Şemsin soğukluğu sardıkça bedenimi,
Daha iyi tattım yalnızlık denen zehri.
Sonbaharın ilk sabahında,
Sararacağını bilen yaprak misali,
Gördüm yalnızlaşacağım günleri.
Ufuklar karanlık,
Gökyüzü zifir,
Ve şems buz saçıyor.
Ekimi gösteren takvimler,
Günleri bitiren saatler,
Evet, bunlardı benim celladlarım;
Bir rüzgar darbesiydi beni bitiren.
Oysa hep bir aradaydık;
Beraber açıp,
Beraber ıslanmıştık.
Evet, tek bir Ekim rüzgarı
Esti geçti...
Götürdü kara toprağın bağrına,
Yalnızlığın kucağına.
Kalabalıklar geçti üzerimden,
Her geçiş daha çok parçaladı bedenimi.
Ve evet,
Kalabalıklar içinde yok oldum.
Cellad Ekim şahit!
Rüzgar şahit!
Şems şahit!
Ben şahidim!
Kalabalıklar içindeki yalnızlık oldu benim asıl celladım.