iskelenin tek giriş ve çıkışı var ki ?
İpek de paniklemişti.
Bu işin başka çaresi yoktu. İpeğe baktım. O da bana aynı şekilde bakıyordu. Elimle 1, 2 ,3 diye saydım. Oturduğumuz iskeleden kendimi denize bıraktım.
DEVAMI HAZIR :) VOTE SAYISI 32 OLUNCA GELECEK :)
-Selin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maskee
RomanceHarrynin babası Türk, Annesi İngiliz. İngilterede doğdu. Liseye kadar ordaydı. Evde hem ing hem türkçe konustukları için iki dili de biliyor . Zayne gelirsek o da Harry gibi :) Onlar çocukluktan beri arkadaslar :)) Onun da babası Türk annesi İngi...