Elçi Kız

274 13 3
                                    

-- "Red Eye" diye bağırdılar.--

"Pekala. Şimdi herkes evlere dağılsın" dedim. Der demez gözden kayboldular. Bu avcılar beni çok sinirlendirdi.. Bunu onlara ödeteceğim. Şerefsizler. Yüzümün yarısı iyileşmişti. Yurda döndüm. Pitt telefonuyla uğraşıyordu. Sanırım beni aramaya çalışıyordu. Ama avcılar benim biricik I-Phone 5 imi almışlardı.

"Nerdeydin lan sen? Bu yüzünün hali ne?" şaşırarak dedi Pitt.

"Boşver sen onu çabuk Martin'i ara buraya gelsin" dedim.

Sinirden bazen gözlerim renk değiştiriyor ama bu birkaç saniyeliğine sürüyordu. Birkaç dakika sonra kapı çaldı. Benimde sinirim azda olsa geçmişti. Gelenler Martin ve Jimmy'idi. Oturup beni süzmeye başladılar.

"Ne bakıyonuz lan ?" dedim.

"Suratının hali ne?" dedi Martin.

Sadece "Avcılar" dedim.

Gözleri irileşmiş bana bakıyorlardı. Onlara Amelia'yı söyleyecektim fakat onunla konuşmama izin vermezler diye bir şey demedim.

"Nasıl kurtuldun? Onlardan bugüne kadar kimse kurtulamadı" dedi Jimmy.

"Yetenek" dedim gülümseyerek. Ve ardından ekleyerek.

"Ve bir grup kurdum." Şaşkınlıkları daha da artmıştı.

"Ne? Ne grubu? sen ciddi misin?" dedi Jimmy.

"Evet 10 kişide gruba aldım."

Ne 10 kişisi der gibi kafasını salladı Martin.

"Orada tutulanlar. Hepsi gruba geldi." dedim.

"Onlarıda mı kurtardın?" diye sordu Jimmy. Evet anlamında başımı salladım.

"Ee ne yapacaksın?" diye sordular.

"Sen ilk önce Claire 'i çağır sonra söylerim" dedim. Pitt tamam anlamında kafasını salladı. Bende olanları düşünmeye başladım. Amelia'nın avcı olması, bir grubumun olması falan filan.

"Leo Claire gelemiyor. Çok önemli işleri varmış." dedi Pitt. Gelememesi kötü olmuştu. Ona gördüğüm rüyaları anlatacaktım. Amaan neyse her ergenin gördüğü sıradan rüyalar işte. Sanırım yatarken kıçım açıkta kalmış.  Bunları boşverelim de daha önemli konulara yoğunlaşmam lazım benim. Mesela avcılara savaş açmam gibi.

"Martin. Avcılara karşı savaş açacağız" dedim. Martin'in suratı donuk duruyordu.

"Bizi yenebilirler" dedi Jimmy.

Gerçi bu durum da söz konusuydu. Onları yenebilmekte emin değildim. Çok iyi donanımları vardı. Ayrıca adamlar profesyoneldi.

Martin sen de benim grubumdasın ve savaşacaksın değil mi? diye düşündüm. Biliyordum ki şuan aklımdan geçen düşüncelerimi okuyordu.

"Evet. Savaşacağım" dedi. Suratı donuk öyle duygusuzdu ki. Ama sonra gözlerindeki öfkeyi gördüm.

"Ne oldu?" diye sordum.

"Evet anlat Martin ne oldu?" diye üsteledi Pitt.

"Daha sonra anlatırım" dedi. Bugün hepsinin bende kalacağı belliydi. Ayağa kalkıp yataklarını haıbzırlamaya gittim. Yüzüme ellediğimde yüzümün diğer yarısıda iyileşmişti. Yataklarını yaptıktan sonra

"Hadi yarın okula gideceğiz yatın zıbarın artık" dedim. Dememle hepsinin yaptığım yataklara öküz gibi yayılması bir olmuştu. Bende daha fazla uykuya dayanamadım. Uykunun rahatlatıcı kollarına kendimi teslim ettim.

*************

Alarm çalmadan uyanmıştım. Sanırım vücudum artık bu saatte kalkmaya alışmıştı. Fakat sanırım diğerleri bu saatte kalkmıyorlardı. İçeride 2 vampir vardı ve benim yaşadığım bomba sesini yaşayabilirlerdi. O yüzden hızlı bir şekilde kol saatimin alarmını kapattım. Banyoya girip sıcak bir duş aldım. Sanırım duşun sesini duymuş olacaklarki hepsi kalkmıştı

Hatta Pitt bile. Martin ile aldığımız buzdolabını açıp hepimize kan dağıttım. Tabi Pitt bize iğrenerek bakıyordu.

"Savaş ne zaman?" diye sordu Jimmy.

"Bilmiyorum fakat yakında" dedim. Cidden ne zaman yapacağız şu savaşı? Avcılara bunu bildirmem gerek. İyide nasıl bildirecektim ki?  Elçi. Evet bir elçi yollayabilirim. Hani elçiye zeval olmaz hesabı varya. Hem yollayacağım elçi sağ salim geri döner. Güzel fikir:-)  Bunu ben buldum hahahaa.   

Okula gitmek üzere yola çıktık. Ben Martin'in Lamborgini Veneno'suyla, Jimmy ise Pitt'in BMW MIII ile gidiyorduk. Sonunda okula varabilmiştik. Hrr zaman ki yerime Amelia'nın sırasına geçecektim fakat Jason oturuyordu.

"Jason sıramdan kalkar mısın lütfen?" diye sordum. Bana gülerek mal mal baktı. Kavga çıkacaktı hissedebiliyordum.

"Sağır mısın?!" dedim bağırarak. Martin Jason'ın elinden tutarak kendi sırasının olduğu yere doğru ittirdi.

"Bana bak çocuğun siniri zaten üstünde kavga çıkarma! hadi yol al!" dedi Martin. Jason Martin'e doğru yürüdü.

"Daha birkaç gün önce geldin. Senin götün kalktı. " Der demez Martin Jason'ın elinden tutup bileğini kıracak pozisyona getirdi.

"Dinle jon adam. Bizimle uğraşırsan karşılığını 3 kat fazla ödersin haberin olsun." dedi Martin. Jason son öfkeli  bakışını da fırlattıktan sonra yerine oturdu.

:-) Arkadaşlar ders kısımları çok sıkıcı olduğu için yazmıyorum.:-)

Sonunda okul bitti çok şükür. Şimdi elçi olarak gidecek çocuğu bulmalıydım. Ama grubumdakileri nasıl çağıracaktım?

"Kükre" dedi sakince Martin.

"Ne?"

"Kükre be adam kükre." dedi.

"Nasıl?" dedim.

"Onları çağırmak istiyormuşsun gibi bağır, tabi vampir güçlerini kullanarak." dedi Bay Çok Bilmiş. Bağırdım. Fakat normal bir insanın bağırması gibiydi.

"Güçlerini kullan" dedi Martin. Gözlerimi kapattım. Gücü hissetmeye çalışıyordum. En sonunda kükreyebildim. Bu kükreme aslanın kükremesinin 2 hayır 3 katıydı. Birkaç dakika sonra 10 kişi gelmişti.

"Arkadaşlar sizi rahatsız ettiğim için özür dilerim fakat önemli bir konu olmasaydı sizleri çağırmazdım" dedim.

Hepsi süt dökmüş kedi gibiydi. Ne dersem can kulağıyla dinliyorlardı.

"Aranızdan birini elçi olarak avcılara göndereceğiz. " Hepsi fısıldaşmaya başladı.

Zenci bir çocuk öne çıkarak:

"Hangi konuda?" diye sordu.

"Savaş konusunda" dedim. Ardından ekleyerek

"Gönüllü olmak isteyen biri var mı?" dedim. 10- 15 saniye kadar hiç kimse çıkmadı fakat daha sonra grubun adını koyan o ufak tefek kız çıktı.

"Ben yaparım" dedi.

"İsmin ne?" diye sordum.

"Amy" dedi.

"Pekala Amy elçimiz Sensin........"

YB geç geldiği için özür dilerim arkadaşlar. Uzun ytazmaya çalıştım fakat bu bölüm pek içime sinmedi. Yorum ve vote pls gelsin.

İçimdeki Canavar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin