Siyah takımlı ihtiyar hiddetli bir tonda söze girdi.
+ kuralları ihlal ediyorsun. yakınlarınla bağlantı kurabilirsin demek onlarla gezip tozabileceğin demek değil.
- anlıyorum ama neden buradayım o halde.
+onu efendimiz bilir ancak bizim sorgulamak gibi bir şansımız yok. Özgür irade size verilmiş bir şey.
-eğer tanrı beni bu halde arafta bıraktıysa belki de istediği bu.
+ siz adem oğlunun kibri... ne cüretle onun adına düşünürsün.
- siz de big four'dansınız değil mi? azrail?
+ yakınlarda efendimiz ile bu konuyu konuşacağım kural ihlallerine bir son vermelisin artık. (kararlı ve hiddetliydi)
Sadece pekala dedim ve masaya döndüm. Lakin Müge ve Flash gitmişti.
Belki de kurallara uymalı uzak durmalıydım herkesten.
Sadece son kez annemi göreceğim dedim ve evime yürüdüm.Bir kaç saat sonra evime varmıştım. Hava kararmıştı. Babam balkonda sigara içiyor, gözleri dolu şekilde etrafa bakıyordu. İçeri girdim annem odamda kıyafetlerimi kokluyordu etrafta eski aile albümleri, çocukluk fotoğraflarım, bodrum tatilinden bir kare, ve tüm bu keder içinde elime bir kağıt aldım...
Buradayım anne yazdım ve görebileceği bir yere koydum. Onu korkutmak da istemiyordum ama ona bunu yapamazdım. İyi olduğumu bilsin istedim. O yüzden buradayım anne, buradayım...
Kıyafetlerimi kokladı uzun uzun, gözyaşları yanaklarından süzüldü, eliyle sildikçe yenileri çığ gibi akıp gidiyordu. Kağıdı gördü eline aldı... ve o değil ben buz kestim çünkü okuduğu an
gülümseyerek biliyorum oğlum dedi.
Gözyaşlarını sildi kağıdı aldı gögüsüne bastırdı ve yatağıma uzandı.
Tüylerim diken diken olmuştu. İster ölü olun ister canlı, ister iyi olun ister kötü, anneler oğullarını hisseder...
Annemi odada bırakıp babamın yanına balkona adımladım.
Kendi kendine söyleniyordu, 'niye lan niye pezevenk herif, şerefsiz it her şeyin vardı, paranı eksik etmedik, elin yüzün güzeldi niye lan niye, gencecikken kendine kıyacak ne yaşadın'
Ona da bir not yazmak istedim sonra vazgeçtim. Bana kızgındı ama iyiydi yine de.
Daha sonra gece lambalarının yer yer aydınlattığı kaldırımlar ve sokaklar, işte ait olduğum yerdeydim.
Bir ölü başka ne yapabilir ki.
Biraz yürüdükten sonra köşede oturan deri ceketli bir adam gördüm. Kırklı yaşlarında keskin yüz hatlarına sahipti. Sigara içiyordu. yanına adımladım. Adamı dinlemek istedim.
O da söyleniyordu.
İşte sana dünya, uğruna her şeyi feda ettiğin, sahibi olmaya çalıştığın ama olamadığın yer kim bilir belki de olmuşumdur dedi ve bana dönerek sence ? dedi.
Kas katı kesildim. Beni görüyordu. Nasıl olur? Ben şok üstüne şok yaşarken gülümsedi tekrar önüne döndü. Sonra ağzından o cümleler döküldü.
+sana bir anlaşma sunmak istiyorum.
- kekeleyerek kimsiniz diyebildim.
+ ben mi? sinsi bir şekilde gülümsedi.
Ayağa kalktı, ceketini düzetti, elini bana doğru uzattı. 'kibir en sevdiğim günah' dedi.
O an anladım ve buz kestim.
+şeytan?
-lucifer'i tercih ederim.
Lucifer karşımdaydı, ne yapacağımı ne diyeceğimi bilemiyordum.
Etraftan geçen insanlar, arabalar, kavga eden sevgililer, bağırışan çocuklar, gecenin karanlığı,
Bildiğim şehir bildiğim hayatlardı. ben ve o hariç her şey normaldi. Saatime baktım gece 1.16'yı gösteriyordu.
Arkamı dönüp uzaklaşmak istedim. Yürümeye başladım. ama sonra anlaşmasını duydum.
+sana bir beden verebilirim?
Olduğum yere çakıldım. tekrar ona dönerek 'hayır veremezsin' dedim.
-güçlerimi o kadar hafife alma evlat.
+karşılığında sonsuza dek yanmak gibi bir niyetim yok.
-tanrı merhametlidir affeder.
+ ikna yöntemin berbat bu arada. hakkındaki efsanelere uymuyor.
-elinde müge'nin fotoğrafı vardı bana gösterdi. gerçekten ona dokunabilmek istemez misin?
Sadece yutkundum ve hayır diye bağırdım. Arkamı döndüm ve koşar adım oradan uzaklaşırken
ondan şu cümleleri duydum.
'tanrının seni sevdiğini mi düşünüyorsun, neden ? sana en büyük işkenceyi yapıyor. yanmak sevdiğine dokunamamaktan daha iyi inan bana. Onun egolarını tatmin etmek uğruna deneysel bir çalışmasına alet oluyorsun. sana bir sır vereyim sen özel değilsin. İsa ya da Musa gibi hatırlanmayacaksın, senin için özel bir planı yok, sen bir hiçsin. sıkılacak ve sonsuz cehenneme atacak. bana yaptığı gibi. Bak evlat uzaklaştıkça sesimin azalmasını umuyorsun ama azalmayacak.
Sana diyorum ki zaten sonunda cehenneme gideceksin. Çünkü intihar ettin ama buradaki zamanını sevdiklerine dokunabilerek geçirebilirsin. sonunda bana geldiğinde sana bir Jack D. ısmarlayacağım dikkat et kendine evlat, dikkat et' dedi. cümlesinin sonu yankılanarak azaldı.
ben de koşarak uzaklaşmıştım epeyce.
Biriyle konuşmam gerekiyordu. kurallar umrumda değildi. Müge'nin yanına gittim.Bir süre sonra Müge'nin kapısında buldum kendimi.
Kapıyı çaldım açtı, boşluğa bakarak 'hoş geldin' dedi.
Bu durumu normalleştirmesi hoşuma gitmişti aslında. cebimden ufak kağıtlarımı çıkardım
- kurtar beni (yazdım)
+ne demek o, kim var ki peşinde?
- boşver.
+söyle lütfen iyi misin ne yapabilirim?
Anlatıp anlatmamakta kararsız kaldım. Kızcağız zaten kafayı yemenin eşiğinden dönmüştü bu kadarını kaldıramazdı. Hayır bunu ona yapamazdım. Biraz kendime gelince.
-beni neden yıllar boyunca reddettin? (yazdım)
+sen ukalaydın sabit fikirliydin tamam hoşuma gidiyordun aslında ama sana güvenemezdim. Sevgine asla inanmadım... bunları boşver iyi misin, demin dediklerin?
- sevgime şimdi inanıyor musun?
+evet, neden soruyorsun bunları.
-bana dokunmak ister miydin?
+korkutuyorsun beni. neler oluyor?
Sonra yazmamaya başladım ve o da bir süre bana sorular sorduktan sonra uyudu.
yanına uzandım ve sigara içtim.
Gök gürüldedi ve yağmur başladı. Ben öldükten sonraki ilk yağmurdu.
O sırada flash'ı da eve aldığını fark ettim müge'nin. onu da aramıza aldım ve gözlerimi tavana dikip Lucifer'in teklifini düşünmeye başladım. itiraf ediyorum beni manipule etmişti.
en iyi yaptığı iş.
Ne yapacağımı bilmiyordum, kime sesleneceğimi bilmiyordum. Tanrı beni terk etmişti.
Kafamdaki soruların hiçbirine cevap bulamıyordum.
Hayat hep enteresan olmuştur, geliriz ve gideriz yaşar ve ölürüz. Ama bu kadarını tahmin edemezdim. Benim olmayan bir şeyi yaşıyormuş gibiydim, uzatmaları oynayan yeni bir takım gibiydim. Umudum vardı, benim için iyi bir son olacak mıydı, olsun istiyordum. Lanetlendim mi?
bir daha güneşin sıcağını çamların kokusunu, toprağın yüzeyini hissedemeyecek miyim?
İçimde büyük bir ağırlık oluştu ve camı açtım. Yağmurun beni ıslatmasına izin verdim. yüzüme vuran rüzgarı içime çekip Lucifer dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİZ HİÇ KENDİ CENAZENİZE KATILDINIZ MI ?
Fantasygeçen sene 17 haziran'da intihar ettim. hepimiz ama istisnasız hepimiz merak ederiz... güneşin sıcağını, rüzgarın serinliğini, denizin üzerine düşen bulutların gölgesini bir daha yaşayabilecek miyiz? açıkcası kendimi öldürdüğüm gün aslında o k...