Soğuk Bira

55 6 8
                                    

Babamın odasına pat diye girdim ve Lily babama sakso çekiyordu. Bu manzara mide bulandırıcıydı. Lily'nin saçını arkadan tuttum. Babam hala şoktaydı. Hiç bir şey diyemedi sadece baksırını üzerine çekti. Lily'i çıplak bir şekilde sürükleyerek odanın kapısına attım ve ona bavullarımı arabama götürmesini söyledim.

 

üstünü giymeye gitti. ama yanlış. bunu çılak yapacaktı. bavullarımı önüne attım ve çıplak bir şekilde bütün bavullarımı tek tek ona taşıttım. Bütün cadde onu bu şekilde görmüştü ve çok ağır hakaretlere uğramıştı. Bu ona iyi bir ders olmuştur diye umuyorum.

 

Bütün bavulları arabama taşıdıktan sonra onu evin kapısında bıraktım ve evin kapısı kapattım. babam ise hiç bir şey söylyemedi.

kafam çok dağınık ve eve hemen gitmeyi hiç istemiyorum. her zaman kafam dağıldığında geldiğim yere, yani uçuruma geldim. bu uçurum ve uçurumun dibinde başlayan ucu bucağı görünmeyen deniz bana o kadar huzur ve mutluluk veriyor ki paha biçilemez. 

her zaman arabamın bagajında bulundurduğum buzluk ve içinde ki biralar. biralardan birini alıp yanında ki açacaklaaçtım ve bir kerede yarıladım. bu gerçekten boğazımı yaktı. biraz daha durup düşünmek istedim. yaşadıklarımı gözden geçirmek istedim ama bi anlamı yok. bu yüzden gitmem gereken randevum için hazırlanmaya evime gideceğim.

arabamı evin hemen yanında ki garaja park edip garajın içinde ki kapıdan eve girdim. oyalanmadan direk odama hurraa ve ne giysem sendromu. 

vee uzun ama güzel bir seçim olduğunu düşünüyorum [multimedia]. son olarak d&g sıktım, çantamı ve telefonumu alıp çıktım. saat 23.49. 11 dk var. sanırım yetişebilirim. tekrar evin içinden garaja girdim ve arabama atlayıp okula doğru hızla yol aldım.

şuan hava karanlık. saat 23.59. okulun bahçesindeyim ve bu lanet okul akşamları gerçekten ıssız. okulun bahçesinin tam ortasında onu bekliyorum ve arkamda ki ses. 

'' aa vaktinde gelmişsin ''

'' randevum olan insanları bekletmeyi sevmiyorum. ''

gözlerini kapattı, boynuma eğildi ve kokumu içine çekti, sıcacık nefesini boynuma geri üfledi. bundan çok etkilenmiştim ve anlamasını istemediğim için bir adım geri çekildim. 

başım dönüyor. ve midemde ki acı gerçekten katlanılamaz halde. soyut. şuan gözümden beynime yansıyan her şey böyle. tarifsiz bir acı var sol göğsümün altında. evet yine Onu hatırlıyorum.

x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x-x

saat 04:39. burası da neresi? ne zaman geldim? ve burada ne işim var? büyükçe bir yatak odasındayım. duvarın bir boyu aynalar ile kaplı. aynalı duvarın hemen yanında bir kapı var. sanırım bir balkon kapısın. balkona doğru ilerledim. kapıyı açtım ve aşağıya baktım. büyük bir havuz, şezlonglar vs. bir havuzun etrafında olması gerekenlerden ibaret. 

bana sırtı dönük bir şekilde şezlonga oturmuş ve elinde tabletle ilgilenen biri ve ımm sanırm Justin. demek burası Justin'in evi. peki buraya ne zaman geldim ve burada ne işim var. telefonumu ve arabımın anahtarını komidinin  odadan çıktım ve bu ev gerçekten benim evimden daha büyük. merdivenleri inerken telefonuma baktım 13 cevapsız çağrı, 3 sesli mesaj, 8 sms. sıkıntı tünne. her zaman ki halim. yanında ki şezlonglardan birine oturdum.

Just LisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin