Gözlerimi karnımdaki ağrı ile açtım. Acıkınca direk karnım ağırırdı ve uyutmazdı.
Oflayıp dikeldiğimde kasıklarıma giren sızı ile afalladım. Sızı öyle bir batmıştı ki yüzümü ekşitmiştim.
Başımın ağrısıda buna dahildi... Dün o kadar içmemeliydim.
Dün... Lanet olsun! Dünü anlık olarak hatırlayınca elimi ağzıma kapattım. Bunu yapmış olamazdık değil mi? Hala çıplaktım ve bu ağrı... Hayır olamaz! Uke miydim şimdi ben?
(Tabikide yaoi okumuş öğrenmiştim bunları...)Levi yi hatırlayınca lanet okudum. Çocuğa resmen kur yapmış, azdırmıştım. Beni kullanmasını sağlamıştım ve pişman olmuştu.
Oysaki beni sevdiğinde bunu yapmasını isterdim... Ama şimdi sadece azdığı için benimle birlikte olmuştu. Kendi kuyumu kazmıştım...
Neden oğlana yapışmıştım ki sanki? Özellikle o erkekliğini tutmam falan... Utançtan kıpkırmızı kesilirken yataktan dışarıya attım kendimi.
Koşar adım banyoya girip duş aldım. Suyla beraber giden kırmızı sıvıyı görünce gözlerim açıldı.
Amına koyduğumun çocuğu deliğimi mi yırtmıştı! Sızlamasına şaşmamalıydım... Şimdi nasıl tuvalete çıkacaktım ben? Ah lanet...
Ama kaşınmıştım bende... Zevk almadım da denemezdi- ah ne diyorum be acayip hoşuma gitmişti!
İlk kez böyle hissetmiş, zevk almış ve mutlu olmuştum.
İlişkide kızların neden kendinden geçtiklerini anlamıştım. Uke olmak harikaydı! (Ukeliği yücelten eslisa sbsjjs)
Kesinlikle harikaydı çünkü farklı hissediyordum. Tabi ağrıda vardı ama umrumda değildi...
Banyodan çıktığımda mutfaktan gelen şanğırtıyla üzerimdeki havluyu dert etmeyip mutfağa girmiştim.
Levi tüm tencereleri devirmişti. Elini alnına atmış sinirli nefesler alıp veriyordu
"İyi misin?" diye sordum. Aniden irkilip başını kaldırdı beni görünce kafasını çevirip lavaboya baktı.
Dün için hala utanıyor ya da pişmanlık duyuyormuydu acaba?
Peki ben nasıl davranacaktım?
Masaya ilerleyip oturdum.
"Üstüne bir şeyler giysene!" diye bağırınca göğsüme baktım. Morarık doluydu.
Bulmuştum! Aptalı oynayacaktım!
Kaşlarımı çattım
"Bu morarıklıklar ne lan?" diye sordum hatırlamıyormuş gibi davranarak. Levinin bakışları bana kayınca gözlerimi kaçırdım.
"Kızlarla yatıp umursamamak tam sana göre." dedi. Sinirle mutfaktan çıktı.
En azından benden şuan olduğundan daha fazla tiksinemezdi... Ya erkeklerden özellikle de ondan hoşlandığımı öğrenseydi? O zaman yüzüme bile bakmazdı değil mi?
İç çekip doğruldum. Lanet olsun ki yürüyemeyip yere çakıldım.
Hala ağrıyordu ve tam olarak yürütmüyordu.
"Yerde ne yapıyorsun? Memleketini mi özledin yer cücesi?" diye sordu alayla. Gözlerimi devirdim.
Tam ağzımdan "siktin, bari yardımcı ol amk!" sözcükleri çıkacakken kendimi frenledim.
"Uyandığımdan beri böyle. Kasıklarım ağrıyor ve kan geliyor." dedim.
"Regl mi oldun lan?" diye sordu. Gözlerimi sinirle ona çevirdiğimde dudağının kenarının hafifce yukarı kıvrıldığını gördüm. İlk kez Levi de asık dudakların aksine bir ifade görmenin etkisiyle ağzımı hafif araladım.
"Neden hiç gülümsemiyorsun?" diye sordum aniden.
Yüzü eski halini alınca beni yine terleyecegini düşünürken o aksini yaptı.
İç çekip konuştu
"Hayatta gülmeme değer hiç bir şey yaşamadım." dedi burukça.
Hafif dikelirken ona bakmaya devam ettim.
"En azından ailene ya da sevgiline de mi gülümsemedin?" diye sordum. Amacım tabiki de ailesi ve bir sevgilisi olup olmadığını öğrenmekti...
Kaşlarını çatıp bana bakmayı sürdürdü. Bu konuda konuşup konuşmamakta kararsız kaldığını fark ettim.
"Ne yapmaya çalışıyorsun?" diye sordu zekasına sıçtığım. Omuz silktim.
Elbet bugünün geleceğini biliyordum... Önceki düşüncemi tekrarladım; 'Senden olduğundan daha fazla nefret edemez Eren." dedim kendi kendime.
"Gülümsemene değmek istiyorum?" dedim soru sorar gibi.
Kaşları yavaşça gevşerken bana doğru yaklaştı.
"Ne demek istediğini anlayamıyorum." dedi. Anladığının gayette farkındaydım piç!
İç Çekip konuştum.
"Sadece bana gülümse." dedim.
Yüzünü yüzüme yaklaştırınca kalbim hızlanmıs ve iç sesim tavan yapmıştı.
'Smut! Feels! Gökkuşağı kusuyorum. Yaoi!' diye bağıran iç sesimi susturup Levinin gözlerine direkmen baktım.
Gözler iğnelidir insanın kalbine batar.
Bu sözü söylediğinden bu yana ilk kez doğruluğunu görüyordum.
Bana bakan soğuk gözlerin kalbimi acıttığını iğne gibi batıp çıktığını ben nasıl sözlere dökebilirdim ki?
Umutsuzluk belkide aşk acısı bedenimi kaplarken gözlerim sızlamaya başladı. Benden tiksindiğini biliyordum. Bunu gözlerinde görebiliyordum...
Ama sözler de, gözlerin aksiydi değil mi? Peki ya hisler? Dudağıma kapanan dudaklarıyla afallayıp gözlerim açıp bir şekilde Levinin kapalı gözlerine baktım.
Beni öpmüştü... Sarhoş değildik, rüya değildi ve azmamıştı yani...sanırım?
Dilini içeri ittiğinde inleyip elimi saçlarının arasına geçirdim.
Benim olmasını istediğim kişi her şeyiyle bana aitken anın tadını çıkardım.
Dudaklarımız ayrılınca farkında olmadan konuştum.
"Seni seviyorum Levi."
Agagagagagag yazarken feels geciren ilk yazarim sanirim sbshsjs ay ilk itiraf eden Eren olcak demiştim eheuehue
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asilze
FanfictionRiren hikayesidir. +18 bulunabilir (shshsj) Levinin bilimmeyen kişiliği, Erenin dikkatini çeker. Erenin tesadüfen tanıştığını düşündüğü Levi, aslında bir şeyler saklıyor olabilir mi? @theshipperpanda @-black-