Shu'yu karşımda görünce çığlık atıp kapıya iyice yaslandım.
"Nas- pencere açık... Neden odama girdin?"
"Benim odam çok kalabalık olunca, hazır tartışıp beni unutmuşlarken kaçayım dedim. Ben de tek açık pencereden buraya geldim."
İyi halt yedin.
"Doğa, neyi duymam gerekiyor?"
"Hiç bir şey. Ben senden bahsetmiyordum ki?"
Tek kaşını kaldırıp 'yutmadım' bakışı attı.
"Ne bakıyorsun?"
"Sen iyi biliyorsun."
"Neyi?"
"Yalanını yutmadığımı?"
"Senin umursamayan olman gerekmiyor mu?"
"Gerekiyor mu?"
Bir şey söyleyecek gibi oldu ama sonra göz devirip pencereye ilerledi. Fısıltıyla konuştu ama kulaklarım bir insana göre daha iyi duyduğu için ne dediğini anladım.
"Senin kadar moral bozan birini görmedim ben..."
"Hiç aynaya bakmadın yani?"
Hafif pislik bir sırıtışla pencereden atladı.
Ama şimdi o yara bunu kaldırır mı mal jojuk?
Pencereden aşağı bakınca kan olmadığını görüp mutlu oldum.
Sonra bizimkiler benim onu pencereden ittiğimi falan sanacak. Hiç işim yokmuş gibi uğraşamam.
"DOĞA SHU'YU GÖRDÜN MÜ?"
Göz devirip bağırdım.
"HE GÖRDÜM HE, HİÇ İŞİ YOK GELMİŞ ÇAY İÇİYORUZ. TÖVBE TÖVBEE, BELA MISINIZ YA GİDİN."
Arkadan kahkahalar gelirken kendimi yatağa atıp gizli müzik klasörümü açtım. Böyle tuhaf olaylar olduğunda Sehabe gibi rapçilerin raplerini dinlerdim. Gizli klasörde başka bir şey olmadığı için bulmak daha kolay oluyordu.
Odamın kapısı yumruklanınca ayaklanıp kapıyı açtım. Akise kolumu tutru. Ben bir şey diyemeden odama geri itildim ve kapıyı kilitledi. Bana döndüğünde kaşlarımı çattım.
"Doğa, yardımına ihtiyacım var."
Tam konuşacakken elimle susturdum.
"Dur tahmin edeyim; Lara'yı seviyorsun ve itiraf edersen ne tepki vereceğini bilmiyorsun. Öte yandan nasıl itiraf edeceğini de bilmiyorsun. Her ne kadar Lara'yla ara sıra buna benzer konuşmalar geçse ve sen de kötü çocuğu oynasan da bu çok farklı ve cesaret gerektiren bir şey. Anlıyorum evet... Ama asıl soru; neden ben rap dinlemeye başlayacakken?!"
"Vay, senden iyi dedektif olur. Zeka küpü..."
"Evet bunu gizlemeni tercih ederim."
"Yardım edersen..."
"Evet tamam halledeceğim 5 dakikaya hazır ol ve salona gel."
O yüzüme tuhaf tuhaf bakıp giderken kafamda kurguyu oluşturdum ve kilit karakter için düşünmeye başladım. Sanırım ondan başka seçenek yok...
Ayağa kalkıp Shu'nun odasına gittim.
"Bay son ses?"
"Bayan beni yalnız bırakın?"
"Bay hayır?"
"Uf ne??"
Kolumu ovuşturup ağzımı yamulttum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
diabolik lovers (Buz Tutmuş Hayaller)
FanfictionBir Türkiye vatandaşı olan Doğa (evet yine isim bulamadım...) lise ve özel güçleri yüzünden Japonya'ya gider ve annesinin ayarladığı evi bulur. Ev arkadaşlarıyla tanışmak için evden içeri adım attığında ise, dönüşü olmayan bir yola girdiğini fark ed...