"Orada ne yapacağız, bana sorarsan bizim evde aynı şeyler olduğu için gelmeyi düşünmüyorum."
Carla'nın anlamayan bakışlarına karşılık, omuzlarımı silktim.
"Bakma bana öyle. Oraya spagetti yemeye gitmemiz saçma. Evde sana aynısını yapabilirim. En azından içine ne kattığımı görmüş olursun." dedim.
Bir spagetti yemek için, 20 dolar vermek sadece Carla gibi şapşal zekalar için uygundu. Tanrı aşkına, evde olan bir şeyi dışarıda yemek mantıklı mıydı?
Carla bıkkınlıkla nefesini dışarı verdi.
"Peki, o zaman sen karar ver. Nereye gidelim?"
Düşündüm. Açıkçası evde durmayı tercih ediyordum ama en yakın arkadaşımı kırmak istemiyordum.
Aklıma gelen dahiyane fikirle ellerimi birbirine hızla çarptım."Yeni açılan Çin restoranına gidiyoruz!"
Kendi fikrini beğenmemem moralini bozsa da, ortaya attığım fikir hoşuna gitmişti fakat bunu belli etmemeye çalışıyordu.
Kitaplarını toplayıp, soğuk bir tavırla, "Orada görüşürüz." dedi ve sınıftan çıktı.
Saati, ne giyeceğimizi konuşmamıştık ama eve gittiğimde Carla'nın yeni açtığı e-mail hesabına mesaj atacaktım, o sırada bu konuları da konuşurduk.
Kütüphaneye gidip, uzun zamandır okumak istediğim bir romanı alıp, eve geçtim. Annemle babam yine ve yine tartışıyordu.
Tartışmalarının sudan sebepler olması ayrıca sinir sistemi bozuyordu.O kadar birbirlerine odaklanmışlardı ki, eve geldiğimden haberleri yoktu. Bir şey söylemelerini beklemeden odama çıktım.
Üzerime ince askılı, rahat bir elbise geçirdikten sonra çantamdan telefonumu ve Carla'nın yeni hesabının adını yazdığı kağıdı aldım. Yazı pek belli olmasa da, telefonumdan hesabını bir şekilde kayıt edebilmiştim.
Sol elimi çeneme yaslayıp, dil çıkartarak, sağ elimde tuttuğum telefondan fotoğrafımı çekip Carla'ya gönderdim. Daha sonra dayanamayıp, altına bir yazı yazdım.
Izabel-Lacombe: Saat 8'de Chiba Restoran'da buluşalım bebek. Senden daha güzel olacağım, göreceksin.
Yazdığım mesajı tekrar okuyup güldükten sonra telefonumu yatağıma bırakıp, kıyafet seçmek için dolabımın karşısına geçtim.
Sanırım en zorlandığım anlardan biri bu andı. Çok çeşit kıyafetim vardı ama şu an giyecek hiçbir şeyim yok gibi hissediyordum.
Kararsız bir şekilde, kıyafetlerimle bakışırken, gelen bildirim sesi ile yatağa uzanıp, telefonumu elime aldım.
Mesaj Carla'dan gelmişti.
CarlaDevonne_: Tanışıyor muyuz?
Kaşlarımı çattım. Şakanın sırası değildi.
Izabel-Lacombe: Hahaha, aşırı güldüğüme emin olabilirsin Carla ama tatlım şimdi şaka zamanı değil. Hazırlanmaya başla.
Carla'nın her zamanki saçma, soğuk, gereksiz şakalarından biriydi.
Ekran kilidini kapattığım sırada cevap geldi. Sinirle soluduktan sonra kilidi açtım ve mesajı okudum.CarlaDevonne_: Ben şaka yapmıyorum ve bir randevum da yok. Doğru kişiye mesaj attığından emin misin?
Gözlerimi devirdim. Kağıtta yazan e-posta bu değil miydi?
Hızla e-posta'nın yazılı olduğu kağıdı aramaya başladım. Lanet olsun, nereye koyduğumu unutmuştum!
Derin nefes alıp, gözlerimi kapattım.
Sakinleş Izabel.
Gözlerimi açtığımda kağıdın, yatağımın üzerinde olduğunu gördüm. Her zaman aynı hatayı yapıyordum. Sinirlendiğimde gözüm kör oluyordu sanki.
Kağıdı elime alıp, dikkatle yazan yazıyı incelediğimde Carla'nın soyadında tek 'n' harfi olması gerektiğini fark ettim.
Lanet olsun!
Carla'nın numarasını hızla tuşlayıp, telefonu kulağıma götürdüm. Bir, iki çalmadan sonra açıldı.
"Kıyafet seçiyordum Izabel, daha sonra seni arayıp, kaçta buluşacağımızı soracaktım."
Gözlerimi sakince yumdum. Ama öfkemin dinmesinde etkili olmamıştı. Avazım çıktığı kadar haykırdım.
"LANET OLASI SİKTİĞİMİN KAĞIDINA DÜZGÜNCE ADINI YAZAMADIĞIN İÇİN TANIMADIĞIM BİR İNSANA YARI ÇIPLAK BİR İFŞAMI YOLLADIM!"
Tek solukta sinirimi kusmuştum. Carla'dan ses gelmeyince, duruşumu düzelttim ve hiçbir şey olmamış gibi rahatça konuşmaya başladım.
"Nasılsın tatlım?"
Ciddi olamazsın Izabel. Sabah, senin ahmaklaşmana sebep olacak kimyasal bir şey içmediğine emin misin?
Sağ elimle başımı ovuşturdum. O sırada Carla nihayet konuşma kabileyitinin olduğunu kanıtlamıştı.
"İyi değilsin Izabel. İstersen buluşmayı başka bir zamana ayarlayalım."
Biraz düşündüm. Bu akşam buluşursak, Carla'nın yüzüne karşı dinmeyen sinirimi kusabilirdim. En iyisi başka bir zaman buluşmaktı.
Boğazımı temizledikten sonra konuştum.
"Sanırım haklısın. Başka bir zaman buluşmamız daha iyi olur. Dinlenmek istiyorum."
Onaylayan birkaç şey mırıldadıktan sonra telefonu kapattım.
Arama sırasında gözümden kaçmıştı. Fotoğrafımı yolladığım hesap, bir mesaj daha yollamıştı. Alt dudağımı kemirip, bildirim kutucuğuna tıkladım.
CarlaDevonne_: Söylemeden edemeyeceğim Izabel. Hoş duruyorsun.
Mesajı okuduktan sonra yanaklarımın kızardığını hissediyordum. Normal bir zamanda tanımadığım insanlardan gelen mesajları ciddiye almazdım ama dediğim gibi şu an normal hissetmiyordum.
Gülümsedim ve mesaja cevap verdim.
Izabel-Lacombe: Teşekkür ederim Carla. Senin de öyle olduğuna eminim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
E-Mail [gxg]
Teen FictionIzabel Lacombe yakın arkadaşı Carla ile bir restoranda buluşmak için sözleşir, ancak buluşma saatini akşam anlaşmayı planlarlar ve Izabel e-mail hesabından arkadaşı olduğunu düşündüğü başka bir Carla'ya mesaj atar. ♀+ ♀