toy | namjoon

2.7

Namjoon her hafta uğradığı küçük kitapçıda raflar arasında geziniyordu.

Ellerindeki kitapları düşürmemeye çalışırken aynı zamanda bir başka kitabın arka kapağını okumaya çalıştı.

Kapının açılmasıyla çalan zilin sesi küçük dükkanda yankılandı. Namjoon içeride gezinen ayak seslerinin yakınında durmasıyla başını hafifçe arkaya çevirerek gelen kişiye baktı.

"Min Woo?"

Karşısında duran çocuk kendisinden biraz daha uzundu ve parlak siyah saçlara sahipti. 2 yıldır görmemiş olmasına rağmen arkadaşı tamamen aynıydı.

"Namjoonie, nasıl gidiyor?"

Min Woo her zamanki alaycı ifadesinden bir şey kaybetmemişti. Bu Namjoon'u gülümsetti.

"Sanırım gitmiyor. Senden ne haber?"

Min Woo kollarını iki yana kaldırıp omuzlarını silkti.

"Gördüğün gibi. Her zaman harikayım."

Namjoon kıkırdadı ve istemsizce eski günleri, bu çocukla takılmayı özlediğini fark etti.

"Bu sıralar bir şeyler aradığını duydum."

Arkadaşının sözleri üzerine kaşlarını çattı.

"Ne gibi bir şeyler?"

Min Woo ağırlığını tek bacağına verdi ve bir elini ensesine götürdü.

"Bilirsin, okulda yaptığımızla ilgili bir şeyler."

Namjoon yanlış bir şey söylememek için arkadaşının dudaklarından dökülen her kelimeyi dikkatlice tartıyordu.

"Evet, bir şeyler arıyordum."

Min Woo başını yavaşça salladı ve toparlandı.

"Her neyse, seni görmek güzeldi. Uzun zaman oldu.  Bir şeyler alıp okula döneceğim."

Namjoon arkadaşının uzaklaşmasını bekledikten sonra tekrar kitap raflarına döndü.

Kapıdaki zilin tekrar çınlamasıyla başını kaldırdı ve kapıdan çıkmak üzere olan arkadaşıyla göz göze geldi.

"Belki de ihtiyacın olanı bulmak için okula bir ziyarette bulunmalısın."

Ve tekrar zili duydu.