10. BÖLÜM

7 6 4
                                    

Kapı yavaşça açıldı. Karşımda orta yaşlı birini bekliyordum.
Deniz kapıyı sonuna kadar açınca gözlerini dışarıya çevirdi. Bende merakla gelecek kişiyi bekliyordum.
Açılır açılmaz içerisi Güneş 'in hıçkırıklarıyla doldu. Toprak abinin de gözleri boncuk boncuk olmuştu.
Hemen kapının oraya koştum.
"annem nerede? " diye sordu Deniz.
Güneş hıçkırıklarının arasından konuştu.
" yo-yok. Gelmemiş."
"ne demek yok. Anne....  Bakın şakanın sırası değil. Neredeyse çıkarın annemi. "
" yok diyoruz ya oğlum anlamıyor musun?  YOK.... " Toprak abi'nin bağırmasıyla Deniz de artık gerçeği kabullenmiş olacak ki birkaç saniye sustu. Ben hayretle izliyorum herşeyi. Daha dün anneleri geleceği için sevinçten yerinde duramayan bu üç kardeş, şu an boncuk gözlerle etrafa bakınıyordu. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Güneş bir anda kendini yere bıraktı. Hemen gidip destek oldum ve yerden kaldırdım onu. Sonrada kolunun altına girip koltuğa kadar yürümesini sağladım.
"yok işte. Gene gelmedi. Yok " hıçkırıklarıyla etrafı inletiyordu.
" neden gelmemiş" Deniz bunu fısıltı gibi sormuştu.
"ambulansla beraber hava alanına gidiyorlarmış. O sırada yol kapalı olduğu için durmak zorunda kalmışlar. Ambulanstaki teknisyenler olaya müdahale etmek için inmiş. Bir süre annem beklemiş. Sonra gelen giden olmayınca o da çıkmış arabadan ve olay yerine yürümeye başlamış. Orada çocuğun birinin rehin almışlar.Kafasına silah dayalı bir şekilde bir  çocuk... " acı çektikleri sesinden anlaşılıyordu. Sonlara doğru fısıltılı bir şekilde anlatmaya başlamıştı zaten, bir süre sustu. Sonra çatlak bir sesle devam etti.
" bir süre olayı izlemiş. Sonra bir anda bir silah patlama sesi... BUM...  Çocuğun kafasına sıkmışlar silahı. Tıpkı 9 yıl önce olduğu gibi....  Annem tekrar krize girmiş....  Gelemedi. " hıçkırıklarıyla heryeri inleten Güneş ve abilerine öylece bakıyordum. 9 yıl önce ne olmuştu ki? Bu ayrı bir merak konusuydu. Ama şu an önemli olan bu değil.
" De-deniz. "sadece bir fısıltı. Duyup duymadıklarına bile emin olmadığım bir fısıltı.
Gidip Güneşin yanına oturdum. Kollarını bacaklarının üzerine yaslamış ağlıyordu. Önümde ağlayan birini görünce bende ağlamaya başlardım. Şu an olduğu gibi.
Gözümdeki yaşlar asırlık hızda yere damlarken bende ona sarıldım. Sonra oturduğum yerden kalkıp Deniz'in yanına gittim. Beni hiç farketmemişti. Bir süre yüzünü inceledim sadece.
1 damla.... Gözünden akan 1 damla yaş beni kendime getirdi. Hemen koluna yapıştım. Beni kolunun altına çekti ve bana sıkı sıkı sarıldı.
"yine gelmedi... Yine sözünde durmadı " fısıltıları kulağımın duvarlarına tırnaklarını batırıyordu.  Sessiz sessiz acısını yaşayan bu koca çocuğa o an öyle bir ısındı ki kanım.  Anlatamam.
"Deniz...."  ne diyecektim ki. Bu acının ne hissettirdiğini inanın bilmiyordum. Ama o an bende çok üzgündüm. "sakin ol.... Şşşşşş"  söyleyebileceğim tek şey buydu. Bir bebeği uyutmak istiyormuş gibi hem sağa sola hafif bir şekilde sallanıyor hemde şşş harflerinin olduğu, ne olduğunu benim bile bilmediğim, bir ninni söylüyordum. Yavaş yavaş.
Bir süre bu şekilde devam ettim. Sonra farkında olmadan omuzlarıma batıdığı tırnaklarının yavaşça gevşediğini hissettim. Koca adam ninni ile uyumuştu. Bir süre daha devam ettikten sonra yavaşça omzumdan başını kaldırdım ve rahat koltuğa koydum. Yüzü öyle güzel gözüküyordu ki......  Yaşıtlarına göre daha olgun duran bu adam şu an bebek gibi uyuyordu. Kafamı diğer koltuğa çevirdiğimde Güneş'inde abisinin kucağında uyuduğunu gördüm. Toprak abi omzunu koltuğa yaslamış, kucağında uyuyan kardeşi, öylece bana bakıyordu. O da her ne kadar belli etmemeye çalışsada çok üzgündü. Yüzünden belli oluyordu bu..
"ben artık gideyim" deyip oturduğum koktuktan Deniz 'e son bir bakış attım. Toprak abi de yerinden kalkacak gibi oldu. Hemen elimi havada sallayıp durmasını işaret ettim. Güneş uyanırsa tekrar ağlamaya başlayacaktı kesin. Buna daha fazla dayanabileceğimi sanmıyordum.
"ben çıkarım. Güneş tekrar uyanmasın"
"dışarıda biraz beni bekler misin? Bir şey konuşmak istiyorum seninle."
Ne konuşacaktık ki? Bir Güneş 'e bir de Deniz' e baktım. Sonra kafamı hafifçe salladım. Çantamı küçük masanın üzerinden alıp kapıya doğru yürüdüm. Dışarı çıkıp beklemeye başladım.
                            ~~~~~~
