Bölüm 2

9.3K 400 99
                                    

Arkadaşlar fotoğrafdaki kız Mia.Umarım 2. bölümüde beğenirsiniz.Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın😊😊

Odamdaydım.Kocaman bir odaydı.Içinde bana özel bir sürü kıyafetler vardı.Sanki daha önceden geleceğimin bilinipte hazırlanmıştı bu oda.Üstümdekileri değiştirmeden önce sıcak bir banyoya girdim.Su çok güzeldi.Çilekli duş jelini alıp vücuduma sürdüm.Bornozu giydim ve banyodan çıktım.Tam bornozu çıkartıp üstümü giyinecekken biri kapımı çalıp;
-İçeriye girebilir miyim?Mia ben Frank.Ailenin en küçük ferdiyim.
-Şey... Şuan müsait değilimde birazdan aşağıya inerim.
-Tamam.Küçük gelin.
-Efendim?dememe kalmadan gitmişti.Aklım zaten çok karışıktı.Şimdi daha çok karıştı.Küçük gelin derken neyden bahsetti? Ayrıca o da kimdi?

Üstümü giyindikten sonra aşağıya inmiştim.Bu ev gerçekten çok büyüktü.Birçok odalar vardı.Aşağıya inmeden önce evi gezmek istedim.Odalar birbirine çok bezniyordu.Dikkatimi odalardan birini çekmişti.Koridorun en ucundaki oda.Son oda...Odada ki garip şey ise odanın zincirli olmasıydı.Yanına yaklaştım.Zincirli odanin kilidine dokunmamla zincirin kırılması bir oldu.Çok şaşırmıştım.Bu kadar sağlam zincirin ben dokununca kırılması beni daha da çok şaşırtmıştı.

İçeriye girdim.Oda kütüphane gibiydi.100 den çok kitap vardı.Kitapları incelerken bir sey dikkatimi çekmişti.

Kitapların arasına sıkışmış küçük bir kitap.Çıkartmaya çalışıyım derken kitapların bazıları benimle birlikte yere düştü.Canım acımıştı.Ne kadar sakarım ben yaa...Kitaba baktığımda Mia için yazıyordu.Kitabın sayfalarını açtım.Kitapta şunlar yazıyordu;

Kızı seni çok seviyorum.Her ne kadar kızım olmasan da.Kızım olmasan da.Kızım olmasan da. Bu ses kafamda çınlanıyordu.Ne yani babam babam değilmiydi.Şaşkınlıkla okumaya devam ettim.

Onu kendi kızım gibi sevdim.Asla onu kendi kızım olmadığı için ayırmadım.Ama onu bir süre sonra... diye devam ederken odada bir ses duydum.Bana doğru yaklaşan bir ayak sesi.Tam arkamı dönücekken William elimdeki kitabı çekip aldı.
-Napıyosun sen yaa ver o kitabı bana.
-Ne işin var senin burda.Burası kilitliydi nasıl girdin sen?
-Nasıl girdiysem girdim ver şu kitabı bana.
-Vermezsem ne olur?
Birden bana doğru yaklaşmaya başladı.Bende geriye doğru adım atarak ondan uzaklaşmaya başladım.O bana her yaklaştığında ben ondan uzaklaşıyordum.
-Neden üstüme üstüme geliyosun?Ne istiyosun benden?Kendimi tutamadım ve ağlamaya başladım.
-Neden babam beni istemedi?Zaten annesiz bir hayatım vardı babasız bir hayata nasıl alışıcam ben.
William meraklı gözlerle bakarak
-Ne oldu sana.Ne okudun bu kitapta.Ne var bu kitapta dedi ve kitabı tam okuyacakken ben almaya çalıştım ama alamadım.Ben çekerken beraber düştük.Birden üstüne düştüğümü fark ettim.Sırıtarak
-Bak bu sefer sen üstüme düştün Mia.
-Yanlışlıkla oldu.Ama sen bana vermedin o kitabı.
-Sende bana söylemedin.Birden ne olduğunu anlamadan gözlerime dik dik bakıp beni kendine doğru çekti.
-Mia...Senin kokun beni benden alıyo.
Muhteşem bir kokun var.Böyle deyince beni tekrardan bir sıcaklık bastı.William da sanırım bunu farketti
-Ne o utandın mı?
-Ha..Hayır
William'ın sırıtmasıyla gördüğüm o dişler neydi onlar?
-Se..senin dişlerin...
-Ha evet ben bir vampirim. Böyle söylemesiyle ben 2. bir şoku daha yaşamıştım.Vücudum bu şoku daha kaldıramadı ve kendimi serbest bıraktım.Yavaş yavaş gözlerimi kapatırken William'ın bana sivri dişleriyle söylediği o kelimeler kaldı.
-Daha çok zaman geçiricez seninle küçük gelin.Daha çook zaman geçiricez...

Cezbedici KokuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin