Yeni bir gün. Aslında günlerin yeni ya da eski olması bir şey değiştirmiyor. Yaşanan her zaman yaşanmış oluyor. Tekrar ve tekrar eden bazı günlerin acısı üzerimizde mesken tutuyor. Yine o günlerin birindeyim. Birindeydik.
Şu an acayip uykum var ama uyuyamıyorum. Kabuslar bütün uyku düzenimi alt üst etti. Saçma sapan şeyler görmeye başlamıştım. Annemin ya da babamın hatta Berkay ve Cenk'in bile bundan haberi yoktu ve söylemeyi de düşünmüyordum. Çünkü bir gün geçerdi bence. O kadar da taktığım bir mesele değildi. Zaten kalktığım an tekrar geri uyuyamıyordum. Öyle bir alışkanlığım vardı ve geçmiyordu, daha önce çok denemiştim.
Yataktan uykum beni terk ettiği zaman kalkmıştım. Aşağıya indiğimde kimse yoktu zaten evde. Annem ve babam işteydi. Evde olsalar bile aramızda iki diyalog üç cümle geçerdi. Öyle çok konuşmazdık. Aslında seviyordum onları ama neredeyse sadece para niyetiyle büyümüş insanlardı. Ama onlara göre öyle değil. Yeterince vakit geçiriyormuşuz (!). Ben tek yaşıyorum ya zaten!
Kahve fincanının sıcaklığını tenimde hissediyordum. Bu sanki sıcak değil de ferahlatan bir etkiydi. Seviyordum böyle yapmayı hatta sıcak kahveyi elimde ne kadar tutabilirim diye kendi kendime yarışıyordum. Saçmalık ama bana zevk veriyordu. Sonunda hiçbir şey olmuyordu. Sadece yapmak için yapıyordum.Başım artık ağır gelmeye başlamıştı. Uyuyamıyordum ve bu sinirimi bozuyordu. Şimdi Cenk ve Berkay öküz gibi uyuyordur. Kavin kim ki? Kendimi depresyona sokmayıp dışarı atmaya karar verdim. En azından burda mal mal pencereden dışarı bakmazdım. Hava da bir garipti. Insanları içine çekmek isteyen bir girdap gibiydi. Doğruyu ve yanlışı ayırmadan içine çekmek isteyen. Aslında insan doğru ve yanlıştan oluşmazdı. İnsanları doğruları yanlışa teşfik ederdi zaten. Ya da kaygıları. Peki havayı? İnsanları kötülükleri miydi onu böyle yapan? Allah'ın bizi yansıtış şekli miydi? İnsanlığa verilen bir uyarı. Birden içimden bir ürperti geldi. Böyle üşüyormuş gibi. Bir saniye falan sürdü. Bu benim hoşuma gidiyordu aslında sanki vücudum yenileniyormuş gibi hissediyordum. Elimdeki kahveyi bırakıp odama çıktım. Nereye gideceğime karar vermemiştim. Sahile gidip yürüyebilirdim. Berkay ve Cenk'i de arayıp çağıracağım. Onlar da gelsinler.
Yukarı çıkıp üzerime siyah bir kot ve gömlek giydim. Göbeğimi açıkta bırakan bir gömlekti ama üzerine kaban giyeceğim için sorun etmedim. Botlarımı da ayağıma geçirip evden çıktım. İlk önce Cenk'i aradım onları çağırdım. Salak hemen kabul etmemişti. Berkay sağ olsun.
Arabama binip gaza yüklendim. Çok hızlı sürmüyordum. Zaten sürünce ne halt olacaktı?
Sahile geldiğimde arabayı kaldırımın kenarına park edip indim. Berkay ve Cenk henüz gelmemişlerdi. Kesin Cenk yüzündendir. Uyuyordur o hayvan. Tam adımımı atmıştım ki arkadan bir böğürme duydum. Kavin diye bağırıyordu Cenk salağı.''Sussana Cenk!''
Salak hızlı koştuğu için kendini durduramadı. Bana tutunmak için elini uzattığında eğildim ve destek alamayınca yere düştü. Berkay ve ben kahkahalarla gülüyorduk. Cenk ise bu yaptığımızın arkadaşlığa sığmadığından, Allah'ın cezamızı vereceğinden bahsediyordu. Kendimi zorla durduğumda ikisi de bana baktı. İlk önce bir şey demedim. Ben de onlara baktım sonra daha fazla dayanamayarak psikolojik etkiyle
''Ne var be! Ne bakıyorsunuz? '' dedim.
Cenk gözlerini irice açıp bana baktı. Yaklaştı. Sonra biraz daha yaklaştı. Elini alnıma koyup Berkay'a döndü ve
''Ateşi yok. '' dedi. Elini ittim ve
''Noluyor ya size bu sabah? ''
Cenk ellerini cebine koydu ve bana dönerek
''Güzelim kusura bakma ama sana bir şey soracağım. ''
'' Sor. ''
Cenk elini Berkay ve kendinisi arasında salladı ve
''Biz buraya götümüz donsun diye mi geldik canım? ''
''Ne var Cenk ya? Canım sıkılmış olamaz mı? Berkay bir şey desene sen de!''
Berkay bir bana bir de Cenk'e baktı. Sonra tekrar bana baktı ve eliyle Cenk'i işaret ederek
''Haklı. '' dedi .
''Defolun lan! Sizi çağıranda kabahat zaten. Şurda insan gibi normal arkadaşlar gibi konuşalım diye çağırıyorum sizi, sizin yaptığınıza bak. Biraz insanları izleyin de bir şeyler öğrenin. Yoksa bu böyle olmaz. Haberiniz olsun gençler! ''
İkisi de şaşkınca bana bakıyordu. Sonra Berkay omzunu silkti. Cenk de Berkay'ın yaptığını yapmak için omuzlarını kaldırırken başını da aynı oranla sallamıştı. Sonuç: Salak kafasını iskelenin demirine vurmuştu. Biz Berkay ile kahkaha atmaya başladığımızda Cenk elini başından çekip bize baktı. Bakmaya devam ediyordu ama biz hala gülüyorduk. En sonunda dayanamamış olacak ki gülmemizi engelleyecek o sözcüğü söyledi.
''Okul. ''
İkimizin de yüzü aniden düşerken Cenk sırıtıyordu.
''Noldu gençler sustunuz hayırdır? Okul geliyor okul. Adam olun! Eğer örneğe ihtiyaç duyarsanız beni izlemeniz yeterli.''
Berkay onun bu sözlerine göz devirirken ben ifadesiz kalıp direkt gözlerine baktım.
''Pezevenk sanki kendisi okula gitmeyecek?''
Berkay, Cenk' e bunu söylediğinde Cenk'in de yüzü asıldı.
''Unutmuşum lan ben onu. Oha ben de hala öğrenciyim. Hay şansıma tükirim. Allah'ım sen yardım et. Bu kuluna bir acı pls.''
Sözlerine gülerken konuşmayı da ihmal etmedim.
''Salak o nasıl dua? ''
''Kanka sen anlamazsın. Şu mal da anlamaz. Siz cenabet insanlarsınız. ''
Berkay baktığı yerden gizlerini çevirip Cenk'e baktı. Sonra bir adım attı. Cenk gözlerini irice açıp
''Kanka ne oldu yahu? Ben sana mal demedim ki. Gelme lan.''
Berkay hiçbir şey demeden Cenk'e doğru ilerliyordu. Cenk yavaşça geriye doğru adımlarken birden
''Kaviiiiin!! Kurtar benii koru beni koru beni koru!! ''
Cenk bana doğru geliyordu. Ben benim arkama geçecek sanıyorken beni öne ittirip Berkay'ın önünü kesmemi sağladı. Berkay da beni yana çekip arkasından koşmaya başladı.
''Gelmesene lan. Şş bak kime diyorum? Kavin yardım ett! '' diye bağırıyordu Cenk. Ben ise sadece gülüyordum.
Sadece gülüyordum.
Hayatın acısını elimizle çektikten sonra geriye kalan bir miktar tatlı kısımdan birisiydi bu anlar. Her zaman yaşanmaz, her zaman yaşamaz. Bazen sadece arkalarından bakarız. Benim şu an yaptığım gibi. Tek bir fark var.
Arkasından baktıklarımız...
Ölüm kayıptır derler aslında. Ama unuttukları bir şey var.
Hayat, ölümle doğar.》》Lütfen yorumlarınızı bırakın. Nasıl yazdığımı başkalarından duymak, nasıl hissettirdiğimi bilmek istiyorum.
#Şimdiden teşekkür ederim 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ÖLÜNÜN ÇIĞLIKLARI
Ficção AdolescenteEn yakınınızı kaybettiniz ama öyle anne ya da baba değil . Arkadaş . Hatta ilerisi . Ondan sonra gelen bir yaşam mücadelesi ya da kabulleniş . Belki de alışma ... Geçmiş sürekli sizi takipte . Bırakmıyor . Unutulmuyor . Atlatılmıyor . Karşımızda...