Toprak üzerinden Güneş'i kaldırıp kafasını koltuğa koydu. Rahat bir pozisyonda olduğuna karar verdiğinde de ayağa kalktı. Biraz Deniz'e, kardeşine baktıktan sonra o da kapıya doğru yürüdü. Ne konuşacağını aklında kuruyor saniyeler içinde vazgeçiyor ardından tekrar kuruyordu kapıya varana kadar.
Aralık duran kapıya elini uzatıp açtı. Dışarıda kömür gibi siyah gözleriyle etrafı izleyen kıza baktı. Kapının açıldığını duyduğu için o da kendisine döndü. İçinden gülümsemek hiç gelmese de yine de dudakları hafifçe kıvrıldı.
"İyi misin Toprak abi?"
"abi demene gerek yok demiştim diye hatırlıyorum."
"peki...iyi misin toprak"
"işte... İdare etmeye çalışacağım."
"ne söyleyecektin bana?"
"şe-şey bu gün bizim yanımızda olduğun için teşekkür ederim. Acaba şey " hafifçe boğazını temizledikten sonra tekrar konuşmaya başladı.
" acaba numaranı verir misin?"
Duru bir an düşündü neden istediğini. Sonra, tekrar yardıma ihtiyaçları olursa aramak için istediğini anladı kendi fikrince.
"Tabikide." deyip çantasından bir postit kağıdı çıkardı ve kalemle numarasını kağıda yazıp karşısında heyecanla bekleyen adama uzattı.
"ihtiyaç duyduğunuzda arayabilirsiniz beni"
"saol... " bir süre öylece baktı karşısındaki güzel kıza. Sonrada bir anda kendinden bile beklemediği bir şey yaptı ve Duru'ya sarıldı.
Kız ilk anda ne olduğunu anlayamadı ama sonra yine iyimser fikirlerini konuşturarak 'üzgün olduğu için sarıldı muhtemelen' diye düşündü. Havada duran ellerini karşısındaki kocaman bedene sardı. Bu Toprağı mutlu etti.
Bir kaç saniye böyle durduktan sonra ayrıldı.
"teşekkürler" dedi içtenlikle. "herşey için teşekkürler"
"önemli değil" deyip arkasını döndü ve koca villanın kapısına doğru yürüdü, arkasından ona sevinçle bakan adamdan habersiz.
                        ~~~~~~
"çok üzüldüler ya"
"ay ben bile çok üzüldüm. Onları hiç düşünemiyorum. Yazık. Sen yıllarca anneni bekle tam geleceği gün sorun çıksın ve gelemesin. Kolay mı kız?"
"aynen, allah sabır versin"
Deniz'i uyuttuktan sonra abisiyle konuştuğumuzu kızlara söylemedim. Çünkü saçma sapan yorumlar yapıp aklımı karıştıracaklarına emindim. O sadece yardım için numarasını istemişti. Ama kızlar bunu anlamazdı.
Konuştuktan bir gün sonra yani bu günde kızlar günümüz olduğu için beraber Ezgi' lerin evine geldik.
Selin Ceren'in kucağına başını koymuş saçlarını ördürüyordu. Tüm kızların arasında en çirkinlerinin benim olmam tam bir ironiydi.
Selin ve Ceren kardeş oldukları için birbirlerine çok benziyorlardı. İkiside sarışındı. Ama göz renkleri farklıydı. Ablasının gözleri masmavi ama kız kardeşinin ki griye yakındı. Ve ikisinin de fiziği çok iyiydi.
Ezgi ise...  Ondan bahsedemiyorum bile. Kahve saçlarıyla  kumral teni tam bir uyum içindeydi. Gözleri sarı ve kahve arasında kalmış çok güzel bir renkteydi.
Ortada cips, Mısır, kola ve çeşitli aburcuburu yerken aynı zamanda sohbet ediyorduk. Hava kararmaya yüz tutmuştu. Güneş bulutları pembeye boyamış bir şekilde gökyüzünde duruyordu. Bir anda telefonumun sesiyle sustuk. Ben çantamdan telefonumu çıkarmaya çalışırken ısrarla çalıyordu. Sonunda bulabildiğimde ekrandaki yazıyı görmemle şaşırmam bir oldu.
Deniz arıyor.
Telefonu açıp kulağıma yaklaştırdı.
"alo."
"Duru...." uzun bir sessizlik... Kızlar da bana meraklı bakışlar atıyordu.
"seni dinliyorum"
"ben.. ben seni neden aradım inan bilmiyorum."sesini zorla duyuyordum. Çünkü sadece fısıldıyordu. Ve bu beni korkurtu.
"Deniz neredesin sen?" arkadan gelen bir kaç insan  sesi dışında hiç ses yoktu.
"be-ben...hani bir Deniz varya. Kıyısından ileride bir kaç küçük göl var. Oradayım. Kayalıklarda"
"neden gittin oraya? Ve neden sesin böyle geliyor senin?"
"ben ağlamıyorum Duru. Ben ağlamam tamam mı?" yüksek sesle konuşmaya başlamıştı artık. Ağzından bir hıçkırık kaçtı. Artık ciddi ciddi 'içmiş olabilir mi?' diye düşünmeye başlamıştım.
"gelir misin Efsun? . Yanıma, benim yanıma?"
"E - Efsun derken?"
               ~~~~~~
Eveettt bir bölüm sonu daha...
Sizce Deniz Duru'ya neden efsun demiş olabilir?
Gelecek bölümde ne olacak?
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Sizi çoook seviyorum. Öpüldünüz 😘😘😘❤️❤️❤️

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 18, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DENİZDEN GELEN AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin