LÜTFEN YORUMLARINIZI ESİRGEMEYİN...
Rhys, uyandığında çok rahatlamış hissediyordu. Bilekleri kelepçeliydi hala ancak Aoda'nın baskısı yok olmuştu. Genç adam gözlerini kırpıştırdı. Hava aydınlanmıştı. Rhys, şaşkınlıkla durdu. Sabah olmuştu. Doğrulup oturdu ve etrafına bakındı. Çıplaktı.
Dün gece Galatriel ona kelepçeleri taktıktan sonra uyumasını söylemişti. En son hatırladığı buydu. Ellerini saçlarının içinden geçirdi ve indirip tekrar avuç içlerine baktı. Kendini geri yatağa bırakıp derin bir nefes aldı.
Kendisine ait olmayan iç çekiş erkeğin dikkatini çekti. Galatriel hemen yanında yatıyordu. Çift kişilik yatak olduğu için normaldi. Muhtemelen vahada da yanında uyuyordu. Ancak Galatriel her zaman ondan sonra uyuduğu ve ondan önce uyandığı için Rhys bundan emin olamamıştı hiç.
Yatak örtülerinin altında çıplak omuzları ortaya çıkmıştı. Beyaz teni ince uzun çizgilerle kirlenmişti. Biri onu tırnaklamış gibi duruyordu ve oldukça derine batırmıştı. Rhys, yavaşça kadının üzerindeki örtüleri hafifçe çekti. Galatriel' de çıplaktı. Üstelik sırtı da tıpkı omuzları gibi izler ve kanla kaplıydı.
Rhys, onun üzerini tekrar örttü ve yüzünü elleriyle örttü. Düşünmek istemiyordu. Galatriel çok güçlü bir cadıydı. Aoda her ne kadar en yüksek seviyedeki iblis bile olsa onu zorlamış olamazdı. Galatriel, ondan kurtulmanın bir yolunu bulurdu. Saf ya da salak değildi. Bu izlerin bir boğuşmadan kaynaklanmadığı açıktı. Sevişme izleriydi bunlar.
Galatriel kendi isteğiyle onunla beraber olmuş olma ihtimali...
Rhys başını iki yana salladı. Onunla beraber olmamıştı. Aoda ile beraber olmuştu. Genç adam derin bir nefes alıp kendini içinde sıcak sular tüten küvete bıraktı. Ellerini tekrar saçlarının içinden geçirdi. Kelepçeler artık canını yakmaya başlamıştı.
Neden hiçbir şey hatırlayamıyordu? Neden Aoda onu ele geçirdiğinde neler olup bittiğini hatırlamıyordu? Bunun sadece bir kereliğe mahsus bir şey olmadığına emindi. Galatriel, Aoda'yı tanıyordu. Kılıcı gördüğü anda onun içindekinin Aoda olduğunu söylemişti.
Bu işi bir şey için yerine getireceğini söylemişti. Ancak ne istediğini söylememişti. Rhys aptallığına yanıyordu. Onlar birbirlerini tanıyorlardı. Rhys'i kullanarak birleşiyorlardı. Hayatı boyunca hiç bu kadar aşağılanmış ya da kirlenmiş hissetmemişti.
Galatriel, gözlerini açtığında Rhys odada yoktu. İlk defa bu kadar çok uyumuştu. Bedeninin ihtiyaçlarını uzun yıllar görmezden gelmesi Aoda'nın tekrar hayatına girmesiyle oldukça yorulmaya başlamıştı. Galatriel, Aoda'yı zapt edebilmek için hem güç hem de bedensel enerji harcıyordu.
Karşılığını aldığı şüphe götürmezdi ancak yine de daha dikkatli olması gerektiği kesindi. Genç kadın ayağa kalktı ve etrafına bakındı. Kılıç da Rhys gibi gitmişti. Galatriel, öfkeyle dudaklarını büzdü. Bileklerindeki kelepçelerle nereye gittiğini sanıyordu ki?
Galatriel, başını çevirdi. Kan dolu kavanoz hala duruyordu. İçinde eksik vardı. Normalden daha az bir seviyedeydi. Dün akşam kendi bedenine enjekte ettiği kadarı eksikti. Ancak geri kalanı olduğu gibi duruyordu. Galatriel, başını çevirdi.
Rhys, kılıcı kendisi yapacaktı!
Genç kadın hızla üzerini giyinip dışarı çıktı. Genç Colin'in hemen yanından geçip gitti ve fırlayarak handan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAMELOT SERİSİ 1. KİTAP- CAMELOT PRENSİ
Viễn tưởngGenç adamın düşünmeye vakti olmadı. Kafasında tartmaya da vakti yoktu hızla öne atıldı ve yerdeki kılıcı aldı. Rhys, hızla savunma pozisyonu alarak şeytana döndü ve... Ve her şey birden karardı.