'Tuana o kim?' Anlamamazlıktan gelicektim fakat neden öyle bir şey yapıyım ki.Enesti yani,bu kadar basit. (ben kimi kandırıyorum?)
"Kim kimdi?" 'O.. İki gündür dalıp gittiğin kişi..Beni unutup onu hatırladığın kişi Tuana.Kim!!!' Sesini yükseltmişti biraz. Hayır ben kendimi ezdiremezdim. Oda kim oluyordu yani. "Bana bağırma!" Bir tepki vermedi,istediğimi yaparım dercesine. SİNİR OLDUM!
"Ya hayır sen kendini ne san.."
... Dudaklarıyla susturmuştu beni.Karşılık vermedim tabiki de.Afalladı ve geri çekildi hemen.. 'Artık kalkalım istersen' bu bir sorudan ziyade ben kalkıyorum ve sende geliryorsunun kibar şekliydi. Salak.
...Enes sinirli sinirli karşıdan geliyordu.'Bu ne demek oluyor Tuana!' "Asıl bu ne demek oluyor Enes?" Burnundan soluyordu.Nedenini anlamamıştım.Yani kısmen. 'O çocuk neden seni yurda bıraktı? İsteseydin ben gelir alırdım seni.' "Sadece biraz gezmiştik,doğal olarak o bıraktı." Siniri kat ve kat artıyordu.Biraz hoşuma gitmişti sanırım itiraf etmeliyim. Hiç bir şey demeden yanından geçiyordum ki kolumu sıktı.Ve daha çok..Ve daha da çok.. Hayır bu çocuk benim acıyı hissetmediğimi bilmiyor muydu? Elinden sıyrılamamak moralimi bozmuştu."Bırak kolumu!" 'Hayır!' "Bırak dedim Enes,acımadığını biliyorsun!" bağırarak karşılık verdi. 'Sen ve senin garip hastalıkların..' Dudaklarını yaladı ve yaklaştı,etkileyici bir ses tonuyla; 'Peki bunu hissedebiliyor musun?' dudaklarımı parçalarcasına öpüyordu.Hem de yurtta!
Bu bugünkü ikinci öpücüğümdü ve buna karşılık vermiştim. Çok büyüleyiciydi. Ve bi o kadar da tutkulu. Sanırım ben Enes'e aittim. Sol yanımın kapıları Enes'e aralandı. Geçebilecek mi bilmiyorum ama izin vermiştim.
O.. Gerçekten hoş birisiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dairesel koridorlarda köşe kapmaca
Fiksi RemajaSizden biri olmamam sizden biri olamayacagim anlamına gelmiyor.