271 kişi harikasınız. Yorum ve vote sayısı çok az ama. Yorum ve vote pls.
***Amelia***
--Sadece anahtarları bulsan yeter--
Yukarı kata çıktım. Ve birkaç adamda aşağıya indi. Sanırım Leo'yu sorgulayacaklardı. Ve öldüreceklerdi. Dur bir dakika o ölümsüz olduğunu söyledi. O zaman ona birşey olmazdı. Babamın odasına baktım. Tanımadığım bir adamla konuşuyordu. Bende dayanamadım kulak misafirliği yaptım.
"Onu öldürmelisin.Yoksa kılıcı kesinlikle bulacak." dedi adam.
"Ne kılıcı?" diye sordu babam.
"Bak Türklerden miras çok güçlü bir kılıç var. Bütün vampirleri öldürebilecek kadar güç barındırıyor içinde."
"Devam et" dedi babam.
"Eğer o kılıcı bulursak sokaklarda tek tek vampir avlamana gerek kalmaz. Bütün vampirlerin kökünü kurutursun."
"Anladım. Peki bu kılıç nerede?" diye sordu babam.
"Henüz bilmiyoruz. Fakat sürüm onu kesinlikle bulacak" dedi gizemli adam.
Kapıdan dışarı çıktılar. Bende hemen oradan geçiyor gibi yaptım. O adam 'sürü' derken neyi kastetmişti acaba? Neyse. Babamgil kolidordan gözükmeyinceye kadar bekledim. Gittiklerinden emin olunca odasına girdim. Odası gayet güzel döşenmişti. İlk kez bu odaya giriyordum. Deri koltuklar ve ahşap masalar büyüleyici gözüküyordu. Babamın oturduğu o heybetli koltuğa doğru yöneldim. Çekmeceleri karıştırdim. Ve evet. Bütün vampirlerin kilitli olduğu anahtarlar buradaydı. Anahtarları kaptım ve bodrumun merdivenlerine doğru yürümeye başladım.
Merdivenlere adım attığım anda 3 kişi yukarıya doğru çıkıyorlardı. Tanrım elleri kan içindeydi.
"Amma yordu lan bizi."
"Hiçbir şey söylemedi dangalak."
"Söyletmesini iyi biliriz" dediler.
*** Leo ***
Gerizekalılar suratımı dağıtmışlardı. Burdan bir kurtulayım ilk işim onları bulup kafalarını klozete sokmak olacaktı. O gelende kimdi? Ahh oleeyy Amelila geliyordu. Başak kokusunu burdan bile alabiliyordum. Yanıma yaklaştı ve anahtarla zincirleri çözmeye başladı. Zincirler çözüldüğünde yere yığıldım. Ayağa kalktım ve Amelia'yı öptüm.
"Teşekkür ederim." dedim. Bana gülümseyerek cevap verdi.
Amelia'nın elindeki anahtarları aldım.
"Ne yapıyorsun Leo?" dedi Amelia.
"Bak onlarıda kurtarmamız lazım. Baksana çok acı çekiyorlar. Hem hiçbir varlık ölmeyi haketmez" dedim.
"Ama onları yakalamak için çok fazla uğraş verdik" dedi güzelim.
"Bunun bir önemi yok. Hem vampir olmak onların isteğine bağlı olarak olmuyor" dedim. Bana kafasını salladı. İki tane anahtar vardı. Sanırım hepsi aynıydı. Amelia sağdaki bende soldaki vampirlerin zincirlerini çözdük. Tam 10 kişi olmuştuk. Yani ben ve Amelia hariç.
"Teşekkür ederiz" dediler aynı anda.
"Tamam tamam önemli değil tezahurata gerek yok" dedim. Amelia böğrüme vurdu.
"Hemen havalanmasana Leo" dedi fısıldayarak. Kıkırdadım.
"Arkadaşlar bakın buradan çıkmak istiyorsak hep birlikte çalışmalı bir ekip olmalıyız" dedim.
*** Josef***
Yeni karakterler; Josef&Morpheus
( Arkadaşlar Josef Amelia'nın babası oluyor. Bir brifing vereyim dedim :-) )
"Pekala Morpheus ortağız ve kılıcı hep birlikte bulacağız" dedim.
"Ortağız" dedi beni yineleyerek. Bu kurtadamları çok seviyordum. İşimin gereği onlarıda avlamamız gerekiyordu fakat yeni kurallara ihtiyacımız vardı. Hem kurtlar vampirler kadar çok insan öldürmüyordu. Birden odaya biri girdi.
"Efendim. Yakaladığımız vampir konuşmadı. Her türlü işkenceyi yaptık fakat ağzını bıçak açmıyor" dedi. Sinirlenmiştim.
"Bizzat sorgusunu ben yapacağım" dedim. Hemen bodruma doğru hızlıca yürüdüm. Mahzene girdiğimde hiç kimse yoktu. Lanet olsun! hepsinin zincirleri açıktı. Bir ses duydum. Hemen arkamı döndüm fakat yere yığılmıştım.
*** Leo***
Bu yaşlı bunakta kimdi lan? Neyse onu bayıltmıştık. Hızlıca merdivenlerden yukarı çıktık. Tabi Amelia'yı bırakmak zorundaydık. Çünkü bize yardım ettiğini anlarlardı. Sonunda çıkış kapısı çok şükür. Kapıdan dışarı çıktık ve ormana doğru koşmaya başladık. Hava kararıyordu. İyice ormanın derinliklerine girdikten sonra durdum. Benim durmamla bütün vampirler durdu.
"Artık özgürsünüz. İstediğiniz yere gidebilirsiniz" dedim. Biri öne çıkarak;
"Hayır bizi oradan kurtardınız. Artık size bağlıyız." dedi. Bana bağlı olmak mı? Ne güzel:-)
"Avcılar savaşı haketti" dedi biri öne atılarak.
"Evet hakettiler" dedim gözlerim kırmızıya dönerken.
"Siz bir köken misiniz?" dedi biri şaşırarak. Kafamı salladım. Tanrım herkes niye bu kadar şaşırıyorduki?
"Vay canına hayatımda hiç köken görmemiştim. Bu grubumuzu daha güçlü yapar" dedi adam.
"Kim savaşa hazır?" diye sordum. Hepsinin gözleri kehribar-bal renginde parlamaya başladı.
Hepsi bir adım öne çıktı ve
"Hazırız" dediler. İşte buna çok sevinmiştim. Hiçbiri beni yalnız bırakmamıştı.
"Grubumuzun bir isme ihtiyacı var. Bütün vampir gruplarının isimleri var." dedi biri. Ufak tefek bir kız ortaya çıktı ve:
"Grubumuzun ismi Red Eye olsun" dedi. Diğer herkese bakarak bağırdım
"Red Eye " dedim. Diğerleride benden sonra bağırarak
"RED EYE!" DEDİLER
Yorumlar gelsinn.... :-) :-) :-) :-) :-)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Canavar
VampireMerhaba ben Leo. Leo Markhovic. Hayatında hiçbir şeyi düzgün olmayan çocuk yani. Hepsi atalarım yüzünden! Si*tigim atalarım bana büyük bir güç miras bıraktılar. Niye mi? Boktan bir kılıç yüzünden! Neymiş efendim bütun vampirlerin soyunu kurutacak g...