Afrodizyağın etkisi ya da değil. Kokusunu aldığı, tenine dokunduğu her an daha da alevleniyor gibiydi. Rhys, bu dudakların tadını içgüdüsel olarak biliyordu. Bembeyaz ve yumuşak teninin nasıl hissettirdiğini de. Bu beden de onunla defalarca birleşmişti. Zihnen farklı olsa bile bedeninin kendi aklı vardı ve o bunları hatırlıyordu.
Hatırladığı şeyler hoşuna gidiyordu.
Dili genç kadının dudaklarını aralayıp içine girdi. Gerçekten de bu tadı biliyordu ve çok beğenmişti. Elini saçlarının içinden geçirdi ve kadını yere yatırıp altına aldı. Ona hoyrat davranmak istiyordu. Gerçekten kendisini erkeği olarak kabul ettirmek istiyordu.
Kadının elleri saçlarının içinden geçti ve kendisine bastırdı. Rhys, kendisini zar zor engelleyebiliyordu. Başını eğdi ve hafifçe doğruldu. Elbisesinin önünü tutup sertçe ikiye ayırdı. Bu beden nezaketi hak ediyordu. O kadar güzeldi ki Rhys, rüya gördüğünü düşündü.
Muhteşem kokuyordu. Hiçbir afrodizyağın kokusu buna benzemiyordu. Rhys, dudaklarını kadının boynundan aşağı doğru sürükledi. Galatriel'in göğüsleri dolgundu ve uçları kalındı. Beyaz teninin üzerinde çok çekici görünüyordu. Erkek onları ısırdı. Kadın, altında kasılıp titredi. Rhys, darbeyi hafifletmek için diliyle biraz oynadı ve tekrar ısırdı.
Galatriel, erkeğin üzerindeki gömleğe tırnaklarını geçirdi. Rhys, kumaşın yırtılma sesini duydu. Kadının tırnaklarını sırtına batıyor, onu kanatıyordu ancak yaraları aynı hızla iyileşiyordu. Göbeğinden aşağı indi ve dilini kasık çizgisinde gezdirdi.
Hangisinin daha etkili olduğunu bilmiyordu ama Rhys mantık sınırlarını geçeli çok olmuştu. Kadının bacaklarını tutup iyice yukarı kaldırdı ve onun gözlerine baktı. Galatriel, tutkuyla ıslanmış gözlerini ona dikti. Sanki sonraki hamlesini tahmin edemiyor gibiydi. "Rhys" diye soludu.
Gözlerinin önündeki teslimiyet onu mahvediyordu. Rhys dudaklarını kadının özel bölgesine bastırdı ve dudaklarının arasındaki dili emdi. Elleriyle bacaklarını tutmaya devam ediyordu. Galatriel, dilinin altında anında titremeye başladı. Elleri erkeğin saçlarını yakaladı ve kendine bastırmaya devam etti. Ancak bedeninin kıvranışları onun öpücüğünden kaçmaya çalışıyordu.
Rhys hafifçe başını kaldırdı ve öpücüklerinden iyice hassaslaşan tenine doğru üfledi. Kadın tekrar kasıldı. Erkeğin yeşil gözlerinde acımasız bir keyif hali vardı. "Hoşuna gittiğini görebiliyorum" diye hırladı gülümseyerek. Tek parmağını kadınlığının içine doğru itti. Galatriel, ona doğru yükseldi. Ellerini çimlere geçirdi.
Daha oyun yeni başlıyordu Rhys için. Başını tekrar onun güzelliğine gömdü. Tadını çok beğenmişti. Bir gün bile bıkamayacağı bir tattı bu. Kokusuyla beraber Rhys'i içine girmeye zorluyordu. Rhys onun bacaklarını bıraktı ve üzerindeki pantolonu sıyırdı. İç çamaşırı yoktu. Erkekliği serbest kalınca erkek rahatlamayla inledi.
Dişlerini kadınlığına geçirdi ve hafifçe ısırıp çekiştirdi. Galatriel, anında çığlıklar atmaya başladı. Boşalmanın getirdiği titreme ve kasılmalar kadını ele geçirmişti. Genç kadın rahatlamayla nefesler alıp vermeye başladı. Bu belki de daha önce hiç yaşamadığı kadar sert ve aniydi.
Rhys, onun kalçalarını bıraktı ve üzerine tırmandı. Erkekliğini ona sürtüyordu ancak içine girmiyordu. Bu özel işkence sadece kendisine ve ona özeldi. "Galatriel" diye inledi genç adam. "Bana bak" diye hırladı. "Gözlerini aç ve bana bak"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAMELOT SERİSİ 1. KİTAP- CAMELOT PRENSİ
FantasyGenç adamın düşünmeye vakti olmadı. Kafasında tartmaya da vakti yoktu hızla öne atıldı ve yerdeki kılıcı aldı. Rhys, hızla savunma pozisyonu alarak şeytana döndü ve... Ve her şey birden karardı.