Bölüm 7

4.8K 202 33
                                    

Arkadaşlar çok özür dilerim.Nerdeyse 10 gündür yazmıyordum.Sınac haftasından kitap yazamıyordum.Ama artık sınavlarda bittiği için size daha çok yazmaya çalışıcam.Yukarıdaki Frank😉😉😉

Tuhaftı.Bir vampire aşık olmak.Onun bana ihtiyacı vardı.Belkide benimde ona..

Birbirimizden ayrıldıktan sonra odama doğru koşarak gitmiştim.Odama çıkıp cama doğru dışarıya bakmıştım.William hala öpüştüğümüz yerdeydi.Elini dudaklarına götürerek gülümsüyordu.Bende gülümsüyordum.Çünkü onu seviyordum.Kalbim küt küt atıyordu.Ama karşısına çıkamazdım.Utanıyorum.Bundan sonra ne olacak bilmiyorum ama güzel şeyler olmasını diliyorum.

Okula gitmek için hazırlanıyordum.Okul kıyafterimi giydikten sonra dışarıya çıktıp arabaya bindim.Herkez vardı.William'ın bakışları dikkatimi çekiyordu ama ona bakmamaya çalışıyordum.Arabadan indikten sonra sınıfa doğru yürümeye başladık.William kulağıma doğru fısıldayarak konuşmaya başladı.
-Okuldan sonra yürüyelim mi?Heycanlanmıştım ama fark ettirmeye çalıştırarak,
-Olabilir.Ama yine ürkütücü ormana götürürsen beni gelmem.Gülerek,
-Tamam tamam.Korkmana gerek yok. Ben seni her zaman korurum.Böyle söylemesi hoşuma gitmişti.Birbirimize bakmayı kestikten sonra sınıfa girdik.Öğretmen geldiğindede ayağa kalkarak selamladık.Ders matematikti ve benimde matematiğimde küçüklüğümden beri çok iyi.Öğretmen orta yaşlarda yakışıklı biriydi.Ona sarktığımdan yakışıklı demiyorum.Çünkü sınıftaki hatta okuldaki bütün kızlar matematik hocasına aşıktılar.Bence çok abartıyorlar ama işte ne yaparsın.

Öğretmen yoklamayı aldıktan sonra kendini tanıttı.Aslında tanıtmasına gerek yoktu.Çünkü herkes tanıyordu.
-Ben sizin Matematik hocanız Edward Honswok.Bu yılı sizinle geçiricez.Bu okulda çalışıyordum zaten ama sizin sınıfın matematik hocası değişince matematik öğretmeni olarak ben geldim.Şimdi sıra sıra ismini söyleyin ve derse başlayalım.Sıra sıra isimler söyledikten sonra sıra bana gelmişti.
-Mia Hawaki.Öğretmen bana bakarak
-Tanıştığıma memnun oldum Mia.Niye birtek bana böyle söylemişti ki.Sıra William'a gelince de adını söyledi ve yerine oturdu.Herkes söyledikten sonra derse başlamıştık.Her soruyu çözebiliyordum ama tahtaya kalkmıyordum.Biraz çekingen olduğumdan dolayı.Öğretmende farketmiş olmalı ki bir tek ben kalkmıyorum yanıma gelip,
-Niye tahtaya kalkmıyorsun.Yoksa matematiği anlamayanlardasın.
-Hayır anlıyorum ama kalkmak istemiyorum.Eğilip yüzüme doğru bakarak,
-Neden?Korkuyor musun?Ne kadar garip bir hoca umursamadan,
-Hayır.Yapmak istemiyorum.Önemli olan tahtada yapmak değil anlamak ve yapmak.
-Peki diyerek yanımdan uzaklaştı ve ders zili çalmıştı.Neydi şimdi ya bu?Sanki uğraşacak başka biri yokmuş gibi.

Tenefüse çıktığımızda Müdür anonsuyla bütün okulun dışarı çıkmasını söyledi.Herkes müdürü bekliyordu.Müdür geldiğinde de mikrafonu alıp konuşmaya başladı.
-Bu hafta sonu bir açılış partisi düzenlemeyi düşünüyoruz.Biraz geç oldu ama anca okul işlerini halledebildik.Maskeli olucak yani herkes maskesini takıpta gelsin.Güzel bir parti olacak dedi ve gitti.Herkes mutlu olmuştu.Bu belkide benim içinde güzel bir haberdi.Biraz eğlenerek kafamdakileri boşaltabilirdim.

Okul bittikten sonra eve doğru gitmeye başladık.Williamla tabikide.Konuşmuyorduk.Çünkü ne konuşucağımı bilmiyordum.Dün yaşananlardan sonra da ne olacaktı hiç bilmiyorum.Iyice ilerlerdekten sonra bir yol ayrımıyla karşılaştık.Bir yol ormandan geçerken diğer yolun da önü kapalıydı.Mecburen ormandaki yoldan gitmek zorunda kaldık.Ormandan geçmeyi hiç sevmiyordum.Çünkü beni korkutuyordu.Kurt saldırısından dolayı artık ormanda bile dolaşamıyordum ama bu seferkinde gitmak zorundayım.William önümde yürürken ben arkasından tırsarak yürüyordum.
-Korkma Mia.Ben senin her zaman yanında olucam.Böyle demesi hoşuma gidiyordu.Birden elimden tutup koşmaya başladık.
-William nereye gidiyoruz?Neden koşuyoruz.
-Seninle koşmak istedim ve koşuyorum.Biraz daha koştuktan sonra durduk.Neden koştuğumuza anlam veremedim ama şuan yüzüm kıpkırmızı olmuştu.William elimi tutuyordu.Heralde o da farketmiş olmalı ki birden elini çekti.Birbirimize bakmıyorduk.Elini kaldırıp omzuma koydu.Hızlıca beni bir ağaca yasladı.Omuzumdaki okul kıyafetimi göğüsüme kadar indirdi.Yüzüme bakmıyordu.Hızlı hızlı nefes alıyordu.
-Mia.Mia ben...ben dayanamıyorum.Vücudum seni...seni istiyor.Korkmuyordum çünkü onun bana ihtiyacı vardı.Boynumu William'a doğru yaklaştırdım.
-Yap William.Senin bana benimde...
Konuşamadım.
-Seninde ne Mia?
-Benimde sana.Sırıttıktan sonra daha fazla dayanamadan dişlerini boynuma geçirdi.Canım acıyordu ama William'a farkettirmedim.Tuhaf bir şekilde mutlu hissediyordum.Sadece boynuma geçirilmiş diş acısı, sevdiğim birinin bana ihtiyacı olması ve yaşam kaynağı olmak...

William kanımı emdikten sonra kendini geri çekti.Benim başım dönmeye başlamıştı tabi.Başımı bilmediğim bir ağrı başladı.Iste bu ağrı William'ın benim kanımı içmesinden daha fazlaydı.
-Mia iyi misin?
-Hayır başım ağrıyor.
-Gel artık eve gidebiliriz.Baş ağrım ve kafamdaki düşünceler kafamı çok kurcalıyordu.
-William.Ahhh.
-Mia istiyorsan seni kucağıma alabilirim.
-Hayret bu sefer bana sormayı akıl etmişsin.Ama istemiyorum kendim yürürüm.İlerde köşkü görebiliyordum.
-William bi durur musun?Şaşkın bakışlarla,
-Efendim.
-Şimdi ne olacak William?
-Ne konuda?Söylemeliydim.Böyle devam edemezdim.
-Beni öptün William.Farkındasın dimi.Bir şey söyleyemedi.
-Ormanda kanımı içiyosun.Beni sevdiğini söylüyosun ne olacak şimdi?
-Sevgili...
-Ne
-Sevgilim olur musun?Bu soruyu bu kadar çabuk beklemiyordum.O kadar çok utandım ki cevap veremeden olduğumuz yerden koşarak köşke doğru koşmaya başladım.Aslında cevabım evet olacaktı ama hemen söyleyemezdim.Bu bana yakışmazdı.Içeriye girdiğimde oda da sadece Frank vardı.Beni gördüğünde değişik bir şekilde bakmıştı.Umursamadan koltukta oturup düşünmeye başladım.Artık nasıl düşünmüşsem Frank'in bana seslenmesiyle irkildim.
-Mia.Mia duymuyor musun beni?
-Hıı.
-Neyi düşünüyorsan artık.Beni bile duymadın.
-Bişey düşünmüyordum ki.Zaten ne düşünücektim ki.Zaten düşünsem bile ne düşünebilirim ki.Düşünmesemde düşünd...diyemeden Frank parmağıyla dudaklarıma sus işareti yaptı.
-Tamam.Anladım.Hem sana düşünmekte,şaşırmak,acı çekmek çok yakışıyor.
-Ne alaka acı çekmek?
-Şimdi anlarsın.Hıclıca kolumdan tutup beni kendine çekti.
Korkmuştum.
-Bırak beni Frank.İstemiyorum.
-İstemene gerek yok.Seni isteyen benim.Korku dolu gözlerle bakıyordum.Hiç umursamadan dişlerini boynumda hissettim.Canım acıyordu.Aslanın bir ceylanı yakalaması gibiydi bu acı.Sessizce bekliyordum.Çünkü karşımdaki vampiri yenemiyordum.Tuhaftı hatta çok tuhaf.Bilmediğim bir şekilde beni kendinden uzaklaştırdı ve beni kendine daha da yakınlaştırdı.Bu sefer kan emmek için değil gibiydi yüzüme yaklaştı.
-Ben senin kanınla yaşıcam.Seni William'a bırakmıcam.Sen benim küçük gelinimsin onun değil.
-Ne ne demek istiyosun sen?
-Sen benim eşim olacaksın.Beynimden vurulmuşa dönmüştüm.Beynimde bir çınlama sesi...O kadar sinirlenmiştim ki Frank'in bu sözlerine dayanamayıp onu hızlıca iktirdim.
-Ben senin hiçbir şeyinim.Eşin falanda değilim.Anlıyormusun.Hızlıca evden ayrılıp ormana doğru koşmaya başladım.Ağlıyordum çünkü dayanamıyordum.Bir anda yağmur yağmaya başladı.O kadar çok koşmuştum ki yolu kaybetmiştim.Daha çok ağlamaya başladım.Bir yandan gök gürültüsü ve yağmur.Ağlamaktan yorgun düşüp oracıkta bayılmıştım.

Gözlerimi açtığımda odamdaydım.Yanımda William Daniel ve tanımadığım biri vardı.Beni muane etmesinden anlamalıyımki bir doktordu.
-Günde 3 defa bu ilaçları kullansın.Mümkün olduğuncada yorulmasın.Dinlensin.William başıyla onayladıktan sonra doktoru geçirdi.
-Ne oldu bana?Frank bana üzgün bir şekilde bakıyordu.
-Ormanda bayılmışsın.Seni bulmak 3 saatimizi buldu.Tam ümidimizi kaybedecekken William seni yerde yığılmış bir şekilde buldu.Seni odana getirdik ve doktor çağırdık.Sonrasınıda biliyorsun zaten.Başımla onayladım.Ama sanki Frank'in bana başka bir şey diyecek gibiydi.
-Söyle.Yüzüme bakıp
-Ne söyleyeyim.
-Bir türlü söyleyemediğin şeyi.Üzgün bir şekilde kafasını eğip yüzüme bakmadan konuşmaya başladı.
-Mia.Hepsi benim yüzümden oldu.Kendimi tutamadım.Hiçbir diyemedim.Suçalamak istemiyordum.Ama zorlada hiçbir şey yaptıramazdı.
-Frank.Her istediğindede kanımı ememezsin.Ayrıca ben sana ait değilim.Ben kimseye ait değilim.Hiçbir şey söylemiyordu.
-Biraz yatmak istiyorum.Beni yanlız bırakır mısın?Annesinden azar işitmiş bir çocuk gibi kısık ses tonuyla
-Peki.Kafasını öne eğik bir şekilde odamdan çıktı.Ne çok şey yaşamıştım yine.Ama benim için çok sıradan gelmeye başlamıştı artık..Kafama yastığa koyup uyumak istedim.Çünkü uyumak iyi geliyordu.Tam gözlerimi kapatıp uykuya dalacakken aşağıda bağırış sesleri.Korkarak yatağımdan kalktım.Bağırış sesleri çığlıklara dönüştü.Duyabildim ise,
-WİLLİAMMMMM...

Cezbedici KokuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin