Hoş Geldin Kokarca

505 35 52
                                    


Saydım..

Üşenmeden, bıkmadan saydım en son kaçıncı yüzü saydığımı bile hatırlamıyorum. Yanlız bir başıma tanımadığım bir çok insanın içinde içimdeki korku ile kalmıştım. Bedenim sonu olmayan bir karanlığa giderken içimdeki korku beni sonu olana karanlığa itiyordu.

Ben biliyordum bu hissi 6 yaşın da yetimhanede arkadaşlarımın beni istemesi ile başlamıştı hayatım.Her gün altında huzur bulduğum ağacıma koşarken tek hissettiğim şey elbet bir gün gülecek olmamdı.

Öylede oldu...

Buse ablam ve Sinan abimin sayesin de tekrardan hayatım değişmişti. Şimdi yine gülecektim bunu biliyor inanıyor. Belki de inanmak istiyordum. Kaç saat oldu bilmiyordum , kaçıncı yüzü de saydığımı bile bilmiyordum.Gözüm o cam sürgülü kapının açılmasını bekliyordum. Bana sorulan soruları duymamazlıktan gelip içimdeki iyi dileklerimle içer de onunla bende savaşıyordum.

İçimde savaşmam gereken bir umut beni ayakta utuyordu belki de..Ya da ondan aldığım güçle ayakta duruyordum yüzerimde kurumuş kanı bana cesaret veriyordu.

-Azra çığım...Duyduğum şefkatli ses ile gözlerimi ayırdığım cam kapıdan sesin geldiği yere çevirdim. İşte o zaman Yağız Mehmet'e verdiğim söz aklıma gelip saatlerce içimde bastırdığım lavları o şefkatli ses patlatmıştı.

-Buse abla... ona koşarak boynuna salarak içimi çeke çeke ağladım. Bir anne edasıyla saçlarımı okşarken gözüm korkmuş ve telaşlı melis ablama kaydı hemen arkasından ise sinirden bütün yüz hatları gerim gerim gerilmiş Mehmet abim. Gözlerim Sinan abimi bulunca hiç düşünmeden Buse ablamın kollarından çıkıp ne yapacağını bilemeyen Sinan abime doğru koştum.

-Geçeçek prenses.. diyerek boynuna atlarken hemen arkasından ''İyi misin ? derken ses tonu o kadar babacan geliyordu ki iyiki dediklerimin en baş listesindeydi Sinan abim ve Buse abim..

-Azracığım,nasılsın ? diyerek Melis abla saçıma dokunduğunda ellerimi Sinan abimin boynundan ellerimi çözüp Melis ablamla göz göze gelmem ile beni kendine çekerek sarıldı.

-Ooo.. vuruldu ? Melis abla o vuruldu.. dedim bir güçlükle ardından ise hastane koridorunda yankılanan hıçkırık seslerimle gözlerimi kapatarak ağladım. Melis ablamın içini çekmesi ile ağladığına emin olmuştum.

Bacaklarım bedenimi taşımazken destek almak için Melis ablamın koluna tutunup ona baktım..

-İyi değilim..Hiç iyi değilim. dediğimde Melis ablam ellini saçıma atarak gözlerimin içine baktı.

-Geçeçek canım.Yağız Mehmet'i tanımıyormuşsun gibi konuşma.Hadi gel şuraya otur diyerek beni koltuğa otururken gözüm o cam kapıya gitti yine.

-Nasıl oldu Azra. dedi Mehemt abim o kadar sakin olmasa da en azından sakin olmak için çabaladığını göre biliyordum.

-Bb...ben hatırlamıyorum.Evdeydik sonra birden bire evin camları aşaya indi.Mehmet ateş etti hatta ben bile ateş ettim dediğimde donuk gözlerimi beni sessiz sedasız dinleyen Sinan abime çevirdim.

-Biri öldürdüm... dediğimde ise ellerimle ağzımı kapatıp ağlamaya başladım tekrardan.

-Tamam canım geçti. diyerek Mehmet abi bana sarılarak teselli veririken saatlerdir kapalı olan kapı açıldı.Göz yaşlarımı silip kapıdan içeriye giren beyaz önlüklü doktorun tepesine dolaştık hepimiz.

-Hasta Yağız Mehmetin yakınları ? dediğinde. Bedenim oturduğum yerden kalkmak isterken bacaklarımda ki güç geri çekilmişti.Mehmet abim ve sinana abim doktorun başına doluşurken ben doktorun ağzından çıkacak olan iki kelimeye kitlenmişti.

Gün IşığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin