Arkama dönüp baktığımda görüyorum ki iki kişiye açık kalmış bir kalp,ebeveynsiz masum bir kız,hastane köşeleri ve dairesel koridorlarda köşe kapmaca...
18 yaşıma basmışım.Bir bar kenarında yaş 18 şarkısı eşlik ediyor kadehimin son yudumuna.
Uyudum büyüdüm.. gibi göründüm
Ama büyümedim bir gün bile büyümedim
Sorular vardı cevapları çok şıktı
Ama giyemedim birini bile giyemedim
Ve bunu sen bile bilemedin
...
Ben daha onsekizim
Ya hepsi ya da hiç biriyim
Sanma ki şu son üç saatte
Hiç kimse ya da birisiyim...
Bağırıyordum;sesim kısılana,nefesim bitene,Enes'i unutana ve Göktuğ'u görene kadar..
Bıraktığı kirli sakalları,buğulu gözleriyle birleşince o benim! bakışı atmak istiyordum bütün kızlara.Dediğim gibi maymun iştahlının tekiydim.Halbuki üzerinde hiç bir hakkım yoktu.Telefonlarını açmadım bir yıl boyunca.Aramadımda.Ne bir mesaj,ne bir gülümseme.Yüzünü gördüğüm yerde başımı çeviriyordum.Sonra ne mi yaptı?
Napıcak okulunu değiştirdi sırf benim yüzümden.Korkak.Yüzleşmekten,benden,benimle olamamaktan korkan büyük bir aptal! Neden mi ondan kaçtım? Anlatıyım..
***
O gece.Evet o gece..
Ben ruh sağlığı yerinde olmayan büyük bir aptal.
Enes..Enes ise beni seven,paylaşamayan fakat beni kullanan,fırlatıp atan bir pislik.Hayır seven bir insan neden böyle bir şey yaparki! Düşündükçe çıldırasım geliyor.
Bir yıl önce tam bir yıl önce.Tam da bugün.Doğum günümde.Bir çılgınlık yapıp yurttan kaçtık Enes'le.. Beni hiç görmediğim bir yere götürdü.Titriyordu elleri,sarıldım..Ellerini ısıtmaya çalıştım.Hava o kadar soğuk değildi,hatta soğuk değildi ama üşüyor zannetmiştim. Önce beni öptü.Çok uzun soluklu bir öpücüktü ve tutkulu.Beni kendine çekip kucağına oturtmuştu.Bir eliyle bacağımı okşarken, öteki eliyle beni kendine çekiyordu.Dudak vuruşları kendimden geçmeme yeterli olmuştu. Dilini dudağımda gezdirdi.Dudaklarımı dondurma misali yalıyordu ve gözlerini kapattığını görmüştüm.Hırıltılı bir ses çıkarıp geri çekildi.Bacağımdaki eli daireler ve yumuşak okşamalarla yukarı sıyrılıyor,öteki eli kopçamla dans ediyordu.Kalbim yerinden çıkacakmışçasına çarparken,yeniden dudaklarını dudaklarımda hissettim.Masumluktan çıkmış ilk öpüşmemizdi ve gayet iyi öpüşüyordu.Üst dudağımı ısırdıktan sonra,dilini dilimle birleştirdi.Bu sefer dillerimiz sex yapıyordu.
Öpüşmek,birleşmek için verilen anlaşmadır.
Aklıma Göktuğ geldi birden.Neden bilmiyorum.Kendimi çektim Enesten.Bozulmuşçasına gülümsedi;
'Benden kaçamassın Tuana.'
Bu söz kulaklarımda yankılanırken eli dahada yukarı tırmanmıştı.Artık onu istemiyordum.Hiç bir şekilde.Ben daha 17 yaşındaydım ve şuan burada,bu şekilde Enesle olmamam gerekliydi.Kucağından indim.Şaşırmıştı.
'Ne yani,beni gerçekten istemiyor musun?'
"Hayır!"
Önce duraksadı sonra yanıma yürüdü.Ben gittikçe o geldi.Ben gittikçe o geldi.Ve "İmdaat" diye bağırdım. Bunu bana yapan Enes olamazdı,olmamalıydı.Eliyle ağzımı kapattı. 'Sessiz ol,canın yanmasın.' Hayır bu Enes değildi.Onun kılığına girmiş bir pislikti..Her şey yalan olamazdı.Beni sevmesi de mi yalandı şimdi? Ya dizimde ağlaması? Artık,kendime bile inanmamam gerektiğini anlamıştım.Uçkuruna bir tekme attım.Onlarda ne?! Cebinden birsürü küçük beyaz torbalar düştü.
"Enes sen.." Yerde kıvranırken başını kaldırıp piç gülümsemesi attı bana. Koşmaya başladım. Daha çok...Nefesim kesilene kadar.Arkamda gözükmüyordu.Ama yinede koşmayı bırakmamalıydım taki ona çarpana kadar..
"G-Göktuğ..."
'Tuana senin ne işin var bu saatte burada?'
"Göktuğ b-ben.." hıçkırıklara boğulmuştum. "E-Enes.." Ve daha fazla hıçkırık. Başımı göğsüne dayadım..Ağladım ve ağladım.
'Ne olmuş Enes'e?' dedi sinirli bir sesle.
"E-Enes.." göğsünü ıslatmıştım.. Hala dudağımdan çıkacak tek kelimeye bakıyordu. 'Ne oldu Tuana,anlat!' 'Yoksa kotu bir şey mi yaptı Enes piçi sana...' 'Tuana anlat!'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dairesel koridorlarda köşe kapmaca
Teen FictionSizden biri olmamam sizden biri olamayacagim anlamına gelmiyor.