Bahtsiz bedevi

45 2 0
                                    

Okulun ilk gününden ayağımı burkmuştum. Ne şans ama! Göktuğ'a bir şeyim yok desemde ayağımda bir ağırlık hissediyordum. Hayir acimiyordu sanirim. Yani aciyor olamazdi çünkü doktorlarımın dediklerine göre ben aciyi hissedemiyordum. -bundan dolayidirki kendime kolaylıkla zarar verebiliyordum-Nihayet okul bitmişti ve ayağımdaki ağırlık giderek artıyordu. Sıradan kalkmaya çalıştım fakat olamadi. Ayaklarım sıranın bacaklarına sabitlenmiş gibiydi. Bir denedim iki denedim ama nafile!

"Gerizekalılar.Bugün beni ikinci kızdırışınız" dememle yanımda birisinin olduğunu fark etmem bir oldu. Ödüm patlamıştı ve sağ baş parmağımı üst ön dişlerimin altına koyarak başımı geri ittim. "Ne yaptigini zannediyorsun sen!"

'Bir şey yapmiyorum Tuana.Sadece konusalim demiştin.Ve bende geldim.'

Haklıydı.Bunun için ondan söz almıştım.

"Kusura bakma Göktuğ,sadece sinirlendim o kadar." Anlayışlı bir şekilde gülümsedi. Onun en çok bu huyunu seviyorum sanirim. Pek sorun yaratmiyordu ve o tatlı gülümsemesini yüzünden hiç eksik etmiyordu. Daha fazla uzatmaya gerek yok diyerek basladim konuşmaya.

"Özür dilerim.Ya açıkçası ne diyeceğimi gerçekten bilmiyorum.Bana olan duyg.." derken sözümü kesti.

'Bundan rahatsız oluyorsan gerçekten bir daha söz etmem bile' Yüzünde ki çaresizlik kalbime bir ok gibi saplanmisti. Durumuna üzülüyordum acikcasi. Ama yapacak bir şeyde yoktu sanirim. Veya vardı..Kafam çok karışıktı.Yanıma oturmasiyla beynimi kaplayan düşünce sisi ortadan kalkiverdi.

'Gerçekten ne düşünüyorsun? Yani benim hakkimda?' Duraksadim. Ne diyeceğimi bilemedim.

"Acikcasi Göktuğ nasil diyeceğimi bilemiyorum ama senin bana hissettiklerini ayni şekilde ben sana hissetmiyorum-DUM" diye bastirdim son heceyi.Yüzünde yine bir gülümseme oluşmuştu.Söylediklerindem memnun kalmis olacagini düşünerek devam ettim.

"Bir kere benim için degerlisin çünkü hic kimse yokken sen vardin.Benim için degerlisin çünkü bana bu kadar yakin olan bu kadar değer veren tek kişisin ve benim için değerlisin çünkü benim bulunduğum o lanet olası hastene duvarlarını,bedenimi ele geçiren ağır ilaçları,iğneleri hepsini sende taddin." Biraz düşündürücü ve zorlu konusmustum sanirim. Çünkü uzun bir süre düşündü. Sessizliği bozmak için "Beni yurda bırakabilir misin?" dedim. Yurt... Maalesef ki yurtta kaliyordum. Annem olucak o aşşağılık kadın ben küçükken,masumken,hiç bir suçum yokken beni buraya birakmisti. Ve bu benim canımı sıktığı kadar en az Göktuğ'nunkini de sıkıyordu.Sağ kolumu omzuna attim,sol eliyle belimi sardi ve yürümeye basladik. Çok sessizdi. Firtina öncesi sessizlik derken acti bülbül ağzini. 'Acikcasi Tuana,benim hislerimi biliyorsun az çok'

Az çok?! Ne sacmaliyordu bu.Bana olan hislerini tüm hastane biliyordu.Ve bu utanç vericiydi.

'Gerçekten seni seviyorum ve kılına bir zarar gelsin istemem.Sen buna rağmen beni görmezden geliyorsun.Siniftaki herkes sana olan aşkimi biliyor.' Yuhh bu kadarda uzun boylu değildi.Ve susamadim "Göktuğ şaka yapiyorsun? Veya delirdin? Hangisi?" 'Merak etme topal,senin o kız olduğunu bilmiyorlar.Ama emin olki siniftaki bütün kızlar senin yerinde olmak istiyor.' Acikcasi duygulanmistim.Belki çok sacmaydi ama yinede duygulanmistim.Hem bir şey hissetmeyip hemde duygulanmam... Bilmiyorum.Acaba Göktuğ'u gerçekten seviyor muydum? Olamaz miydi? Bir an durdu.Ona bağli olduğum için bende durmak zorunda kalmistim. Bana döndü ve uzun uzun nefes aldi. Mesaafeyi kısaltıyordu.Nefesini yüzümde hissedebiliyordum artik.Bir eli hala belimde,öteki eli ise göğsümün altindaydi.Kahretsin bu çocuk çok akilliydi ve kalp atışımı kontrol edecekti.Gözlerimi gözlerinden kaciriyordum. Lütfen o kelimeyi söylemesin,lütfen lütfen..

Ve,

'Seni gerçekten seviyorum Tuana..'

Sktiir ..............

İste simdi tuzağa düşmüştüm.Ne kadar heyecanlanmamaya calissam da heyecanlanmistim ve doğal olarak kalp atislarim davulcu amcanin davulu gibi ses cikariyordu.Kalbimi delip geçecek diye çok korktum.Hani ben Göktuğ'u sevmiyordum! Ve hala sevmiyorum.Peki neden boyle olmuştu? Hoslanilma duygusu muydu acaba benimkisi? Salak gibi bunlari düşünürken Göktuğ çoktan dudaklarini islatmisti.Benimkilere yaklastirdi veee hooopp ..... Evet öpüşmüştük.Ve ben bundan hic mutlu değildim.Gözlerimi açmak istemedim ama sonsuza kadar burada gözlerim kapali duramazdim. Göktuğ çok mutlu gözüküyordu.Ben onunla ayni yüz ifadesini tasiyamayacaktim ama kirmamak için pek belli etmedim.Göktuğ'dan gözlerimi ayirmak istedim ve istemsizce basimi sağa cevirmistim.

Ve ikinci sktiir ..............

Biz yurda gelmistik ve birisi bizi görmüştü.Arkasini dönüp koşarken saclarindan tanidigim kişi oydu.Evet o kaslı mı kaslı yakisikli mi yakisikli Enes'ten baskasi değildi!

Dairesel koridorlarda köşe kapmacaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin