Uzun bir yol bizleri bekliyordu. Üç kamyonet kasaları yüklü bir şekilde Kuzey dağlarına doğru yola çıktık. Konvoyun en önünde Philip ve arkadaşları Lexi, Rixon,Patrick vardı. Diğer kamyonette Taylor, Erica,Lisa,Steve seyahat ediyordu. Benim bulunduğum kamyoneti Daniel sürüyordu. Ben ön yolcu koltuğundaydım. Arka koltukta Filberta ve Philip'in diğer arkadaşı Smith vardı. Erica son anda bize yetişmişti. Aslında onu yanımızda götürmek istememiştik. Kendisi çıkıp çiftlik evinin olduğu yere gelip ısrarcı davranmıştı. Erica yı tehlikeye atmak istemiyorduk. Yolumuz uzun ve neyle karşılaşacağımızı da bilmiyorduk. Yolculuğumuz devam ederken Daniel radyodan güzel bir şarkı açtı. Çalan şarkı Amy Winehouse dan Back to Black di. Bu şarkıyı dinlemeyi seviyordum. Amy nin bir çok şarkısını da severdim. Nostaljik bir havası vardı ve öldüğünde en çok üzülenlerden birisi de bendim. Melodiye kendimi kaptırmışken önümüzdeki kamyonetlerin benzin istasyonuna girdiklerini gördüm.
'' Karnı aç olan var mı ?''
Daniel'ın bu soruyu hiç sormayacağını düşünmüştüm. Yola çıkalı üç saate yakın olmuştu ve biz daha kahvaltı bile yapmamıştık.
''Bu harika olur''
Filberta nın cevabı durumu özetlemişti, kahvaltı zamanıydı. Araçlar benzin istasyonunda durdu. Tuvalet ihtiyacım vardı.
'' Filberta ben tuvalete gideceğim ''
Bunu ona söyleme nedenim birlikte gidebiliriz anlamına geliyordu.
'' Tamam Ann gidelim''
Birlikte lavabolara ilerlerken Daniel da bizlere yiyecek almak için market bölümüne gitti. Kamyonetlerin yanına döndüğümüzde yiyeceklerimiz hazır bizleri bekliyordu. Philip ve diğerleri de ellerinde kahvelerle ayak üstü sohbet ediyordu. Erica yanımıza koşar adım geldi.
'' Kızlar yolculuk nasıl bakalım ? Eğleniyor muyuz ?''
Erica her ne kadar bu yolculuktan hoşlansa da durumun ciddiyeti en çok beni düşündürüyordu.
'' Her şey yolunda.''
Diyebildim sadece. Filberta kahvesinden bir yudum alarak,
'' Gece nerede konaklayacağız bilgisi olan var mı ?''
Daniel kamyonetlerin kasasını işaret ederek,
'' İşte evimiz orada.''
Kamyonetlerin arkasında çadırlar vardı , buda demek oluydu ki kamp kuracaktık. Filberta memnuniyetsiz bir biçimde,
'' İşte bu harika''
Kahvaltılarımızı bitirdikten sonra araçlara döndük. Yeniden yola çıkmak için hazırdık. Üç kamyonet Kuzey Dağı yolunda ilerlemeye devam ediyorduk. Yemekten sonra üzerime ağarlık çöktü. Uyumak için can atıyordum. Arkama dönüp baktığımda Filberta ve Smith uyukluyordum . Başımı sağ tarafa verip uyumaya çalışıyordum. Daniel yeniden radyoyu açtı. Fonda kısık sesli opera şarkısı çalıyordu. Bana ninni gibi geldi. Yolculuk devam ederken bomba gibi bir ses kulaklarımda yankılandı. Araba bir sağa bir sola savrulmaya başladı. Gözlerimi açtığımda Daniel arabayı kontrol etmeye çalışıyordu. Yolun kenarında son anda durabildik.
'' Hay aksi lastik patladı.''
Daniel canı sıkılmış bir şekilde arabadan aşağı indi. Olanlara uyanan Filberta ve Smith de öyle. Bende kapıyı açıp aşağı indim. Danei ve Smith kriko ve buji anahtarını alarak patlayan lastiği yedek olanla değiştirmek için işe koyuldu. Bizim durduğumuzu gören diğer kamyonetler de yardım için yanımıza geldiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY KARDEŞLİĞİ-2 ŞAFAK SÖKMEDEN
WerewolfDolunaydaki savaştan sonra vampirler tarafından ısırılan Angel ,artık eski hayatını yaşayamayacaktır.Margaret'ın yaptığı tedavi nereye kadar faydalı olacaktır.Daniel ve kardeşleri nelerle karşılacaklardı.Eski düşmanlar kapanan hesapları açacaklarmıy...