Annemin "Ben de ona öyle dedim zaten. 'Nasıl olur o Ece'nin içinde?' dedim ama beni dinlemedi. Ayrıca beni Ece ile tehdit etti." dediğini duydum.
Cam kırılma sesi geldi ardından. Sanırım babam bir şeyi kırmıştı. Annem ağlayarak devam etti " Ve karşılığında üç yüz bin dolar istiyor ayrıca her geçen gün faizlenecekmiş."
"Biz o cihaz için yüz bin liraya anlaşmıştık. Ayrıca benim kızım çipi deneyen ilk kişi...daha çipin başarılı olup olmadığını bile bilmiyoruz nasıl olur da uyanmadan bu kadar kararlı konuşabiliyor? Eğer çip işe yaramamışsa-"
Birinin ayak seslerini duyduğumda konuşmaları dinleyemedim çünkü bu kişi tanıdığım bir kişi değildi.
Ziyaret saatleri bittiği için arkadaşlarım olamazdı. Hem seslerini de duymuş olurdum şimdiye kadar..
Doktor veya hemşire de gelmiş olamazdı. Yani gelselerdi geldiklerine dair bir ses çıkarmaları gerekiyordu değil mi?Yavaş yavaş yanıma yaklaştı ve beni taşıdı. Annem ve babam hâlâ konuşuyorlardı ve muhtemelen yanıma yaklaşan kişinin farkına varmamışlardı.
Beni sedyeye koydu. Acaba bu daha önce de beni alıp uyuşturan kişi mi diye düşündüm.
Ama beni taşıdığında dirseğimin biraz daha üzerinde, onun parmaklarının bulunduğu yerde soğukluk hissettim. Yüzük takıyor olmalıydı. Ama kalın bir yüzük..
Daha önce beni taşıyan kişide öyle bir şey hatırlamıyordum.Beni sedyeye koyunca o sedyenin odama nasıl sessiz bir şekilde girdiğini düşündüm. Ama buna pek kafa yoramadım. Çünkü harekete geçince tekerleklerin çıkardığı gıcırtı babamın bizi fark etmesini sağladı.
"Kızımı nereye alıyorsun, buraya nasıl girdin?!" Diye bağırdı. Sonra ayak sesleri hızlandı. Yüzüme hızlı bir şekilde hava çarptığında ve arkadan babamın bağırış seslerini duyduğumda kaçırıldığımı anladım. Babam da peşimizden koşuyordu..
Ani bir viraj ile sola döndük. Sarsıldığım için kafam yastıktan düştü. Biraz daha ilerledikten sonra da yine ani bir viraj ile sağa döndük ve durduk. Yanımdaki kişi kartı okuttu ve içeri girdik.
Kapı kapanma sesinin gelmesiyle babamın bağırışları da kesildi. Daha sonra da kapının tekmelenme sesi geldi. Çünkü kapıya okadar güçlü bir şekilde vuruyordu ki babam yumruk atsa eli kırılırdı..
Hızlı bir şekilde ilerlemeye devam ettik. Bir kapı açılma sesi daha duydum. Biraz daha ilerledikten sonra yine durduk. Sonra da bir telefon sesi duydum. Yanımdakine ait olmalı diye düşündüm ama telefon ne kadar çalarda çalsın açmadı.
Birden sesini yükseltti yanımdaki ve ozaman erkek olduğunu anladım. "Gece! Buraya gel, telefonun çalıyor."
Ne yani burada bir kişi daha mı vardı?Çok gecikmeden içerden bir kız sesi yükseldi. "Tamam, geliyorum bir dakika bekle.."
Telefon çalmaya devam edince yanımdaki adam tekrar seslendi "susmuyor bu telefon ya gel bak, patron mu acaba?" Sonra da sesli bir şekilde ofladı.İçerden de cevap gecikmedi. "Off bekle Cüneyt ya.. giyiniyorum geleceğim şimdi."
Artık yanımdaki adamın adının Cüneyt olduğunu biliyordum. Ama.. patron dedikleri de kimdi?"Ben açıyorum telefonu" dedi Cüneyt denen adam. Ardından ayak sesleri benden uzaklaşarak sesin geldiği tarafa doğru yöneldi. Mırıldanarak "patronmuş.." dedi ve derin bir nefes alarak telefonu açtı.
"Alo. Efendim? Gece, duşa girdi şimdi giyiniyor. Evet. Evet onu getirdim ama babası kapıyı kıracak gibi vuruyor." Bir süre durdu ve dinledi.
"Sedye işi basit oldu. Annesiyel babası için yemek servisine ben gittim ve oradaki hemşirelerden birine doktorun içeriye bir sedye konmasını istediğini söyledim."Bir kaç saniye durakladıktan sonra tekrar konuştu. "İyi ama onu nasıl anlayacağız?" Bu sefer sesi sıkıntılı geliyordu ama bunu olabildiğince gizlemeye çalışıyordu. Emin değilim ama sanırım patrondan korkuyordu.
Telefonu kapatınca yanıma geldi ve "Beni duyuyor musun?" dedi. "Eğer şu anda beni duyuyorsan sana ne olacağını söyleyeyim." derin bir nefes aldı ve devam etti.
"Baban bizden senin için bir çip aldı, tam yedi yıl önce. Bu çip bizim labaratuvarımızda icat edilmiş olup hiç kimse üzerinde denenmemiştir. Sen bu çipi deneyen ilk kişisin ve sen uyanmadan işe yarayıp yaramadığını bilemeyeceğiz."
"Kim ile konuşuyorsun sen?" diye sordu Gece denen kız. Ayak sesleri bizim olduğumuz tarafa doğru geliyordu." Hiç kimseyle, bir saattir arayan patronmuş ben de açtım." Gece denen kız bana doğru eğilip göz kapağımı yukarı kaldırdı sonra da hemen indirdi. "Ne dedi sana?" diye sordu ardından.
"Bilincinin açık olup olmadığını öğrenmemiz gerekiyormuş. Bunu öğrenmek için de heyecanlanıp heyecanlanmayacağına bakacağız."
"Onu nasıl yapacağız?" derken esniyordu kız. O kadar da kötü birine benzemiyordu, ama Cüneyt denen adamdan pek emin değildim. Ben bunu düşünürken Cüneyt denen adam "Sen şimdi git yat, yarın düşünürüz" dedi.
Kız odasına gidince bana doğru yaklaştı ve konuşmasına kaldığı yerden devam etti. " Nerede kalmıştık? Hah evet! Sen uyanmadan bu çipin işe yarayıp yaramadığını bilemeyeceğiz. Peki bu çip ne işe yarıyor? Bu çip beyine takıldığında oradaki sinirleri kontrol ediyor. Elbette bu çip birçok amaç için kullanılabilir. Ama sana takma amacımız eğitimdi.
Haftanın 3 günü senin odana öğretmenler geliyor ve sana ders anlatıyor. Bu cihaz sayesinde de farkında olmadan öğretmenlerin ne dediğini harfi harfine kaydediyorsun. Bilinçaltına işliyor da diyebiliriz. Mesela sen şu anda fiilde çatıyı, fonksiyonları, karekökü falan biliyorsun."
Bunlar bana tanıdık geliyordu. Ama daha önce hiç duyduğumu hatırlamıyordum. Sonra kendi kendine mırıldanmaya başladı. Ve bana " bilincin açık mı değil mi bilmiyorum ama ne olursa olsun aptal gibi görünmek istemiyorum. Belki de kendi kendime konuşuyorum. Yarın bilincinin açık olup olmadığına bakacağız." dedi.
Sinirli bir şekilde güldü ve " Umarım yarın bilincinin açık olduğunu anlarız. İşte o zaman babanı öldürmeye bizzat hak kazanıyorum." dedi.
Sonra ayaklarını yere vura vura odadan ayrıldı. Aklıma gelen o berbat düşünceyle terlediğimi hissettim ve 'umarım hemen kurur' diye düşündüm.
Yarın bilincimin açık olduğunu anlamamalıydılar...
Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir.
Beğendiyseniz sol alt köşede bulunan ☆ butonuna basarak bana destek olmanız yeterli olacaktır.
Aynı zamanda da yorumlarınız benim için çok önemli. Yaptığım bir hatayı fark ederseniz bunu yorumlarda bana bildirmeniz beni mutlu edecektir.
Diğer bölüme kadar..
HOŞÇAKALIN!!💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ECE
Mystery / ThrillerHenüz 8 yaşındayken kendisine kamyon çarpan ve bu yüzden komaya giren bir kızın hikayesi. O kız ne görebiliyor ne de konuşabiliyor, yalnızca duyuyor ve hissediyor.. Bu kitap benim ilk kitabım. Umarım kitabı okurken zevk alırsınız. İyi okumalar...