Sevinçliydim. Her ne kadar hırsızlık yapsakta artık aileme yük olmayacaktım. Leo'dan para istemeyecektim. James'e baktım. Yüzümüzde gülümseme vardı. Sevinçten havalara uçacak gibiydik.
"Silahları nerden buldun ?" diye sordum
"Onlar gerçek silah değil David. Ama gerçeğe çok benziyor değil mi ?" dedi gülümseyerek.
"İyi iş başardık." dedim ve güldüm.
"Polislerin geleceğini hissetmesen şu an tahminen hapisteydik."
"Polisler ?" dedim. "Sence bizi görmüşlermidir ?"
"Sanmıyorum." dedi James kendinden emin bir tavırla. "Yüzümüzde maske vardı."
Saate baktım. Leo'nun okuldan çıkmasına 1 saat vardı. Telefondan aradım ama açmadı.
"Peki Leo ?" dedim. "Sence Leo'ya anlatmalıymıyız ?"
"Eğer Leo'ya anlatırsak parayı üçe böleriz. Bunu istermisin ?"
Biraz düşündüm. Leo hiçbirşey yapmamıştı ve para onun hakkı değildi.
"Haklısın." dedim. "Söylemeyeceğim.
"Güzel." diyerek gülümsedi James.
"Evet parayı aldık peki şimdi ne yapacağız ?" James biraz düşündü. Ciddi bir şekilde konuşmaya başladı.
"İstersen parayı şimdi ortaya dökelim sayalım ve yarısı senin yarısı benim olsun. Ya da diğer seçenek parayı güvenli bir yerde saklayalım ve her ihtiyacımız olduğunda gelip alalım." dedi.James'e baktım. Ciddiydi. Biraz düşünmek için zaman istedim. Dinlenmek için yatağıma uzandım. Herşey bir anda olup bitmişti. Soygun, silah, polis, paralar, maske. Ama güvendeydik. Ya da ben öyle zannediyordum. Bir anda yine düşüncelerimi kontrol edemedim. Beynim bomboştu ve hiçbirşey düşünemiyordum. Tek bir düşünce vardı: "AZ SONRA BURAYA 2 POLİS GELECEK." tekrar düşüncelerimi kontrol edebiliyordum. James'in yanına koştum ve bağırdım.
"James kalk buradan gitmeliyiz."
"Nereye ?" dedi sakin bir şekilde.
"Az sonra buraya polisler gelecek." dedim paraları saklayarak.
"Nereden biliyorsun ?"
"Hisettim James. Markette olduğu gibi hissettim. Hemen buradan gitmeliyiz." dedim James'i çekiştirerek. O ise çok rahattı.
"Bırak kolumu. Bir yere gitmiyoruz."
"Yalvarırım James. Gitmeliyiz az sonra polisler gelecek."
"Git buradan David. Çok komiksin."
"Şaka yapmıyorum hemen buradan çıkmalıyız." dediğim anda James üstüme gelip bağırarak konuşmaya başladı.
"Bu her zaman olmaz David anladın mı ? Bir kere polislerin geleceğini hissettin diye özel gücünün olduğunu felan mı sanıyorsun. Şimdi git ve oyuncaklarınla oy..." James'in konuşması kapının üç kere vurulmasıyla kesilmişti. James'e baktım. Şaşırmıştı o da bana bakıyordu.
"Misafir bekliyormuyduk ?" diye sordum
"Hayır."
Kapıya doğru yönelince James'in kolumdan tuttuğunu hissettim.
"Dur David." dedi fısıltıyla. "Ya polisler gelmişse ?"
"Hayır James." dedim. "Benim özel gücüm felan yok."
