E-Mail [gxg]

7

En iyisi senin de ona gülümseyerek karşılık vermen. En iyisi bu. Rezil olmayacaksın. Rahatla biraz.

Derin bir nefes aldıktan sonra iç sesime ayak uydurup yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdim. Izabel bana yaklaştıkça kalbimin ritmi hızlanıyor, ellerim titriyordu.

Kollarımı açacağım sırada Izabel yanımdan geçip giderken afalladım. Ne olduğunu anlayabilmek için arkamı döndüğümde Izabel'in bir kıza sarıldığını gördüm. O anda kalbimin ufak bir yerde büzüşüp yok olduğunu hissettim. Beni tanımasını beklemiştim. Salaklık edip beni hatırlamasını, bana sarılmasını beklemiştim. Benim gibi kilolu ve bakımsız bir kıza kim bakardı ki?

Ağlamamak için dudaklarımı birbirine bastırırken şehir otobüsü geldiği anda hızla paramı verip en arka köşeye oturdum. İyi hissetmiyordum. Mutsuzdum ve bu his benim midemi bulandırıyordu. Ayrıca şehir otobüslerinden nefret ediyordum. Martha teyzeye gidene kadar kusmamak için büyük çaba sarf etmeliydim.

Otobüs kalkmadan hemen önce Izabel'in parasını ödeyip orta kısımlara oturduğunu gördüm. Heyecandan ellerimin titrediğini sonradan fark etmiştim. Tanrım, bu nasıl bir oyundu?

Araba kalktıktan sonra biraz daha rahatlamam gerekirken aksine daha fazla gerilmiştim. Izabel'in burada ne işi vardı? Karma kesinlikle gerçekti.

Telefonumdan gelen bildirim sesiyle irkildim. Ekrana baktığım zaman Izabel'in mesajı ile karşılaşınca derin bir nefes alıp verdim.

Izabel-Lacombe: Nasılsın Audrey?

Gerilmiştim. Tam anlamıyla gerilmiştim ve avuç içlerim terlemişti. Cevap verip vermemek arasında giderken Izabel'den bir mesaj daha geldi.

Izabel-Lacombe: Sana bir şey anlatmak istiyorum.

Izabel-Lacombe: Müsait misin?

Merakıma yenilip Izabel'e cevap verdim.

Audrey_Dolores: Müsaitim.

Audrey_Dolores: Kötü bir şey mi oldu?

Izabel-Lacombe: Eski konulardan bahsetmek istemiyorsun biliyorum ama

Izabel-Lacombe: Konuşmamız gereken şeyler var Audrey.

Izabel-Lacombe: Yarım kalan bazı anıların tamamlanması gerekiyor.

Mesajları okudukça heyecan ve korku arasında gidip geliyordum. Bunun dışında midem de bulanıyordu. Her an camdan fırlayabilirdim. Izabel'i fazla bekletmeden cevap yazdım.

Audrey_Dolores: Anılarını tamamlarken benim canım tekrar yanacak mı?

Izabel-Lacombe: Sanmıyorum.

Izabel-Lacombe: Benim canım yanabilir sadece.

Audrey_Dolores: Anlatmanı bekliyorum.

Izabel-Lacombe: Şöyle ki...

Izabel-Lacombe: Biz önceden çok yakın arkadaştık. Ben seni Malorie ve arkadaşlarına karşı satana kadar böyleydik.

Audrey_Dolores: Evet bunlar bildiğim şeylerdi zaten.

Izabel-Lacombe: Yüce İsa!

Izabel-Lacombe: Lütfen araya girme.

Izabel-Lacombe: Bunlardan bahsedebilmek için çok uğraştım ve araya girmeden beni dinlemeni istiyorum.

Izabel-Lacombe: Malorie ve arkadaşlarına karşı seni sattığım zaman benim yanıma hiç gelmedin ve ben senin yanına gelsem de beni dinlemedin.

Izabel-Lacombe: Neden bunları yaptığımı hiç sormadın. Belki de dünden razıydın aramızın bozulması için. Canımı çok yaktın diyorsun ancak benim canımın ne kadar yandığından hiç  haberin var mı Audrey?

Izabel-Lacombe: Her neyse asıl mesele bu değil.

Izabel-Lacombe: Seni satmamın sebebinden bahsedeceğim.

Izabel-Lacombe: O zamanlarda senin en yakın arkadaş olarak gördüğün kişi ilk defa kendi cinsinde olan birinden hoşlandığını fark etmişti.

Izabel-Lacombe: Sen güzel bir kızdın Audrey. Çok güzel bir kızdın ve seni sevmemek, çekimine kapılmamak elde değildi.

Izabel-Lacombe: Bazı kötü zihniyetli insanlar senin en yakın arkadaş olarak gördüğün o kızdaki duyguları fark etmişti.

Izabel-Lacombe: Ve sana söylemekle tehdit etmişlerdi onu.

Izabel-Lacombe: Senin ilgi odağın erkeklerdi.

Izabel-Lacombe: Eğer o kötü zihniyetli insanlar sana bunu söyleseydi

Izabel-Lacombe: Seni kaybederdim.

Izabel-Lacombe: Sonuç olarak yine kaybettim seni ama

Izabel-Lacombe: Böyle olsun istemezdim.

Izabel-Lacombe: Seni kaybetmeyi hiçbir zaman istemedim.

Izabel-Lacombe: Seni incitmeyi, üzmeyi hiç istemedim Audrey.

Izabel-Lacombe: Şimdi de istemiyorum.