Uyanık ve Rüyada

356 27 38
                                    

Değişik seslere uyandım gözümü açmadan. Belli ki etrafımda birçok insan vardı.

Ama ne dediklerini, ne konuştuklarını anlayamıyordum.

Sanki benim dilimi konuşuyorlardı da ben kendi dilimi bilmiyormuşum gibiydi. O kadar çok yabancı geliyordu kelimeler kulağıma.

Yavaş yavaş çözülmeye başlıyordu sanki. Evet, artık odadakilerin seslerinden kim olduklarını anlayabiliyordum.

Annem vardı başucumda. Sonra, Gizem vardı diğer tarafımda. Elif, Kuzey ve Gökhan'ın sesi uzaktan geliyordu. Sanırım onlar kapının önündeydiler.

Burnuma güzel kokular geldi sonra.. sanırım gül ve karanfil kokularının birleşimiydi.
Bana çiçek mi getirmişlerdi?

Çok mutlu olmuştum. Gözümü açmaya çalıştım. Ama olmadı. onlara seslenmeyi denedim ama ağzımı kıpırdatamıyordum.

Çok kötü bir histi. Tıpkı karabasan gibiydi. İçimden çığlık atıyorum, bağırıyorum ama kimse beni duymuyor. Hareket etmeye çalışıyorum o da olmuyor. Ağlamak istiyorum göz ya-

Yüzümde sıcak bir ıslaklık hissettim. Evet! Gözyaşım akıyordu. Gizem çığlık attı.
Herkes bana doğru geliyordu. Bunu ayak seslerinden rahatlıkla anlayabiliyordum.

Sonunda dikkatlerini üzerime çekebilmiştim. Uyandığımı anlamalıydılar. Hoş, buna uyanmak denmez ama sonuçta bilincim açıktı.

Birden hıçkırmaya başladım.
Hıçkırmaya başlayınca da yanımdaki kalp atışımı gösteren cihazın ritmi hızlanmaya başladı.

Bir kapı sesi duydum. Bir de yerde çıkardığı gıcırtıyla tekerlek sesi. Sonra annemin ve Gizem'in sandalyelerinin hızlı bir şekilde arkaya doğru itilme sesini duydum. Herkes ayaklanmıştı ve bu beni ürkütmüştü.

Bundan dolayı olacak ki cihazın o biip biip sesi daha da hızlandı. Bir çift elin beni taşıdığını hissettim. Beni sedye olduğunu tahmin ettigim yatağa koydu.

Annemin endişeli seslerini duyabiliyordum "ne oldu, kızımı nereye alıyorsunuz, bir şey mi oldu-" derken kapı kapandı.

Muhtemelen koridorda ilerliyorduk. Biraz sonra durduk. Biipp sesi geldi kulağıma. Sanırım kapıyı açmak için kart basmıştı ya da şifre girmişti. Ama şifre girmiş olsaydı tuş sesleri duyulurdu diye tahmin ediyorum.

Her neyse, içeri girdik.
Yanımda yalnızca bir kişinin bulunması biraz garip değil miydi, koridor neden sessiz ve bomboştu, tüm hemşire ve hasta bakıcılar neredeydi? Neden etraf çok sessizdi?

Ben tüm bu soruları aklımdan şimşek hızıyla geçirirken kolumda derin ve ince bir acı hissettim. Bana iğne yapmıştı ama bu normal bir acı değildi.
Çok...çok acıyordu kolum.

Yavaş yavaş karıncalanmaya başladı sonra. Kolumdan bedenime doğru yayılmaya başladı o karıncalanma hissi..

O zaman neden beni uyuşturduğunu anlamamıştım. Ama şimdi bilincimin açılmasını istemediğini ve komada yatan birini bile uyuşturacak kadar önemli, kimsenin bilmemesi gereken bir şeyler sakladığını anlayabiliyorum.

***

Bir rüya görüyordum.

Kocaman bir ağaç vardı önümde. O büyük ihtişamıyla bana doğru öyle bir gürledi ki, o anda bir fırtınaya kapılıp her yeri yıkılmış, çürümüş, yer yer yosun tutmuş mezar taşı olan eski bir mezarlığa geldim.

Çok içeriden bir ses duyuluyordu.
"Beni duyuyor musun?"diyordu. Ve de bir ağlama sesi.. bir dakika. Bu ağlama sesi bana tanıdık geliyordu. Bu.. bu annemin sesiydi! Yine o ses konuşuyordu sonra "eğer bir ay içerisinde bana size verdiğim şeyi geri getirmezseniz ya da değerini ödemezseniz kızınız umurumda bile olmaz." Bir dakika. Kızınız mı? Nasıl yani, ben mi? "Ama nasıl olur. Onu size geri veremeyiz. O Ece'nin içinde" dedi anneme ait olduğunu düşündüğüm ses." Kızınızı doğramam bile gerekse-" orada kesiliyordu mezarlıktan gelen sesler. Ve derin bir sessizlik ele geçiriyordu beni. Bir süre sonra tekrar konuşmaya başladı o korkunç ses "Dua edin bugün kızınızın doğum günü. Eğer an itibariyle lise çağına gelmeseydi bu avansı size asla vermezdim!" dedi. Ne yani, ben artık 15 yaşımda mıydım? Hayır! Bu yalnızca bir rüyaydı, yalnızca bir rüya..

Sonra bu rüyadan uyanmak istedim. Mezarlık ve bastığım toprak birden kayboldu. Baş ağrıtıcı derecede fazla sakin ve beyaz bir boşluğa düştüm süzülürken başım daha da ağrımaya başladı. Basınç içerisindeymişim gibi patlamak üzereydim. Sonra sert ve bir o kadar da yumuşak bir zemine düştüm. Daha doğrusu yumuşak bir zemine sert bir şekilde düşmüştüm, bu da zeminin yumuşaklığını bana pek de hissettirmemişti.

Tekrar uyanmıştım. İçeriden sesler geliyordu. Annem ve babam odada yalnız olmalıydı. Bir şeyler konuşuyorlardı ama o kadar kısık sesle konuşuyorlardı ki neredeyse duyulmuyordu.

Sonra babamın birden sesini yükseltişiyle irkildim. Tabi bedensel bir fonksiyon göstermeden...

Babam aynen şunları söylemişti. "Ne yani, kızımız 15 yaşına girdi diye eğitimine son mu vereceğiz?!"

Yani gördüğüm şey yalnızca bir rüya değil miydi?
Ben 7 yıldır bu şekilde miydim, aralıksız 7 yıldır uyuyor muydum?
Ve en önemlisi madem ben uyuyordum..
Öyleyse ne eğitimiydi bu?

Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir.
Beğendiyseniz sol alt köşede bulunan ☆ butonuna basarak bana destek olmanız yeterli olacaktır.
Aynı zamanda da yorumlarınız benim için çok önemli. Yaptığım bir hatayı fark ederseniz bunu yorumlarda bana bildirmeniz beni mutlu edecektir.
Diğer bölüme kadar..
HOŞÇAKALIN!!💙

ECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin