Annemin tek yaptığı elimi tutmak. Bana mı destek veriyor, yoksa benden mi destek alıyor hala anlamadım. Ama annemin elime damlayan gözyaşları nedense beni ağladığına inandırmıyor. Sıcak değil ki bir kere..
Ayrıca çevremdekiler bu durumu çabuk atlatmışa benziyor. Herkes rutin işlerine geri döndü. Sanki babam hiç ölmemiş gibi...
Yeniyıla yaklaşıyoruz. Hesaplamalarıma göre bugün 21 ya da 22 aralık. Geçen gün Gizem ve Kuzey geldi. Gizem yanıma oturup kendi kendine konuştuğunu sandığı için sessizce ve benim neredeyse duyamayacağım şekilde benimle sohbet etti.
Garipti.
Kuzey de sanırım kapının önünde bekledi.
Onlar gittikten sonra annem tekrar yanıma oturdu ve soğuk gözyaşlarını elime akıtmaya devam etti.
Yarın okul olmadığı için arkadaşlarım beni ziyarete gelecekmiş. Annem telefonda konuşurken duydum. En azından hayatımın en sıkıcı günlerine birkaç saat ara verebilecektim.
Bugün de geçmemeye başladı. Böyle olunca her zamanki kaçış yöntemime başvurmak benim için en iyisi olacak. Her ne kadar her zaman gördüğüm kabusu görmekten korksam da.. uyuyacağım.
***
'Senin baban kim!' diyordu korkunç bir ses. Bu ses ilk uyandığım sırada gördüğüm rüyadaki bana doğru gürleyen ihtişamlı ağacın sesiydi. 'benim babam öldü' diyordum ben de karşılık olarak. 'Ölmedi' diyordu. Nasıl olabilirdi ki? Babam ölmediyse neden herkes bu kadar üzülüyordu? Tekrar gürlüyordu ağaç bana doğru. Ve söylediklerini duyduğumda, hayal kırıklığı ile gözümden akan yaşları hissediyordum. 'Sen henüz babanı tanımıyorsun ki!' Sonra aklıma birdenbire babamın ölmeden önce söylediği son sözleri şimşek gibi çaktı. "kötü- eksik isen hüznünü, azat edebilirsen sevgini, ağlarsan diye elini, eser gibi anlamalısın." Ne anlama geliyordu ki bu anlamsız cümle? Ağaç tekrar dahil oldu düşüncelerime ve söylediği şeyler bu kez uyanmama sebep oldu. 'Kelimeler anlamsızdır, harflerin yanında..'
***
Ne yani bir şifreyi çözebilmem için bir başka şifre daha mı çözmem gerekiyordu şimdi?! O ağaç da neden bu kadar gizemliyse.. direkt neyin ne olduğunu söyleseydi bilinç altıma mı ezilirdi sanki.
**
Gizem'in sesi kulaklarımı çınlatırken anladım ertesi gün olduğunu. Ama odada başka ses duymuyordum. Benimle konuşmuyordu Gizem. Anlaşılan ya telefonla konuşuyor ya da şizofren olmalı!Telefonla konuşuyordu.
Bunu telefondan yankılanan robotik sesten anlamıştım.
Biraz uzağımda olduğu için karşıdaki kişinin kim olduğunu kestiremedim ama konuştuğu kişinin sesi kesinlikle bir erkeğe ait olmalıydı.
Biraz sonra yanıma geldi ve yanıma oturarak elime dokundu. Bu elim sürekli annemin üstünde ağladığı elimdi. Parmaklarını elimin üzerinde gezdirmeye başlayınca elimin buruş buruş olduğunu anladım. Zaten hâlâ hafif nemliydi.
Gizem konuşmaya başlayınca dikkatimi ona verdim ve sanki kulağımın hafif kıpırdadığını hissettim veya içinde bir sıvının dolaştığını..
Bilemiyorum."Ece, canım bak bugün yalnızca ben geldim. Senin için..
Elif, Kuzey ve Gökhan da gelmek istiyordu ama ben izin vermedi-m. Bir gün de yalnız kal-ıp günü ikimiz baş başa ge-çirelim değil mi?"Yalan söylüyordu.
Onu belki de 3 veya 4 senedir tanıyordum. Sonuçta 8 yaşıma kadar düşünmem gerekiyor. Ama tanıdığım bu 3-4 yılda onun asla yalan söyleyememe sebebinin yalan söylerken durmadan hıçkırması olduğunu çok iyi biliyordum. O bildiğimi bilmiyordu hatta belki de kendisi de farkında değildi bunun.Pet şişe hışırtıları duydum. Hıçkırığını geçirmeye çalışıyordu muhtemelen.
Ama anlamıştım.
Aslında kimse buraya gelmek istememişti. Uyuyan bir insanı eğlendirmeye çalışmak muhtemelen saçmalıktı. Buna takılmamaya karar verdim."Serdem bugün seni görmeye gelecekti ama biliyorsun ki bu yıl 19 yaşına girecek üniversite için uğraşıyor. Bu yüzden gelecek hafta gelecekmiş.
Sana hangi üniversiteye gittiğini söylemeyeceğim ki biraz heyecanlan. Onun ağzından duyunca daha mutlu olacaksın!"Serdem benim kuzenimdi. Onunla çok iyi anlaşırdık hep.
Ama bu konuşma beni pek de ilgilendirmiyordu.
Onu dinlemek istemiyordum. Acaba babamın söylediği o anlamsız cümleye o koca ağacın dediği gibi, anlam yüklemek yerine harflere mi odaklanmalıydım?O kocaman ve anlamsız cümle üzerinde düşünmek için onu unutmamam gerekiyordu. Ağaç bana hatırlatana kadar üstünde düşünmemiştim ve muhtemelen daha sonra da hatırlayamazdım. Bugünü buna adayarak bütün gün o cümleyi tekrar etmeye karar verdim.
Cümle aklıma kazandıktan sonra da sırrını çözmeye çalışacaktım.
Elbet bir sırrı varsa tabi..
Tekrar hoş geldiniz. Bölümün geç geleceğini haber vermiştim. Tekrar kusura bakmayın..
Babasının söylediği anlamsız cümle hakkında minik bir ipucu verdim.
Çözen olursa wattpad üzerinden bana mesaj atabilir. Çok sevinirim.
Bir sonraki bölüme kadar..
HOŞÇAKALIN 💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ECE
Mystery / ThrillerHenüz 8 yaşındayken kendisine kamyon çarpan ve bu yüzden komaya giren bir kızın hikayesi. O kız ne görebiliyor ne de konuşabiliyor, yalnızca duyuyor ve hissediyor.. Bu kitap benim ilk kitabım. Umarım kitabı okurken zevk alırsınız. İyi okumalar...