Kapıyı arkalarından yavaşça kapatıp aceleyle dolapları açmaya başladılar.
"Zil çalmadan bulmaya bak."
Namjoon cevap vermeden dolapları karıştırmaya devam etti. Yarı dalgın olsa da hırslıydı ve buralarda olduğundan emindi.
"Namjoon, burada olduğundan emin misin?"
"Min Woo bunu ima etti."
Dani duraksadı ve kaşlarını çattı.
"Min Woo mu? Onunla mı görüşüyorsun?"
"Kitapçıda karşılaştık."
Namjoon'un hızla kapattığı dolap yüzünden yerinde sıçradı.
"Yavaş ol."
Daha da sert kapattı dolabı.
"Yok burada."
Dani, Namjoon'un aksine yavaşça dolabı kapattı ve ona döndü.
"Neden bu kadar sinirlisin? Aradığını bulamadığın için mi? Yoksa seni öpmediğim için mi?"
Dani'ye bir bakış attı ve arkasını dönerek kapıya ulaştı.
"Gidelim. Burada hiç bir şey yok."
Koridora çıktıklarında çalan zille Dani kollarını göğsünde kavuşturarak arkasını döndü ve hiç bir şey demeden başka bir koridora saptı.
Namjoon bir süre arkasından baktıktan sonra önüne döndüğünde olduğu yerde sıçradı.
"Gelmişsin."
Min Woo bütük bir gülümsemeyle Namjoon'a sarıldı.
"Bir şansımı denedim."
"Bir şey var mı?"
Sıkıntıyla ellerini cebine soktu ve etrafına göz attı.
"Bulacağımdan emindim."
Min Woo anlayışla başını sallayarak kendi içinde yardımcı olabileceği bir yol bulmaya çalıştı. Çok da zekice bir planı yoktu tabiiki. Hiç bir zaman olmazdı.
"Sewon'dan bir şeyler öğrenmeye çalışırım. Ne yapabileceğime bakacağım."
"Harikasın."
Min Woo arkadaşının omzuna hafifçe vurarak veda etti.
Geride kalan Namjoon, kalabalık koridordaki gürültülerle birlikte tekrar burada olduğu için daha mutlu hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
toy | namjoon
Fanfictionbrroken: Gönderdiğim oyuncakların dili olmasını isterdim Çünkü kalbimi nasıl söktüğünü ancak onlar anlatabilirler 🌓010817