10|Onu içeren hiçbir kötü düşüncem yok.

278 33 95
                                    

Seungri, deli gibi uykusu olmasına rağmen bir türlü uyuyamıyordu. Hayatı boyunca yatmış olduğu en rahat yatakta, sağa sola dönüp duruyordu.

Uzun sayılabilecek bir konuşmanın ardından, Seunghyun üç arkadaşın burada kalmasının doğru olacağını söyledi. Youngbae gitmek için dirense de sürekli önünde biten Jiyong yüzünden odadan bile çıkamamıştı.

Üç arkadaş yaşadıkları şeyin korkusu ile burada kalmak istemiyordu. Bu gayet normal bir durumdu ama iki kardeş de kendilerini riske atmamak için çocukları gözlerinin önünde tutmak istiyordu. Youngbae'yi etki altına alamayacaklarını bildikleri için bunu yapmak zorundalardı.

Kahverengi saçlı uyuyamayacağını kabullenince yataktan kalktı. Odanın içinde ki düzenli nefes sesleri, arkadaşlarının uyuduğunun işaretiydi.

Ses çıkarmamaya özen göstererek ayağa kalktı ve parmak ucunda yürüyerek odadan çıktı.

Olanların onu fazla etkilememesi sinirini bozmuştu. Youngbae ve Daesung normal tepkiler verirken onun sakin durması tuhaftı. Neden böyle olduğunu düşünmekten duramıyordu. Ters giden bir şeyler vardı.

Uzun koridorda düşünceleri eşliğinde yürüyor, tuvaleti arıyordu. Sonunda hafif aralık duran kapıdan içeriye girdi. Banyonun büyüklüğü ve gösterişliliği umurunda değildi. Normalde olsa ağzı açık bakacağı yere dikkat bile etmemişti.

Lavabonun başına geldi ve derin nefes alarak çeşmeyi açtı. Avucunun içini suyla doldurdu ve sertçe yüzüne çarptırdı. Aynı işlemi birkaç kez tekrarladı. Ardından havluya uzanıp yüzünü kuruladı. Arkasını dönüp çıkacağı sırada gördüğü beden ile yerinden sıçradı.

"Korkuttum mu, güzelim?" adam, omzunu kapının pervazına yaslanmış, hafif tebessüm ile karşısındaki çocuğu izliyordu.

"Ne zamandır oradasın?" Seungri bir eli kalbinin üzerinde, sık nefesler alıyordu.

"Kalçanın dolgunluğunu sorgulayacak kadar oldu." adamın dudağının kenarı yukarı kıvrıldı.

"Arsız piç." çocuğun ağzının içinde söylediği şey Jiyong'un yüksek bir kahkaha atmasına sebep oldu.

"Gel." omzunu kapının pervazından ayırdı.

"Ne?"

"Konuşalım biraz." çocuk ilerlemeye başlayan adamın arkasından onu takip etmeye başladı.

Adamın bacaklarını saran gri eşofman, Seungri'ye güzel bir manzara sunmuştu. Ufak ama şekilli olan kalçalar, Seungri'nin tam tersiydi.

"Seyrini bozmak istemezdim ama," adam birden arkasını dönünce, çocuk salona geldiklerini fark etti.

"Oturmamız gerekiyor." yüzünde ki o sinsi gülüşü ile siyah deri kanepeye oturdu. Tam yanını pat patlayıp , çocuğun oturmasını işaret etti. Seungri kanepenin ucuna rahatsızca oturdu.

"Neden uyuyamadın?" adamın normalden daha ciddi duran ifadesi Seungri'yi affallatı. Sürekli dalga modunda olan adamın bir anda ciddiyet takınması, ister istemez şaşırmasına sebep olmuştu.

"Belli değil mi?" kanepede biraz daha geriye gitti, daha rahat bir pozisyon aldı.

"Değil." adam dirseğini kanepenin arkasına yasladı ve yan döndü.

"Bir gün içinde yaşadıklarım--"

"Normal şeyler değil. Biliyorum ama senin nedenin bu değil."

"Ne o zaman, çok bilmiş?" çocukta aynı şekilde dönüp adamın yüzüne baktı.

"Kızıl afetten sonra bu hiç oldu mu, güzelim?" Seungri, adamın sözlerine ve çapkın gülüşüne karşı gözlerini devirdi.

Monster :: NyongtoryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin