5.BÖLÜM

59 28 20
                                    

Yaklaşık yarım saat önce buraya gelmiştim. Ve şu anda Deniz'le karşılıklı oturmuştuk. Kulaklarım ne dediğini anlamaya çalışırken beynim durmuştu sanki.
"Deniz şu anda ne dediğinin farkında değilsin galiba. Tekrar bir düşün ve söyle."
"Duru gayet doğru duydukların. İşte....
Artık aklıma başka birşey gelmez oldu, Ve bende zaten hiçbir kızla samimi olmadığım için sadece sen geldin aklıma. Eeee ne diyorsun"
"Şaka gibi ya yok artık, beni bir kafeye çağırıyorsun. Konuşmak istiyorum deyip çok normal bir şey söylüyor gibi çıkma teklifi ediyorsun. Sen iyi misin sabah bir şey mi içtin?"
"Ne alakası var canım söyledim işte senden ağır vaka hoşlanıyorum."
"Heyy kızım kime diyorum ben"
"Hocam herhalde ilk gün heyecanı yaşıyor arkadaş"
"Kalk bakalım uykucu kalk"
"Pardon hocam özür dilerim uyuya kalmışım"
"Onu görüyoruz zaten. Bir daha olmasın"
"Peki"
İnanmıyorum. Şu an cidden yeni bir okula gelince yapılması gereken en son şeyi yaptım. Uyuya kaldım. Bu nasıl oldu bilmiyorum ama sadece kafamı bir saniyeliğine sıraya koydum ve uyumuşum, Ve rüyamda asla olmayacak bir şey gördüm. Saçmalığa gel....

Okulda ilk günüm Deniz'in kardeşi Güneş ve hekürünün kötü bakışlar atması dışında gayet iyi geçti. Hatta sınıftan bir kaç kişi gelip benimle konuştu bile. Özel okullar için çok soğuk derlerdi önceki okulumda ama şimdi anlıyorum ki herkes öyle değilmiş. Annemin beni yüzde 80 lık bursla bu okula yazdırmasına şimdi daha çok seviniyorum.
                     *****
"Anneeee"
hımm demekki evde yok, neyse zaten alıştığım birşey annemin genelde bu saatlerde işte olması.
Aklım hala Deniz'de, acaba beni neden çağırdı. Çok merak ediyorum. Bir an önce öğrenmek için de giyinip gitmem gerek.
"Ne giysem acaba"dolabıma bakarken ne giyecegim konusunda hala bir fikrim yoktu. Ve böyle giderse geç kalacaktım. En sonunda fuşya bir kazak altına da siyah bir darpaça pantolon giyip , çantamı koluma taktıktan sonra çıkabildim. Beş dakika sonra otobüs durağına anca gelebildim. Otobüste kulaklıklarımı takıp pencereden dışarı bakarken aynı zamanda ne konuşacağını da düşünüyordum.

" Kusura bakma geç kaldım"
"Yok canım ne kusuru asıl ben seni buralara kadar çağırdığım için özür dilerim."
İkimizde sessizliğimizi korurken garson geldi siparişlerimizi almak için .
"Ne istersin"
"Bi- bilmem sen ne alırsan banada ondan olsun" bunu hiç düşünmemiştim ve bir anda soruncada sen söyle demiştim.
"Peki iki dilim çikolatalı pastaya ne dersin". Olumlu anlamda kafamı salladım.
" Evet şimdi gelelim seni buraya neden getirdiğime.... Aslında kendim için değil ..."
Sanki zorlanıyormuş gibi yavaş yavaş konuşuyordu.
"2 hafta sonra uzun süredir yurtdışında kalan annem gelecek ve.. Ve ayrıca da haftasonu onun doğum günü ama ben hâlâ ne yapacağıma karar vermiş değilim ve senden bu konuda yardım isteyecektim"
Ne diyeceğimi bekliyordu umutla. Bende ne cevap vereceğimi düşünüyordum. Annem duyarsa kesinle beni hiç hoş karşılazmadı ama ne var sanki birine yardım etmekte.
"Kardeşin? O yardım edemez mi?"
"Keşke edebilse ama o da annem gelince abimle birlikte annemi oyalamak için gezecek, yani Güneş ve abim son güne kadar var sonra  etkisiz eleman." hala ne desem diye düşünürken bir anda Deniz hakkında hiçbir şey bilmediğim geldi aklıma. Gerçekten onun sadece adını biliyorum. Kimdir?, nasıl biridir? ,ailesi nasıl biri ?hiç bir fikrim yokken nasıl onunla birlikte birşeyler yapabilirim ki?
"Yardımdan kastın ne?"
"Hımm öncelikle hediye almak için bir mağazaya gitmemiz gerek, sonra evi süsleyip annemin beğenebileceği bir hale sokmamız lazım. En sonda uzun süredir yutdışında olduğu için görüşemediği arkadaşlarıyla birlikte olabileceği bir buluşma hazırlayacağız tabi bunun için tüm arkadaşlarını davet etmemiz gerek ve en küçük bir hata dahi annemin sinirlerini hoplatır senin anlayacağın işimiz zor"
"Hala kabul ettiğimi söylemedim neden iki kişi adına konuşuyorsun ki?"
"Bakışlarından anladım" deyip gülümsedi. Gülümsemesi çok tatlıydı ve beni onaylamam için zorluyordu. Allah'ım sadece yardım edeceğim, yanlış birşey olmayacak.
"Peki. Ne zaman başlıyoruz."
"Hemen bu haftasonu nasıl?"
"Hımm peki , bana uyar"
                     ********
Matematik dersinde bütün sınıf  hocanın anlattığı,  daha doğrusu anlatmaya çalıştığı dersi dinliyordu. Bende kendi dünyamda takılıyordum. Oldum olası matematikten nefret etmişimdir ve bu okula gelince de bu  değişmedi. Her zaman ki gibi yine bir soru yazmaya başladık.
"Bu hocayı da anlamıyorum. Sınıfa girer girmez  defterleri çıkartın soru yazın diyor. "
"Aynen ya kendi çözdüğünü kendi anlıyormudur acaba?"
"Hiç sanmam " deyip kıkırdadı sıra arkadaşım Nida. Bende ona uyup güldüm.
"Hayırdır kızlar komik birşey mi var?"
"Yok hocam "
"Allahallah. Komik bir şey varsa söyleyin bizde gülelim yani. Öyle kendi aranızda fısıldaşmakla olmuyor." burun kıvırarak tahtaya dönüp soru yazmaya devap ederken bende hocanın arkasında dil çıkarıyordum.
                         *-*-*-*-*-*
"Sonra öğrenciler matematiği sevmeyince niye diye düşünürler. Böyle hocanın dersini kim sever be"
"Kuzen yanlış anlama ama sen matematiğe biraz ön yargılısın yoksa hoca gayet iyi anlatıyor" diyen Ezgi'ye ters bir bakış attıktan sonra kantine doğru yürümeye devam ettim. Acaba doğru mu söylüyordu?
'Ne münasebet canım ben matematige önyargılı falan değilim' diyen iç sesimi dinledim ve yine kendimi haklı çıkardım.
                        *******
"Öfff neden  bir an önce hafta sonu gelmiyor?"
"Noldu bir planın mı var?" annemin sesini duymamla şok olmam bir oldu. Ne zamandan beri kapıda öylece dikiliyordu acaba?
"Yo-yok yani var gibi yok gibi yani şey var evet var anne bende tam sana onu söyleyecektim"
"Söylede sende kurtul bende kutulayım kızım. Ne ecel terleri döküyorsun öyle"
"Tamam şimdi şey..... Hafta sonu bi arkadaşım annesinin doğum günü için bi kutalama planlıyormuş ve bendende yardım istedi bende sana sormadan kabul ettim ama zaten çok uzun sürmeyecek ve pek arkadaşı olmadığı için ben gelmişim aklına yani mecbur kaldım yapayım ki ? Hayır mı deseydim ? Yani sende anne varya? Öff öff"
"Kızım dur bir sakin ol. Ben izin vermedim demedim ki tabikide gidebilirsin sonuçta yardıma ihtiyacı olan bir arkaşın varmış" tek kaşı havada onu onaylamamı bekliyordu.
Deniz.... Arkadaş...... Biz onla neydik ki? Hiç bir fikrim olmamasına rağmen yine de başımı sallayıp annemi onayladım.
"Evet yardıma ihtiyacı olan bir arkadaş var işte bende hafta sonu ona yardım edeceğim "
"Tamam. Bu arada ne zamandır bahsettiğin sıra arkadaşını alıp gelde bir gün tanışalım. Neydi adı Nida mıydı hatırlayamadım şimdi de sen söyle kimmiş bir öğrenelim bakalım"
"Tamam anne " konunun değişmesine sevinmiştim. Çünkü biraz daha sorsaydı annem herşeyi dökecektim. Anneme  yalan söyleyememe huyum vardı biraz da. Ama bir yandan bunu Nida'nın yanlış anlamasına korkuyordum. Annemin onu çağırma sebebi benim kimlerle arkadaşlık yaptığımı öğrenmek istemesiydi. Ama olsundu nida kötü biri değil ne de olsa.

DENİZDEN GELEN AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin