Multimedia da ki şarkıyla okuyun.
*Tini'yi hızla yere iter.Saçından tutup sürüklemeye başlar.*
T:Bırak beni!Yardım edin!!!
J:Kes sesini *der ve Tini'yi uçurumun oraya getirir.Yüksek bie uçurum değildir.*
T:Ne..neden burdayız?Napcaksın bana?
J:Şimdi anlarsın *der ve uçurumun oraya atcak gibi yapar geri tutar*
T:*Hıckıra hıçkıra ağlıyordur*
J:Birdaha bana yaklaşma ufaklık!!!*der ve gider*Jorge'nin ağzından;
Yaptıklarımdan tek bir pişmanlığım yok.O bunu hak etti.Bana o tokatı atamazdı.Şimdi ne hali varsa görsün
Tini'nin ağzından;
Artık hiç birşeye katlanıcak gücüm kalmadı.Keşke Jorge'ye hiç aşık olmasaydım.O beni hak etmedi.Bundan sonra beni asla bulamıycak.
*Hemen eve gider.Tüm eşyalarını toplar bir bavula koyar.Evdekilerin de haberi olsun diye bir kağıda not yazar.*
Ben burdan gidiyorum.Canım ailem merak etmeyin oraya gidince sizi arayacağım.......yanına gidiyorum.*Tini gideceği yere gider artık günlük yazmaya başlamıştır.1 ay geçmiştir.Hala Jorge'yi unutmaya çalışıyordur.Yatağa oturup günlüğünü çıkartır ve yazmaya başlar.*
Değer verdiğim günlük;
Genelde sevgili günlük diye başlarlar ama ben öyle başlamak istemedim.Çünkü her inan sevgi siye mükemmel duygusunun varlığına inanmıyor.Hatta başkalarının inanmış olmasını bile saçma ve gereksiz buluyorlar.Kulağa tuaf gelse de dünya üzerinde sevgi gibi mükemmel bir duyguyu hissetmekten mahrum olan insanlar var.Gerçekten var.Ve o insanlardan biriyle bizzat tanışmış birisi olarak söylüyorum,o insanlar bizden,aşka ve sevgiye inananlardan daha acımasız.Buna rağmen neden o acımasız insanların inandığı duyguyu dile getirerek günlük tutuyorum?Bilmiyorum.Ama zaten her yaptığım şeyin mantıklı bir açıklaması olmak zorunda değil.
Neyse bugün yaptıklarımı kısaca anlatmam gerekecek olursa önceki günlerden pek farklı birşey yaşamadım.Sabah olduğunda uyandım,babaannemle kahvaltı yaptım,kahvaltıdan sonra babaannemle saatlerce dertleştim,o bana nasihat verdi,ben başımı omzunun üzerine koyup onu dinledim,sonra da kitap okudum.
Bir yazarın kendi hayal dünyasında oluşturduğu iki karakterin her zaman birlikte olacağını ümit etmekten nefret ediyordum.Mutsuz sonları sevmezdim çünkü.Bu yaşıma kadar da hiç sevmemiştim.Ama sanki,sevmedigim bir şeyle imtihan oluyor gibi okuduğum kitapların çoğu mutsuz bitiyor,hayatım;şu bir aydır mutluluk kavramının yanından bile geçmiyordu.
Geldiğin ilk günden bu yana değişen pek birşey yoktu zaten.Her şey aynı,herkes,her zaman olduğu gibiydi.Mutlu?Aynen öyleydiler.Benim onlar gibi mutlu ya da şen şakrak olduğumu söyleyemem ama geldiğim ilk günkü gibi acı çekiyormuş gibi de hissetmiyorum kesinlikle.Sanırım değişen tek şey de bu minicik his değişimimdi.Tam tamına bir ay olmuştu.Bu süreçte değişen tek şey ufak bir his olması garip olsa da elimden gelen birşey yoktu.Günler öyle yada böyle geçiyordu ışte.Simdi yatıyorum.Ya da yatmaya çalışmak üzere yatağıma gidiyorum.Yarın yine görüşürüz.Pembe kapaklı defterimi kapatıp,oturduğum yerden sırtım tutulmuş şekilde kalktıktan sonra sessiz olnaya özen göstererek odamdaki oturduğum puf minderden kalkıp yatağıma doğru ilerlemeye başladım.Babaannem çoktan uyumuş,başka diyarlara dalmıştı bile.Kırışık yüzüyle bile öyle tatlı duruyordu ki....Odamdan çıkıp onun odasına gittim pikeyi havaya kaldırıp yanına uzandım.Onunla birlikte beni huzurlu hissettiriyordu.Onun o temiz sabun kokusunu duymak,ilk kez kendimi huzurlu hissetmemi sağlamıştı.Babaannemin yanağına ufak bir öpücük bıraktım.Her ne kadar uyuyamayacağımı bilsemde uyumayı dileyerek gözlerimi kapattım..
Yeni bölüm.Biraz geç oldu farkındayım.Bundan sonra düzenli yazmaya çalışacağım.
Vote?
Yorum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Whatsapp'dan Sevgilim
RomanceWhatsapp'tan tanışan ama önceden birbirini tanıyıp haberleri olmayan 2 gencin aşk hikayesi..Hoşlantı sonrası Nefret sonrası Aşk...