Kabullenmek o kadar zor olmuştu ki.İçimde fırtınalar kopuyordu.Fırtınalarım tam sakinleştiği anda Oktay'ın o kızla fotoğrafları karşıma çıkıyordu.Ben kaçtıkça beni koşturan anılar,yaşanmışlıklar peşimi bırakmıyordu.Savruldukça savruluyordum. içimdeki çığlıklara son veremiyordum.
4 ay geçmişti gidişınin ardından.
Ve ben onsuzluğa alısmak üzereydım.onu unutmak icin işaret dilini ögrenmeye başladım.Onu düsünmemek için farklı uğraşlar buldum kendime.Onun varlıgında konuşmadigim merhabadan öteye gitmeyen sınıfımdakı erkeklerle konuşmalarım dostluğa kadar ilerlemişti artık.dertlerimi dinleyen,en zor anlarımda hep yanımda olan bir dost edinmiştim Eray diye.Günler günleri kovaladıkça Oktay siliniyordu hayatımdan.Kazıya kazıya siliyordu.Her bir unutuş ,siliniş nefret barındırıyordu.
Bu kız ıçinmi gitti beni bırakıp diye döktügüm gözyaşları artık kuruyordu.Yırtmaya kıyamadıgım fotoğraflarımız çoktan belediyenin çöp arabasında yerini almıstı.Oktay'ın O 'sunu ettirmiyordum yanımda.Yeni bir hayat başlıyordü sanki benim için.Ve bu hayat O'na karşı bol nefret barındırıyordu.Ve biraz karşılaşma korkusu.Onun gitmeyeceği ortamlara onun yapmayacağı uğraşlara kendimi bırakmam hayatımı çekıllendirmişti.Ve gözüm ondan başkasını görmezken.Sımdilerde her şey ailem ve arkadaşlarım olmuştu daha doğrusu Eray olmuştu.kardeşim diye seslenirdik birbirimize.Ama zaman bunun ötesini gösterirmiydi bilemezdik.Ve içimdeki nefret beni doğruya mı yoksa yanlısa mı sürüklüyordu bunu bir türlü kestirememiştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVDALUK
Teen FictionKaradeniz miydi Azra yi bu kadar yakan yoksa bir insan mıydı kalbinin derinliklerinde kalan . karadeniz gibi ol sevgili yağmur ol yağ bedenime sonra güneş ol doğ yüreğime Severek okumanız dileğiyle...