.

5 0 0
                                    

Kapımın tıklatılmasıyla uykumu böldüm ve saate bile bakmadan odamın kapısını usulca açtım. Calvin karşımda elinde kalın bir kitapla duruyordu.

''Uykunu mu böldüm?''

Fısıltıyla konuşmuştu ve bende psikolojikmen fısıldadım.

''Aslında evet. Bir şey mi oldu? Ayrıca saat kaç?''

''Gecenin 2si ama şu an bunun önemi yok ders vakti.''

''Yine bir şeyler içmedin sen değil mi?''

Gülümsedi.

''Hayır tabii ki de.''

Ona inanmamış gözlerle baktım.

''Tamam.Sadece bir bardak içtim yemin ederim. Sarhoş değilim korkma.''

''Çok uykum var ama.Yarın devam edemez miyiz?''

''Ama benimde uykum kaçtı işte.''

''Calvin, lütfen uyumam gerekiyor.''

Ofladı ve daha sonra gözlerini devirdi.

''Peki uyuyan güzel! Yatağına geri dönebilirsin.''

Koluna hafifçe vurdum.

''Dalga geçme. Sarah  veya Milward uyanmadan git buradan hadi!''

''İyi geceler yürüyen turta.''

''Senin şu turtalar ile derdin ne!''

Bu sefer gözlerini deviren ben oldum.

''Bilmem. Tıpkı turtaya benziyorsun.''

''Kısa ve şişko anlamında mı?''

''Yaani. Bilemedim ki şimdi?''

Bir an sessizlik oldu ve daha sonra daha fazla dayanamayıp kahkaha attı. Sonrasında ise elini ağzına götürüp usulca odasına kaçtı. Bende kapımı kapattıktan sonra kendimce gülmeye başladım. Ciddi anlamda dalga geçmediğini biliyordum ve bu yüzdende aldırış etmiyordum. Ama Calvin bu aralar çok fazla içmeye başlamıştı. Bu ders verme işleri onu yoruyor olmalıydı.

********************************************************************************************

''Salem'in eski efendileri!''

Adam kadehinden büyük bir yudum aldıktan sonra ayağa kalktı ve ona eşlik eden yoldaşlarını izledi.

''Efendimiz Kraliçemizin gelmesi an meselesi. Savaşın başlaması an meselesi. Kraliçemizin kutsal kalbini taşıyan kız artık olan biten her şeyi biliyor. Artık bize karşı kalkan korumak için büyü öğrenecek. Eğer her şeyi öğrenirse kraliçemiz kadar güçlü olacak.Unutmayın melekler her adımınızı izleyecek ve onu bizden korumak için her türlü şeyi yapacaklar. Sizden tek isteğim Eski salem ve Kraliçemiz adına bu savaşa gizli ama güçlü bir şekilde hazırlanmanız.''

Yoldaşlar hep bir ağızdan yeminlerini ettikten sonra kanlı kadehlerini içmeye devam ettiler. Güçlerini toplamak için birbirlerinin kanına ihtiyaç duyuyorlardı. Ve bunu kendilerine zarar gelmemesi adına şarapla karıştırıp 2 damla kan ile kadehlerine dolduruyorlardı. İşte böyleydi Kraliçenin kulları. Tıpkı onun gibi acımasız.

********************************************************************************************

''William Sheakspear'mi? Ciddi misin? Bir meleksin ve Romeo ve Juliet'i mi okuyorsun.''

''Zevkler ve renkler tartışılmaz diye biliyordum. Ayrıca bunu bana Jane Austen okuyan birisi mi söylüyor?''

''Ha ha. Benim okumamda bir anormallik göremiyorum.''

''Ne yani sırf meleğim diye tüm gün kanatlarımı sayıp incil'den bir bölüm mü okuduğumu zannediyordun?''

''Tam olarak öyle olmasa da ev-''

''Şunu keser misiniz artık? Çocuk gibisiniz.''

Gabriel ellerini teslim olmuşcasına havaya kaldırdıktan sonra kahkaha attı. Calvin gözlerini devirip saatlerdir tamir etmeye çalıştığı bilgisayarımla uğraşıyordu.

''Yüce İsa, sen bunu ne hale getirdin?''

''Neden gücünü kullanmıyorsun?''

Bana ters ters bakınca sustum.

''Çünkü akıllı gücümü elektronik aletlere karşı kullanamıyorum.''

''Aslında, ben halledebilirim.''

Calvin sinirle arkasına döndü.

''Tanrım! Bunu bana şimdi mi söylüyorsun Gab?''

''E iyide fırsat vermedin ki söylememe.''

Calvin geriye çekildi ve Gab bir kaç el hareketi ile bilgisayarımı çalıştırdı. Kendi içimden 'vay canına sihirli güçleri olan bir arkadaş takımım var.' dedim.

Tüm bu zaman dilimi boyunca bacaklarımı yatağımdan sarkıtıp sallaya sallaya Calvin'i izliyordum. Bacaklarıma baktıktan sonra kahkaha attı.

''Ayakların yere değmiyor!''

Calvin gülerek odamdan çıkarken Gab ile birbirimize tuhafça baktık. Gab, Calvin'in gittiğinden emin olduktan sonra bana fısıldadı

''Özel gününde falan mı?''

''Falan da sanırım.''

Ardından bizde kahkaha kopardık. Calvin ise elindeki bira şişesi ile yanımıza geri geldi.

''Hey pamuk prenses,Bu içki olaylarımı umarım evdekilere söylemiyorsundur.''

''Tabii ki de hayır Calvin, ne yapıyorsan yap.''

''Peeki.''

Gabriel ayağa kalktı ve gitmek için hazırlandı.

''Gitsem iyi olacak, eğer bir problem olursa ne yapacağını biliyorsun Angee.''

Kafamı olumlu anlamda sallayacakken Calvin olaya atladı

''Sen kanatlarını çırpıp gelene kadar ben yan odadan yanına yürümüş olacağım.''

''Peki koca oğlan ama içkiyi fazla kaçırmamanı öneririm. Çünkü Sarah ve Milward'ın eve yaklaştığını hissediyor gibiyim.''

Calvin gözlerini fal taşı gibi açık koşarak şişeyi pencereden dışarı boşalttı. Boşaltırken de Gabriel'i övmeyide ihmal etmedi.

''Gab, dostum şu doğa üstü güçlerini bazen gerçekten kıskanıyorum.''

Kıkırdadım ve onları büyük bir mutlulukla izledim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 12, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kraliçe ÖlmeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin