16|Kazanmadan kaybetme korkusu

301 26 15
                                    

Çoğu insanın hayatı bir döngü içerisinde ilerler. Bir çalışının hayatı; iş ve ev arasında, bir öğrencinin hayatı; ev ve okul arasında. Bir annenin her gün uğraştığı ev işleri vardır, bir babanın evi geçindirme derdi. Ufak tefek farklılıklar veya fazladan yapılan şeyler olsa da, hepsinin temeli aynıdır. Çoğu insan sıradanlıkta boğulur. Seungri'de tam olarak bu kesimdendi. Sıradan insanların içinde. Hayatından hep şikayet eder, değişik şeyler yaşamayı isterdi. Ev ve okul arasında geçen hayatı, sonradan okul ve yurt arasında geçmeye başlamıştı. Dışarı çıkmayan bir insan değildi ama dışarıda yaptığı şeylerde sınırlıydı. Her şey birbirini tekrarlıyordu. Seungri'de hayatında yeni şeyler istiyordu. Bunu çok fazla da dile getirmişti. Hayatını değiştirmek için bir uğraşa girmemişti belki ama her zaman şikayet etmişti. Sadece sıradan bir hayata sahip olduğu için her gün şikayet etmişti. Yaratıcı sonunda onu duymuş olmalıydı ki, o partiden sonra bütün hayatı değişmişti. Her zaman istediği değişim olmuştu. Kötü olsa da olmuştu. Hayatının sıradanlıktan çıkmasını istemişti ve şimdi hiç sıradan olmayan bir hayatın içine girmişti. Yaratıcı ona istediği şeyi vermişti. Değişim istemişti ve hayatı büyük bir değişime uğramıştı.

Varlığına inanmadığı vampirlerin içinde kendini bulması önemli değildi.

Kötü bir vampir tarafından kaçırılması, elinde tuttuğu sopanın kalbine saplanacak olması önemli değildi.

Ölümün yakasında olduğunu hissetmesi, önemli değildi.

İstediği olmuştu. Hayatı sıradanlıktan çıkmıştı.

İstediği bu muydu?

Ölmek üzereydi ve gerçekten istediği şey bu muydu?

Ona korku dolu bakan gözlerde gezdirdi gözlerini. Arkadaşlarının elinden bir şey gelmiyordu. Her şartta yanında olacaklarını biliyordu ama bu durumun ikisini de aştığının farkındaydı.

Tek şansı kırmızı saçlı adamdı. Sivri dişleri olan, hızlı hareket eden, olağan dışı adam.

Ona doğru koşacağını biliyordu. Hızlı olacaktı ama Seungri onu hissettiği anda da kalbine sivri sopayı bastıracağını da farkındaydı.

Yapacağını söylemişti ama nasıl yapabileceğini bilmiyordu. Deli gibi korkuyordu. Korkusu o kadar büyüktü ki, cesaretini toplamasına engel oluyordu.

"Ellerime." diye mırıldandı. Dudaklarından dökülen kelimenin ardından bakışlarını ellerine indirdi. Geri çekmeye çalışmıyordu. Çünkü yapamıyordu. Sadece ellerine bakarak, dikkatini ona doğru koşacak adamdan uzaklaştırmak istiyordu.

Yüzüne çarpan rüzgarı hissettiğinde, her şey çok hızlı gelişmişti. Elindeki sopa yere düşmüş, vücudunda onunla birlikte yere yığılmıştı. Bir sesler duyuyordu. Bağrışmalar. Ne söylediklerini anlamıyordu. Gözleri yerde yuvarlanan, ucu kana bulanmış sopadaydı.

Karanlık onu çağırıyordu. Hissediyordu, Seungri.

Gözlerini kapatıp kendini karanlığa teslim etti.

-

"Hastaneye gidelim artık." oldukça yakınından gelen ses, Seungri'ye oldukça da uzak geliyordu. Gözlerini açmaya çalışıyor ama her denediğinde başarısız oluyordu. Göz kapaklarının üzerinde bir ağırlık vardı. Bağırıyordu aslında ama sesini duyuramıyordu. Saçma bir rüyanın içinde gibiydi.

"Doktor biraz önce gitti." dedi başka bir ses. Ses tonları tanıdıktı ama kim olduklarını çıkaramıyordu.

"İki gün oldu." İlk duyduğu sesin sahibiydi bu. Çok tanıdıktı ama ismi bir türlü aklına gelmiyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 05, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Monster :: NyongtoryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin