Merhaba ben Duru Aydogdu . 16 yaşındayım ve lise ikiyi yeni bitirdim.
Yazın ilk günlerini okul zamanlarının acısını çıkartarak -oturup, yatıp, hiçbirşey yapmayarak -geçirdim.
Bir süre sonra zaman gecmemeye başladı Ezgi'yle birlikte gezip dolaşmaya başladık. Bu yıl Ezgi'yle aynı okulda olacagız .Babamın olmaması tüm yükü annemin omuzlarına yüklüyor.Babam ben küçükken bizi terketmiş. Anneme defalarca babam hakkında soru sormama ragmen yinede çabalarım boşa çıktı. Tabi durumumuzun çok parlak olmamasının sebebini buna bağlıyorum. Ama umursadığım söylenemez çünkü annem ablama ve bana baba yokluğunu hissetirmedi. Tek başına her ihtiyacımıza yetişti .Durumumuz ne kadar iyi olmasada Ezgi'nin gittiği okula yarı burslu bir şekilde gitmeyi başardım.Ezgi sayesinde çok zorluk cekmemeyi umuyorum. O benim hem kuzenim hem arkadaşım hem sırdaşım. Birlikte çok eğlendigimi söyleyebilirim. Tam benim kafa dengim. Tatile gitmek için onu ikna etme sebebim de buydu zaten.
Otele varınca eniştem resepsiyondan oda ayarlarken bizde dinleniyorduk. Annem ve ben ,teyzem ,eniştem ve Ezgi olarak adalarımıza ayrıldık. Odaya kendimizi atınca annem hemen söylenmeye başladı:
"Of bittim duru ne kattın sen bu çantalara evi mi doldurdun. Altı üstü bir haftalık tatile geldik".
O kadar yorulmuştum ki tıkım çıkmadı. Normalde olsa mutlaka söyleyecek bir şey bulurdum. Biraz dinlendikten sonra:
"Anne hadi aşagı inelim. Kurt gibi acıktım" deyince ancak Annem içeri çıkarabildim .teyzemlerle ile birlikte güzel bir Kahvaltının ardından Ezgi'yle mayolarımızı giyip denizin kenarına gittik biraz yüzüp dışarı çıktık hem Gıybet Time yapmak hem de birilerini kesmek için can atıyorduk .Ezgi hem yakışıklı çocukları kesmeye hem de bana okul anlatmaya koyuldu :
"Bak kanka okula gidince sakın utanıp Sıkılma hemen ezmeye çalışırlar benim yanımda nasılsan onların yanında da öyle davran"
"Ooo o zaman beni Cadı zannedip okuldan kovarlar" deyince ikimizde kıkırdadık.
" Boş ver Onlara da o layık zengin zübbeleri.Hatta gözünde bir yakışıklı falan çarparsa bana haber ver Hemen ayarlarım" deyince biraz utansam da "aman Ezgi sanki annemi bilmiyor gibi konuşma ablam neyse de benim Erkek arkadaşla falan uğraştığımı öğrensin beni terlikle öldürür , Biliyorsun işte canım" dedim.
Tabii Ezgi durur mu? hemen" Yahu canım Kim söyleyecek teyzeme Sen gel bana ben sana ne yakışıklılar göstereceğim Hem sen bizim grupla da tanışırsın "Ezgi'yi umursamadan dinlenmeye devam ettim birazdan Ezgi bir anda" kuzen meteora baksana" deyince bakışlarını takip edip nereye baktığını anlamaya çalıştım gerçekten de meteor denecek kadar yakışıklı biri İlerideki şezlonga yaklaşıp üzerine oturdu tam uzanacagı sırada bir anda bizden tarafa baktı ve göz göze geldik ve o an daha önce hiç görmediğim bir tonda mavi gözlerle bakmaya başladım kendimi zor zekat başka yöne bakmaya zorladım Zor da olsa başardım hemen sonra Ezgi bana dönüp müthiş heyecanla" gördün mü bize Baktı çok tatlı değil mi Ama var ya Böyle bir sevgilim olacak of Bütün Kızlar kıskanır Beni ama nerede bu çocuk bana bakmaz" dedi bir an içimde bir ürperti oluştu .Kıskandın mı Ne ?Yok canım daha neler tanımadığım birini neden Neden kıskanayım ki deyip bu fikri kafamdan attım ve Ezgi cevap verdim:"Evet gördüm canım Niye hemen Ümitsizliğe kapılıyorsun sen Güzelsin" diye avutmaya çalıştım günümüzün Geri kalanını da böyle geçti ya yakışıklı birilerini kestik ya da dedikodu ettik .Akşam da yemek yedikten sonra odalarımıza ayrıldık. Başımı yastığa koyunca bir anda aklıma o çocuk ve masmavi gözleri geldi .Ne diyorum ben ya banane elalemin yakışıklısından Allah sahibine bağışlasın ."Allah'ım biliyorsun ben senin iyi ve anne terliği yiyen kulunum Affet "deyip kıkırdadım .Annem banyodan çıkınca güzelce duş alıp yatağa yattım .Ama ne zaman bir konu üzerinde düşünürken dalsam aklıma mavi gözler geldi .Ben de kendi kendime konu değiştirerek Uyumaya çalıştım ve başardım da.
*******
2. Günün sabahında annemle odamızdayken ablamı arayıp onu sinir etmeye başladım. ses hoparlörde olduğu için annem de duyuyordu. Ablam:" ya anne sen yanındasın şu kızına meşhur terliklerin birini fırlatır mısın bak Duru sinir oluyorum ama hem benden habersiz tatile gidiyorsunuz hem de beni arayıp Sinir ediyorsunuz ya".
Ben kahkahalarla gülerken Annem de ablama avutuyordu "kızım sen gel seninle de gideriz Hele bir okulunu bitir Sen .Daha ne tatillere gideriz biz derken işaret parmağını kaldırmış bana " göstereceğim sana" dercesine tehdit ediyordu .
"Ya ablacığım sen misin arkadaşlarıyla sürekli fotoğraf atıp beni kıskandırmaya çalışan? Oh olsun sana deyip daha fazlasini olmasın diye yağ yakmaya başladım.
" Bu arada ablacığım Attığın her fotoda çok güzel çıkmışsın yani benden söylemesi "dedim. " Yağcılar'da inecek var "
Klasik ablamın sözü
" Yav he he Neyse ben sahile yüzmeye iniyorum Sen derslerine çalış ablacığım" deyip telefonu yüzüne kapattım ve annemle birlikte kahvaltıya indik .Ne kadar ablama tartışsak da birbirimizi sinir etsek de yine de seviyorum Keratayı yav..
**********
Sahilde yine Ezgi birilerini kesiyordu ama bu sefer karşılıklıydı, neyse onlar beni ilgilendirmez. Ben yeni okulumla ilgili hayaller kurarak kendimi avutuyorum. Yani asla Ezgi gibi olamayacağım biliyordum Çünkü ne kadar kardeş olsalarda anne farkı vardı .Teyzem her koşulda kızının arkasındaydı ama benim annem bir hatamı görünce terlik fırlatır beni pişman ederdi. Bu yüzden olsa gerek annemden korktuğum için erkek arkadaş ve sevgili işleri yerini derslerine ilgilenirdim . Ne kadar terlik korkum olsada hiçbir lafın altında kalmaz laf sokmayı beceririm. aslında yeni okula başlayan herkes beyaz atlı prensini düşler. Ben de bunu yaptım, ne kadar gerçekleşmeyeceğini bilsemde de Beyaz Atlı prensimi düşündüm . taki güneşin altında Mayışıp uyuyana kadar Ezgi'nin "Duru kalk geldik" deyip kıkırdaması ile uyandım. İlk anda Ne olduğunu anlayamadım gözümü açıp etrafa bakınca hala sahilde olduğumu gördüm ve Ezgi de.... Yok artık ama sırf 2 saat mi arkadaş mı yapmış Hem de 3 tane!!! "Merhaba "diyerek şaşkınca yerimde doğruldum .Ezgi hemen bana arkadaşlarını tanıtmaya koyuldu "Duru Bunlar kolejden arkadaşlar yani yakında Senin geleceğin okuldan Neyse tanıştırayım bu Emre" diye hemen yanında oturan çocuğu gösterdi "bu Eray ve yanındaki de sevgilisi Ayla " deyip bana baktı "Bu da benim Canım kuzenim Duru" dedi hepsi ile el sıkıştık. Onlar beni incelerken ben de onları inceliyorum. üçüde taş gibiydi .Emre sarışın , uzun boylu ve sürekli gülümsüyordu ,Eray biraz ciddi gibi duruyordu ama onu inceledigimi görünce hafifçe gülümsedi. Ayla kumral kahverengi saçları olan ve güleryüzlü bir kızdı beni inceledikten sonra" Tanıştığıma memnun oldum bu yıl bizim okula geliyor muşsun çok seveceksin bizim Okulu eminim" dedi tek nefeste. Ben Gülümserken Ezgi "Ayla'ya Dur bir daha yeni uyandı kız " diyerek susturdu .Hep birlikte gülüp bana baktılar gülümsemem Yüzümde dondu." ne oldu?" diye sorunca Ezgi birden yanıma gelip "kanka daha yeni sen uyurken Ayla'nın kuzeni geldi bu kadar mı taş olur ya çok tatlı" diye tek nefeste sıraladı ,sonra da üzülmüş gibi yapıp "Ama geri gitti" dedi.Bende başını okşayıp kafasını gögsüme koydum.gülmemek icin kendimi zor tutuyordum.
"Vah canım, senin icin çok üzüldüm ,ama yapacak bise yok " dedim.
"Çok yakışıklı "
"Evet ama gitmiş" dedim hızlıca .Ezgi'de aynı hızla kafasını kaldırdı ve ;
"Ne diyorsun kızım sen ya ne gitmesi geliyor iste çocuk "deyince üçlü etrafına bakındı. Ayla:
"Hani nerde Erdem ?" diye sordu.
Ezgi'de bize bakıp "ne Erdemi ya ben şuradan gelen yakışıklıyı diyorum" deyince ezgi haric hepimiz kahkahayı bastık.Emre Ezgi 'ye bakıp :
"Kanka ayran gönüllü oldugunu biliyorduk ama bu kadar oldugunu bilmiyorduk" deyince bu sefer ezgi dahil hepimiz kahkahalara boğulduk.
*********
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENİZDEN GELEN AŞK
Teen FictionBir tatille basladı herşey sonrası ise asla eskisi gibi olamayacak Duru tatilde tesadüfen gördügü biri yüzünden hayatı değişti . Ama iyi yöndemi yoksa kötü yöndemi orası biraz meçhul . "Senin gözlerin denizin bulanmamış mavisi" dedim en son .sonraa...