Deli Oyun 42.Bölüm

462 44 10
                                    

Ömer: Seni bırakıp gitim ve benim özür dilemem gerekirken hiçbir suçun yokken birde sen özür diliyorsunya işte bu yüzden ömrümün sonuna kadar sevicem seni. Diyerek Zehranın alnından öper. Öperken de tüm gücüyle kokusunu içine çeker.

3 ay sonra...

X: Karun kadar zengin olduğuna göre artık ayda yılda bir gelmezsin kumara ha?

Toprak: Yok yaa ne zenginliği

X: Ne demek ne zenginliği oğlum yıllar sonra abine kavuşmuşsun şimdi de ne zenginliği diyorsun. Yoksa zırnık koklatmıyor mu sana?

Toprak: Benim ondan gelecek paraya ihtiyacım yok.

X2: Helal Vallaha adama bak hem fakir hem gururlu.

X:Toprak bey kumar borcu namus borcudur bunu bilesin sana süre verdik süren dolmak üzere artık parayı dilenirde mi toplarsın yoksa konakları , şirketleri olan abinden mi alırsın bilmem. Ama o para buraya gelicek o kadar!

Toprak: Tamam dedikya. Hadi oyununuza bakın.

Konakta

Ayşe: Ayy 3 ay sonra bebişler geliyorrr...Ee abi heyecan var mı?

Ömer: Var tabi Ayşecim olmaz olur mu.

Zehra: Günaydıııın!!!

Cevriye: Ay ay ayy kimler gelmiş benim küçük prenseslerim mi gelmiş. Ay Cevriye halalarının kuzularıı. Der Burcuyla Duruyu severek.

Ayşe: Ay şunlara baksanıza ne kadar da güzel gülüyorlar

Zehra: Eee karınları tok olunca böyle gülüyorlar işte siz bunları birde açken görün.

Ayşe: Annecim sen neden kenardan izliyorsun gelsene torununun yanına.

Gönül: Siz babaanneye mi gülüyorsunuz öyle.

Cevriye: Hepimize gülüyorlar dünürüm eee kocadık artık gülüyorlar halimize.

Ayşe: Ya aşk olsun hala nerden çıkardın.

Zehra: Vallaha çok genç ve çok güzelsiniz.

Ömer: Neyse ben artık çıkayım.

Nihat: Bekle Ömer beraber çıkalım.

Gönül: Beni görmeye tahammül edemiyor.

Ayşe: Ya anne olur mu öyle şey? Abim seni aff etdi gerçekleri öğrendi biliyor bizi mecbur kaldığın için terketmek zorunda olduğunu.

Mahallede.

Salim: Çok özliycem seni abla.

Şükran: Bende sizleri çok özliycem Salim. Ama ne yapalım olmuyor artık oğlanlar orda biz burda. Kızın da düzenini bozduk

Özge: Anne saçmalama eğer burda kalmak istiyorsan bende seninle kalırım biliyorsun.

Şükran: Yok kızım gidelim biz. Hem duyanda sonsuza kadar bir birimizi görmiycez sanar.

***

Sabah: Ya param yok diyorum neden anlamıyorsunuz.

X: O para ödenecek.

Sabah: Ödenmiycek! Bende mi aldın da benden istiyorsun ha?

X: Bana bak ya o parayı ödersin yada seni gebertirim seni. Diyerek Sabahın koluna yapışır.

Sabah: Ya bıraksana kolumu ne yapiyorsun ?

X: Paramı ver!

Sabah: Ya sapık mısın yaaa...İmdaaaaaaat!!! Der vağırarak ve sesi duyan Kerem hemen oraya gelir ve gelmesiyle adamları bir güzel benzetir.

Kerem: Kimsesiz mi sandınız lan kızı?

X: Bizim seninle alıp veremediğimiz yok. Sabah hanım parayı vericek yolumuza bakıcaz.

Sabah: Ya yok diyorum o kadar param neden anlamiyorsunuz?

Kerem: Borç ne kadar?

X: yüz bin.

Kerem: Peki. Der ve cebinden çeki çıkarır ve rakamı yazıp imzasını attıktan sonra mafya adamlarına verir.

Kerem: Bir daha sizi sabahın etrafında görürsem çok fena olur.

*Yazardan*

"Keremin bu sözlerinden sonra adamlar arabalarına binerek ordan uzaklaşır"

Sabah: Nasıl kendini kahraman gibi hiss ediyor musun?

Kerem: Ne diyorsun be?!

Sabah: Aklın sıra kahramanlık mı yaptın sen?

Kerem: Ne alakası var kızım yaa

Sabah: Bana bak oğlum bana kızım deme!

Kerem: Sen de bana oğlum deme. Ayrıca insan bir teşekkür eder yaa

Sabah: Ne için paranızın olduğunu gözüme soktuğunuz için mi?

Kerem: HasbinAllah! Ya kızım ben olmasam adamlar sene belkide kaçıracaktı

Sabah: İşte o sıkar biraz kerem efendi. Bak buna bunun adı Avâre püsküllere bire bir anlayacağınız beni öyle kolay kolay kimse kaçıramaz.

Kerem: Kılığından kıyafetinden belli oluyor zaten erkek fatma. Neyseya seninle mi uğraşıcam. Der ve arabasına atlayıp gider.

Sabah: Vaybe! Adam çeki çıkardı verdi adamlara. Eee ne yapıcam şimdi ben? Yok olmaz böyle parayı geri ödemem lazım benim. İyide bende para olsa adamlara öderdim gerçi ödemezdim Mehtabın borcunu ben niye ödüyorum ki. Ah Mehtap ahhh seni bir elime geçireyim etlerini lime lime edicem. Der ve dükkana girer sonrada parasını alarak Keremin evine gider.

Şirketde

Zehra: Kaynana gelin seni ziyarete gelelim dedik.

Ömer: Çok iyi ettiniz.

Gönül: Selin yok mu?

Ömer: Mertle bir toplantıdalar

Zehra: Sen niye toplantıda değilsin?

Ömer: Önemli bir toplantı değil Mertle Selin hall ederler. Hem benim başka hall etmem gereken işlerim var.

Zehra: Ben bir lavobaya gidip geleyim.

Ömer: Tamam.

5 dakika sonra...

*Yazardan*

"Zehra lavobadan çıkar ve odaya girmek üzereyken istemeden de olsa Ömerin annesiyle konuşmalarına kulak misafiri olur"

Ömer: Zehra ve Ayşe hamile onlar üzülmesin diye seni aff etmişim gibi davranıyorum sakın umutlanayım deme!

Gönül: Benden bu kadar mı nefret ediyorsun?

Ömer: Z....Zehra? Der kapının önünde duran Zehraya bakarak.
Ama Zehra hiçbirşey söylemeden öylece uzaklaşır ordan Ömer de hemen peşindin gider.

Ömer: Zehra! Zehra dur! Zehra kime diyorum

Zehra: Niye durucakmışım saçma sapan açıklamanı dinlemek için mi?

Ömer: Bak ben sen üzülme diye...

Zehra: Demek üzülmeyeyim diya ha? Peki şimdi ? Şimdi dünya mutlusu muyum? Der ve Ömerin kollarından ayrılarak gitmek ister ama ayağı takılır merdivenlerden düşer.

Ömer: Zehraaaaaaaaaa!!!!

42.Bölüm sonu

#Not: Arkadaşlar diğer hikayelerin bölümlerini kitaptan sildiğim için doğal olarak oy ve görülme sayıları da düştü. Sizlerden ricam oylarınızı esirgememeniz🙏😍










Deli Oyun (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin